"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Prag’da komünist pranga

M. Latif SALİHOĞLU
21 Ağustos 2017, Pazartesi
GÜNÜN TARİHİ: 20/21 Ağustos 1945

Komünizm, gerek ilmî-fikrî ve gerekse askerî-siyasî yönden insanlığın başına açılmış olan en büyük belâdır.

Hem muhalif cepheden canlar-başlar alıyor; hem de, bütün insanlığı hedef alarak, ruh ve kalplerden iman cevherini çıkarıp, türlü felsefî düzenbazlıklarla yok etmeye çalışıyor.

Yani, hem câna, hem imâna düşman bir fikir ve cereyandır komünizm. Ki, bir yönüyle maddîyyunluk tâbir edilen materyalizmi yaymaya çalışırken, bir yönüyle de “ibaha mesleği”nin gereği olarak, her türlü ahlâksızlık virüsünü beşere enjekte etmeye gayret etti, durdu.

Peki, bu muzır cereyanın yaymış olduğu tehlikeler geçti mi?

Bir siyasî ve askerî rejim mânasındaki etkileşim gücünü büyük çapta kaybetti. Eski hâmisi olan Rusya, Çin ve eski demir perde ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın hemen hiçbir ülkesinde ayakta duracak hâli, mecâli kalmadı.

Ne var ki, ahlâkî ve itikadî yönden, bir “Şimâl cereyanı” olan komünizmin tesir gücü, büyük ölçüde, üstelik dünya genelinde hâlen de devam ettiğini söylemek mümkün.

Özetle, bir siyasî rejim olarak komünizm çöktü; ama, dünyaya yaydığı necis ve ences ibaha (herşey mübah) felsefesi itibariyle, birçok ferdi, aileyi, hatta bazı grup ve topluluğu mânen ve ahlâken çökertmeye bugün de devam ediyor. 

Evet, komünizm, milyonlarca insanı kısmen veya tamamen komünist ruhlu bir hale getirdi, getirmeye devam ediyor. Velev ki, başka başka isim ve unvanlar altında olsa da: Nudizm, ateizm, naturalizm, vesaire...

Komünzm ile ilgili bu tariflerden sonra, şimdi de aynı cereyanın siyasî ve askerî cihetteki vahşetini gözler önüne seren bir tarihî vak’adan söz edelim: Günün tarihi itibariyle Prag’ın işgali...

Prag’da bir gece baskını

Bilinen tarihte, dünyada eşi benzeri olmayan bir kanlı işgal hadisesi, 20/21 Ağustos (1968) gecesi meşhûr Prag şehrinde yaşandı.

Çek (bir ara ÇekoSlovakya) Cumhuriyetinin başkenti Prag şehrine giren  Varşova Paktı’na (NATO karşıtı komünist blok) bağlı binlerce tank ile yüz binlerce savaş askeri, gecenin koyu karanlığında başşehirle birlikte ülke topraklarını da işgal etti. Başını Rusya'nın çektiği bu işgal harekâtına katılan tank sayısının 6 bin, asker sayısının ise 500 bin kadar olduğu tahmin ediliyor.

Komünist kuvvetlerin bu dehşet verici işgali esnasında yüzlerce ölüm ve yaralanma vak'ası yaşanırken, yaklaşık 300 bin civarında kişi de diğer Avrupa ülkelerine kaçarak canını zor kurtardı... Böylelikle, dünya diline yerleşen sekiz aylık "Prag Baharı" da sona ermiş oldu.

* * *

Prag'ın işgali günlerinde, Çekoslavakya'nın başında liberal sosyalist Alexander Dubçek, komünist Rusya'nın başında ise, kanlı diktatör Leonid Brejnev vardı.

Brejnev, Sovyet Rusya'nın devlet başkanı, ama aynı zamanda komünist dünyanın da lideri konumundaydı. Komünizmin uygulanmasında katı ve acımasız bir politikadan yanaydı. Herhangi bir ülkenin bu bloktan ayrılma belirtisine dahi tahammül göstermeyecek kadar bağnazdı. İşte, Alexander Dubçek'e karşı gazaba gelmesi de bu yüzden oldu.

Dubçek, 1968 yılı başında iktidara geldiğinde, liberalleşme yönünde bazı adımlar atmaya başladı.

Bu politika, medyanın kısmî özgürlüğü, tüketim maddelerine önem verilmesi, demokratikleşme, hatta çok partili bir hükümet kurulması gibi değişik ve önemli düzenlemeleri gerektiriyordu.

Neticede, federal bir anayasanın hazırlanarak Çekoslavak Sosyalist Cumhuriyeti’nin eşit iki halka dönüştürülmesi plânlanıyordu.

Bütün bu gelişmeler, Brejnev'i adeta kudurtma noktasına getirdi. Derhal harekete geçti ve Dubçek'e karşı Brejnev doktrinleri’nin en sert biçimde tatbik edilmesini istedi.

Brejnev'in bu isteği doğrultusunda harekete geçen komünist blok (demirperde ülkeleri) tam bir savaş hali içinde Prag şehrini işgal etti. 

(NOT: Romanya, aynı blok içinde olmasına rağmen, işgale karşı tarafsız kaldı. Diğerleri Rusya'nın yanında yer alarak, aynı zamanda komşu ülkeye birlikte saldırdı.)

Sonunda hem çok sayıda mâsum insan öldürüldü, hem de şehrin birçok yeri harabeye döndürüldü.

Hemen ardından, seçilmiş hükümet devrildi. Onun yerine, Rusya'ya bağlı kukla bir idare kuruldu.

Bu taktik, kendine uygun gördüğü bir kuklanın marifeti ile bir başka ülkeyi yönetme taktiği, Rusya'nın karakterinde var olan ve defalarca başvurmuş olduğu bayağı, aşağılık, aynı zamanda acımasız bir politik yöntemdir.

Rusya’nın bu tarz işgal girişimlerine muhalefet eden diğer dünya ülkelerine o dönemde verilen cevap da hep aynı olurdu: "Bu Pakt içi bir meseledir, sizi ilgilendirmez."

Bununla beraber, Prag’ın işgalinden sonra, “Avrupa komünizmi” ile “Rusya komünizmi” arasında birtakım farkların bulunduğu hususu da kendini göstermeye başladı.

***

@salihoglulatif:

Türkiye Cumhuriyeti hükûmetleri, Risâle-i Nur'da ifadesini bulan "Bahtiyar Alman milleti" ve "Din lehindeki muazzam Amerika devleti" ile bir tersleşme, bir zıtlaşma içine girmekten sakınmalı. Hele, dine ve İslâma düşman olmayan bu iki ülke ile gerilimli bir diplomasi yürütmekten imtina etmeli. Zira, geçmişte büyük savaşlar yaşadığımız karşı blok çok daha muzır, çok daha tehlikeli.

Okunma Sayısı: 2078
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı