"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tarafgir araştırmaz; ezberini tekrar eder

M. Latif SALİHOĞLU
10 Mart 2025, Pazartesi
Şahıs merkezli yapılanmalar, taraftarlarını konsolide edip kemikleştirmek için, onların bazı duygularını köreltme, melekelerini törpüleme, mümkünse yok etme mekanizmasını çalıştırırlar.

Dizginini bu tür yapılara kaptıranlar, zamanla hakîkaten duygu körelmesi yaşarlar. Aynı şekilde, muhakeme etme, yahut mihenge vurma yeteneğini kaybederler. Âdeta birer robota dönerler. Neler ezberletilmişse, hep o yönde laf salatası yapıp dururlar. Bütün duygu ve düşünceleri bir noktaya kilitlenir: Savunmak da savunmak. İllâ da savunmak. Tarafgiri olduğu şahsa toz kondurmaksızın habire savunmak, militanca savunmak, bağnazca savunmak, dönüp dönüp yine savunmak…

Böyle bir tarafgir, elbette ki hakîkati araştırmaz; ona ne ezberletilmişse, ona ne yutturulmuşsa, o çerçevede konuşur, hep o yönde laklak edip durur.

«

İşin en acıklı yönü, bağnazlıkta level atlayan tarafgirler, ne hâle getirildiklerinin farkında bile değiller. Görmek-duymak istemedikleri şeylere karşı âdeta kör ve sağırlara dönerler. Aynen şu sözlerle ifade edildiği gibi: “Tarafgirlik hissi, tarafgir nazarı, taraftar olduğu taraf cereyanın kusurunu görmez; zulmüne rıza gösterir, belki alkışlar.” 1

Tarafgir kişi, iki türlü sıkıntıya düçar olur. 

Biri: Muhalif olduğu taraftan güzel, hayırlı, şifalı bir şey gelse, yine de almaz. Düşüncesizce reddeder. Bu ise, ona iyi gelecek bir ilacı reddetmek gibidir. Böylelikle, sıhhatine bir nevî zarar vermiş olur.

İkinci sıkıntı: Kendi tarafından gelecek bir şeyi sorgulamadan alır, yutar. Bu yuttuğu şey zararlı da olabilir. Ama farkında bile değildir. Bu ise, kafa ve kalbin midesini bulandırabilir, hazımsızlığa yol açabilir. Sıkıntı kaçınılmaz olur.

«

Hak ve hakîkate taraf olmak, İslâmın şânındandır. Şahıs merkezli değildir. Belki, hakîkatli düsturlar, hikmetli ölçüler, oturmuş prensiplere üzerinden gider. İnsaniyete yakışan bir meziyettir. Sahibini sâhil-i selâmete götürür. Ama bu bahs-i diğerdir. 

Burada anlatmaya çalıştığımız zararlı tarafgirlik, bir şahs-ı mânevinin mekanizması içinde yer alan düsturları hiçe sayarak, bilhassa şahıs merkezli bir yapılanmanın talimatlarına karşı itaatkârane bağlanmak, yahut kul-köle gibi serfürû etmektir.

Bu ise, er ya da geç, günün birinde sahibinin ayarını bozacak derecede sıkıntı verir, belki azap içinde bırakır. Yazık olur.

«

Tarafgirlik damarı kuvvetlendikçe, kişide körlük ve sağırlık derecesi de aynı nisbette kalınlaşır. Bu hâle gelen biri, şüphesiz daha ziyade tehlikelere mâruz kalır. Zira, zamanla gelecek olan ölümcül tehlikeleri bile göremez, duyamaz, hissedemez olur.

Onun için, evvel-âhir bir tavsiye, hatta vasiyet gibi zikredilen Üstad Bediüzzaman’ın şu sözünü ömür boyu hatırdan çıkarmamak, öncelikle kendi menfaatimiz icabıdır:

“Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut, bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayın. Zira, çok silik söz ticarette geziyor.” 2

«

Tahkiksiz gitmek, bu zamanda bizi bir badireye doğru sürükleyebilir, hatta bir felâkete dahi atabilir. Dolayısıyla, son derece dikkat ve ihtiyatla gitmek icap ediyor.

Bu meyanda, “son söz” yerine geçecek şu hatırlatmayı dikkat nazarlarına sunuyoruz:

Bu gibi durumlar karşısında, evvel-âhir tavsiyemiz, şu mustakîm tavsiyeye uymaktır:

“Kardeşlerim! Bu zamanda öyle dehşetli cereyanlar ve hayat ve cihanı sarsacak hadiseler içinde, hadsiz bir metanet ve itidâl-i dem ve nihayetsiz bir fedakârlık taşımak gerektir.” 3

Dipnotlar:

1- Emirdağ Lâhikası, s: 83

2- Münazarat, s: 48

Okunma Sayısı: 1818
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ramazan tavşan

    12.3.2025 23:50:25

    Bir günlük siyasi gazetede yazar mı okuyucuyu samimiyet testine tabi tutar yoksa gazetenin okuyucusu mu yazarı samimiyet testine tabi tutar. Başka deyişle gazete için yazarı daha önemlidir yoksa gazeteyi ayakta tutan okuru yani müşterisi mi önemlidir.

  • Latif Salihoğlu

    12.3.2025 00:14:12

    Peşin hükümlü bir şekilde başkası hakkında "niyet okuma" yaptıktan, bununla yetinmeyip "hayalî-farazî suçlar"ı da yükledikten sonra, tutup "vefa"dan, "iman davası"ndan, "dava kardeşliği"nden, "tesanüdü kuvvetlendirmek"ten bahsetmenin ne kadar samimi ve inandırıcı olduğunu aziz okuyucularımızın feraset ve takdirine havale ediyoruz.

  • Ramazan tavşan

    11.3.2025 15:11:31

    Böyle yazılar yazınca yorum çok oluyor, yazar da okundugunun farkına varıyor bundan büyük lezzet alıyor adeta besleniyor. Bir sefer de yarayı pansuman için yazmıyor, yaraya periyodik olarak neşter vuruyor ki taze kalsın birşey söyleyince kendindeki hastalıkları karşı tarafa sıvıyor. Biraz sıkıştırsan ben üstadı değil Risale-i Nurları seviyorum der şahısperst değilim diye biraz daha zorlaşan haşa ben peygamberi değil İslami seviyorum diyecek kadar şahısperstlikten arınmış. İnsanda bir vefa olur, dostluk hatırı olur, dava kardeşliği olur, insaf olur , olurda olur. Yara kaşımaktan, yaraya neşter Yarayi kaşımaktan yeni yeni neşter vurmaktan, arkadaki mesafeyi derinleştirmek ten uzak duralım. Enerjimizi iman Kur'an davasında aramızdaki tesanudu kuvvetlendirecek şeylerde kullanalım

  • Mehmed Kovancı

    10.3.2025 23:10:32

    şahs-ı maneviyi öne çıkarmış siniz .Allah razı olsun.Risale-i Nurun sahs-ı manevisi o şahsı maneviyi temsil eden Risale-i Nurun has şakirtlerinin şahs-ı manevisi hakim olursa hizmetler şaha kalkar şahıs merkezli hizmetler ise dahi de olsa veli de olsa zindıkaya karşı mağlup olmaya mahkumdur.latif bey şahsı maneviyi öne cikarmis.Allah razı olsun.sahsa bağlı Nur hizmetini kabul etmek Nurculugu tarikat menzilesine indirmektir

  • yahya

    10.3.2025 19:29:41

    Kaleminize sağlık.

  • yahya

    10.3.2025 19:28:54

    Hayat güzel, yaşa(t)maya değer, kalp kırmaya değmez. Yazılanlar su misalidir(olmalıdır). Arı içer, bal olur. Akrep içer, zehir olur.

  • Mehmet Türeli

    10.3.2025 18:47:21

    Yeni Asya nur cemaati üstadın kainata değiştirmediği talebesi Zübeyir abi ve yakın arkadaşı olan Kutlular vs. abilere bile şahıslarına değil de Risale-i Nura olan bağlılıklarından dolayı seviyorlar. Bir kardeşimize zındıka komitesi her ne ad altında olursa olsun saldırıyorsa ona sahip çıkmak şahısperestlik değil, Üstadın hakiki Ziyaeddini sevdiği gibi sevmemiz lazım.

  • Latif Salihoğlu

    10.3.2025 18:35:31

    Mütemmim cüz: Tabiî, bir de hiç ilgisiz konulara girenler var. Adeta sürmenaj olmuşcasına, yazımızla doğrudan alâkası olmaya mevzulara girip girip o bataklıkta patinaj yapanlar oluyor. Hiç cevap vermeksizin, onlarla ilgili değerlendirmeyi de sizlerin takdirine bırakıyorum.

  • Nur Said

    10.3.2025 18:17:14

    Vay o kalem tutan ellerin dert görmesin Latif Bey kardaşım.. Allah senden razı olsun ki bu hakikatleri yapılan onca tenkide ve iftiralara rağmen pervasızca dile getiriyorsun. Ne mutlu sana. Her zaman Hakk'ın hatırını ali tut, tamam ve asla korkma!!!

  • Mahmut Tarıf

    10.3.2025 17:33:47

    Latif Bey, kimse ile şahsi meselem yok cümlesi ne kadar inandırıcı? Bu ve benzer konudaki tüm yazıların altlarındaki yorumlar okunduğunda, okuyucuların aklına net olarak bazı şahısların geldiği belli oluyor. Yeni Asya camiasının sıcak gündeminin ne olduğunu herkes biliyor ve siz bu yazıların kimseyi hedef almadığını söylüyorsunuz. Oysa yorumlar sizin dediğinizden farklı anlamlar içeriyor. Ve yorumlarda göreceğiniz gibi derin ayrılık ve çatışmaların zemini oluyor. Niyetiniz öyle olmasa bile öyle anlaşılıyorsa bu işte bir yanlışlık olmalı. Sık kullandığınız ve cevabınızda da ifade ettiğiniz '' ümitsiz vakalar'' bir yazarın okuyucusuna olan saygısının bir göstergesidir. Siyasetçiler sürekli yanlış anladınız diye bir ifade kullanır, nedense yanlış söyledim demezler. Sizin de yazılarınız nedense ''ümitsiz vakalar'' tarafından yanlış anlaşılıyor ve cevap yazma ihtiyacı duyuyorsunuz!

  • İhsan UÇAR

    10.3.2025 16:06:32

    Kim cennet ehli, kim değil yorumcular mı karar veriyor ? Ne günlere kaldık! Yazıda şahıs merkezli yapıların durumu incelenmektedir... Ve sıkıntılar nazara verilmektedir. Bu rahatsızlık neden? Tam bir psikolojik savaş! Cenab-ı Allah (Celle Celâlüh) yazanların yardımcısı olsun, istikametten ayırmasın!

  • Said YÜKSEKDAĞ

    10.3.2025 15:59:51

    Tarafgirlik ve şahısperestlik çok dehşetli bir hastalıktır. Bunun çaresi ve tedavisi elbette mümkündür lâkin çok zordur. Risale-i Nurun ve Üstadımızın hukukuna ihanet gibi azim bir cinayeti görememek yahut gördüğü halde bilmezlikten gelmek tarafgirliğin ve şahısperestliğin daniskasıdır ve bu azim günaha ortak olmaktır. Bu kişilerle sabaha kadar tartışsak boş zira kör bir inat var. Ben bir kaç kişiyle tartıştım ve Risale-i Nurun hukukunu müdafaa ettim. Lâkin karşıdakiler Risale-i Nurun değil günahkâr şahısların hukukunu müdafaa ettiler. Hakperest olsaydılar hassasiyetimi tebrik eder ve kendilerini uyardığım için teşekkür ederlerdi ama nerdeee... Bu çok dehşetli bir durum. Ne diyelim Rabbim bu tarafgir ve şahısperest insanlara akıl fikir ve basiret versin. Bizlere de Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerine ve Risale-i Nura sadık olmayı nasip etsin. Âmin.

  • HASAN DOĞAN

    10.3.2025 14:08:10

    Ayrıca Üstad:'' İnsan hüsn-ü zan etmeli su-i zan etmemeli'' diyor.Karşısındaki bir ağabey veya bir kardeş cemaatten rağbet görüp takdir topluyorsa hemen de şahısperestlik ve tarafgirlik yaftası ile daha bilmen kripto yaftalar takmak ve bunu işaa etmek risale i nur prensipleri ile bağdaşmaz..........

  • Latif Salihoğlu

    10.3.2025 13:26:19

    Çok şükür, hiç kimse ile şahsî bir meselem yok. Aynı şekilde, hiçbir makam-mevki beklendim de yok. Dolayısıyla, prensip olarak, burada bir tek şahısla ilgili yazılar yazmam. Yazmak, doğru da değil. Bu, ta başından beri uymaya çalıştığım bir prensiptir. Şayet, müsbet-menfi bir şahıs ile ilgili yazı yazsam, mutlaka o şahsın ismini zikrederim. Aynen, "Günün Tarihi"ne dair yazılarda olduğu gibi. Ancak, buna rağmen, bu ve benzeri yazılarımızın doğrudan bir şahıs ile alâkalı olduğunu telâkki edenler oluyor, maalesef. Bırakın telâkkiyi, bu noktada hüküm verenler dahi çıkabiliyor. Yani, umumi prensipler manzumesi ile alakalı bir yazıyı, tutup illa da bir şahıs meselesine indirgeyenler olabiliyor. Böyle fâsit bir noktaya saplanıp kalmışlar. Üstelik, yıllardır bu meyandaki ezberlerini tekrar edip duruyorlar. Ne var ki, bu tarz "ümitsiz vaka"lar için yapabileceğimiz bir şey yok. Berâ-yı mâlumat.

  • Mahmut Tarıf

    10.3.2025 12:41:27

    Kendi meslektaşınıza karşı yapılan haksızlıkların karşısında durmayı '' şahısperstlik'' olarak adlandırmanız kastettiklerinizi haklı kılmaz. Tam tersi hakkı savunanlara siper olamk metanet ve vefadır. Hakka sahip çıkmaktır. Fikren karşı olabilirsiniz ama prensip olarak yapılana ( basına sansür, fikir hürriyetini kısıtlama, adil ve bağımsız yargılanma hakkı) karşı çıkmanız gerekirken arkadaş diyemiyorum artık meslektaşınızın ve onun gibi düşünenleri körleşme, aklını kullanmamakla ilgili ifadeleriniz daha bir itici ve kırıcı oluyor onulmaz yaralara sebep oluyorsunuz.

  • ali fergana

    10.3.2025 12:05:30

    Aslında herkes, hepimiz tarafgiriz. Doğduğumuz, bulunduğumuz çevrenin, ailenin dinini, fikrini almaktayız, tüm dünya insanları gibi. Bu da ister istemez bir tarafgirlik, taassup oluşturuyor. Hepimiz kendi doğrumuzun, düşüncemizin en iyi olduğunu düşünüyoruz. Bu nasıl aşılır, empati kurulur düşünmek(tefekkür) gerek.

  • Mustafa Said Kara

    10.3.2025 11:57:32

    Maalesef siyasi olarak çok tarafgir olmaya başladık. İktidar ne derse tersini iddia etmek gibi bir huy ortaya çıktı. "Ayasofya camisinin açılışına sevinemiyorum, keşke açılmasaydı, çünkü iktidara yarıyor" diyenler gördüm. Latif ağabeyin yazısı bu meyanda güzel tavsiyeler veriyor. Tarafgir adam giderek zıddına inkilâb eder. İtidalli olmalıyız. Son demde ehli sünnet vel cemaat yolundan şaşanlar, taraftarlıkta aşırıya gidenler oluyor maalesef.

  • Raşit örenel

    10.3.2025 11:46:02

    Bu konuyu sık sık tekrar ediyorsunuz. Özellikle belli bir kişiyi mi kastediyorsunuz bilemem. Tabii genel prensip olarak geçerli şeyler. Fakat muhabbet edilene şahısperestlik gibi düşman olunana tersinden şahısperestlik te var. Kıskançlık ve kin ile bir kişiye saplantılı bir düşmanlık besleyen biri, o kişinin dava sadakatine duyulan halis sevgi kendine gösterilmeyince bu durum onu içten içe çürütür ve kim bilir hangi esfel çukurlara düşürtür. Gayrimeşru muhabbet fenadır, gayrimeşru düşmanlık ise daha da fenadır. Allah her türlü şahısperestlikten muhafaza etsin.

  • HASAN DOĞAN

    10.3.2025 10:22:20

    Aynen öyle şahıs bazlı çalışan güruhlar kendi taraftarları için seçtikleri biri yada birilerine bir yafta ile sürekli saldırır ve o ağızlarındaki yafttanın sakız gibi çürümemesi için her daim çiğneyip dururlar maalesef.......

  • İbrahim FİŞEK

    10.3.2025 08:26:55

    Rabbimiz ebeden razı olsun bu konu önemli, anlayamayanlara örnek olur însâAllah ..

  • Osman Yıldirim

    10.3.2025 05:51:31

    Evet aynen öyle,hele bu şahıs merkezli düşünceler bir de herkese ait olması gereken devlet gücü ile besleniyorlar öylesine tahribata yapıyor ki zulüm dercesine varıyor. Adam kendini devletin taa kendisi zannediyor ve öylesine Firavuane eylemlerde bulunuyor ki kendinden olmayanı hain ve terörist addederek zalimin hükmediyor. Ve birde Hak dava ettiklerini zanneden ehli din bile bu Firavunane çabaya destek vermektedirler,bu gibi anlayışlardan Allaha sığınmak gerekmektedir.

  • Abdullah

    10.3.2025 05:15:40

    İçtima-i ve şahsi hayatımıza dair yazıl mış, yerinde ve uyarıcı bir makale... Tarafgirlik hissi insanı ne hale getiriyor ve insanların iç aleminde yaptığı muthiş tahribatı çok net ifade eden bir yazı.Hakikaten tarafgirlik, insanda muhakemeyi alt üst ediyor.Vicdanı sus turuyor, hak ve adalet duygularını yok ediyor.En tehlikelisi de siyasi tarafgirlik tir.Tarafgirlik bir çeşit manevi narkoz dur.İnsanı uyuşturıyor.Tarafgir insan artık bütün manevi müspet telkinlere kapalı hale geliyor.Bu tiplere nasihat tesir etmez.Hatta manen şiddetli.ikaz edildikleri halde uyanmıyorlar,doğru bil dikleri yanlış yolda, dolu dizgin giderler .Rabbim bu dehşetli halden bütün cemaatımızı korusun.Bu konuyu günde me getirdiği ve bu tehlikeli hale karşı gerekli uyarıyı yaptığı için yazarımızı Tebrik ediyorum.Rabbim kalemine kuv vet versin.

  • Hasan S

    10.3.2025 05:07:53

    Latif kardeş yapma !"sakın, çok dikkat ediniz!İçinizde bir mübayenet düşmesin. İnsan hatadan hali olamaz. Fakat tövbe kapısı açıktır. Nefis ve şeytan sizi kardeşinize karşı itiraza ve haklı olarak tepkide sevk ettiği vakit değiniz ki: Biz ,değil böyle cüz'i hukukumuzu, belki hayatımızı ve haysiyetimizi ve dünyevi saadetimizi Risale-i Nur'un en kuvvetli rabitası olan tesanüde feda etmeye mükellefiz."uhuvvet risalesi s.112- 113 Aziz kardeşim yapma!,tesanüdü bozmaya çalışan ifsat ve zindıka komitelerine yardım etme ve şahsı maneviye zarar verme ihtimali var!

  • Mustafa Yalçın

    10.3.2025 00:36:31

    Teşhis ve tedavi birlikte verilmiş. Akıllara kapı açılmalı, irade kullanılmalı Netice Hakikat mesleği Risale-i Nur çizgisinde bu asır okunmalı. Şahıslar allame-i cihan zekavetinde bile olsalar, dar görüşler dar fikirler ile kısır döngüden ileri gidemezler. Arkaya baktığımızda; Hangi şahıs endeksi hizmet faaliyeti ayakta kaldı ki ? Hepsi tarumar oldu. Veballe göçtü. Şimdikiler ve bundan sonraki şahıslarda kendine teveccüh istiyorsa bilinsin ki dalalettedirler. Bilerek hıyanet içerisindedirler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı