Gerek nüfus ve gerekse yüz ölçümü itibariyle dünyanın en küçük kıt’ası olan Avustralya’nın şimdiki resmî adı “Avustralya Milletler Topluluğu”dur. (Commonwealth of Australia)
Dünya milletlerinin toplandığı bu küçük ve sıralamanın en sonundaki kıt’a ülkesine, her ülkeden olduğu gibi Türkiye’den de birçok işçi kàfilesi gitti.
İşte, Türkiye’den Avustralya’ya giden ilk işçi kafilesi, bundan tam 48 sene önce bugün (13 Ekim 1968) yola çıktı.
Bu yeni dünya kıt’asına ilk adımı atan vatandaşlarımızın yekûnu ise 167 kişilik bir kàfileden müteşekkil idi. O tarihten bugüne kadar gidip yerleşen ve halen orada ikamet eden Türkiye vatandaşlarının sayısı 70 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Buna, Batı Trakya, Kıbrıs, Bulgaristan, Suriye ve diğer coğrafyalardan gidenleri de dahil ettiğimizde, Müslüman Türklerin buradaki nüfusu 200 bine yaklaşıyor.
Müslüman Türkler, Avustralya’nın hemen her tarafında dağınık halde olmakla birlikte, çoğunluğun bilhassa Sidney, Melbourne, Canberra ve Perth'te yaşadığını belirtmek gerekir.
Bu arada, Avustralya kıt’asındaki Müslüman nüfusun 500 bin civarında olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
Almanya referansı
Bilindiği üzere, Türkiye’den Almanya’ya ilk işçi kàfilesi 1961’de gitti. Almanya, diğer milletlere nazaran Türk işçilerin daha uyumlu ve daha çalışkan olduğunu tesbit etti.
Almanya’ya bu konuyu danışan ve müsbet mânada referans alan Avustralya hükümeti de, Türkiye’den işçi talebinde bulundu.
İki ülke arasında yapılan anlaşma neticesinde, ilk Türk kàfilesi 1968 yılı sonlarında Avustralya’ya doğru yola çıktı.
Yerinde tesbitler
Biz de, ilk Türkiye kàfilesinden tam 46 yıl sonra (Ekim 2014) Avustralya’ya gitme imkânını-fırsatını bulduk.
Bu vesile ile, Nur hizmetlerine dair bir tesbitimizi burada sizinle ayrıca paylaşmak istiyorum.
1968’de Avustralya’ya giden ilk işçi kafilesinin içinde Nur Talebeleri de vardı.
İlk başta dağınık halde idiler. Ancak, zamanla birbirlerini buldular ve yakınlaşıp kaynaşmaya başladılar.
Bu kaynaşma ve dayanışma ruhu ile, kendilerini o ecnebi diyârın fenâlıklarından muhafaza etmeye çalıştılar.
Aradan zaman geçtikçe, Nur halkası da genişleyip kuvvet buldu. Başlangıçta evlerde yapılan Risâle dersleri, bilâhare usûlünce tanzim edilen Nur Medreselerinde devam etti.
Bu iman ve Kur’ân hizmeti 48 senedir aralıksız ve giderek tekâmül eden bir tarz ve tempo ile devam ediyor.
Dünyanın en müreffeh, huzurlu ve güvenlikli şehri olan Melbourne’de Nur Vakfı’nın merkezi bulunuyor. Ayrıca, başka yerlerde de şubeleri mevcut.
Birer külliye hüviyetinde olan Nur Vakfı’nın merkez ve şubeleri (erkek ve hanımlara ayrı ayrı olmak üzere) abdest, namaz (Cuma namazı), Kur’ân kursu, kütüphane, Türkçe-İngilizce imanî ders mahalleri, mevlid, düğün, nişan, nikâh vesâir dinî hizmetlerin rahatlıkla yapılabildiği mekânlardır.
Öte yandan, yeşil alan, geniş otoparklar, misafirhane, piknik alanları, spor sahaları, dinlenme mahalleri olan birer sosyal tesis hizmetini görüyor.
Nur Vakfı’nın merkez binasının mescidinde yaklaşık bin kişi aynı anda namaz kılabiliyor. Cuma ve Bayram namazları da burada kılınıyor. Hutbeler, Türkçe ve İngilizce okunuyor.
@salihoglulatif: Risâle-i Nur’a göre, “Dehşetli Âhirzaman”ın en dehşetli devresi, Hicrî 14. Asır. (Miladî 20. Asır) Buna göre, kökü Hicrî 1300’lü yılların başlarına kadar gidip dayanmayan müsbet-menfi hiçbir fikri ciddiye almamalı.