"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kevser Risâlesi, yahut Sırr-ı İnnâ A’taynâ (1)

M. Latif SALİHOĞLU
08 Ocak 2016, Cuma
Aynı konuya, daha evvel de değişik sebeplerle birkaç kez temas ettik; şimdi tekraren değinmemizin sebebi şu: Geniş ve dinamik bir okuyucu kitlesine hitap eden aylık Derin Tarih dergisi, Ocak 2016 sayısıyla birlikte okuyucularına derginin eki olarak Üstad Bediüzzaman’a ait “Sırr-ı İnnâ A’taynâ Risâlesi”ni hediye etti.

Aynı risâle—müellifinin izni-rızâsı olmadığı halde—geçmiş yıllarda başkaları tarafından da neşredilerek piyasaya sürülmüştü.

Ne var ki, bu kez durum biraz daha farklı görünüyor: Bu mahrem eserin hem çokça reklâm ve duyurusu yapıldı, hem çok sayıda basılarak çok daha geniş bir sahada dağıtımı gerçekleştirilmiş oldu. Her taraftan bize intikal eden konuyla ilgili suâllerden de bu kanaate varmak ve aynı neticeyi çıkarmak mümkün.

* * *

Derin Tarih dergisinde, aynı konuyla bağlantılı olarak (Mustafa Armağan imzasıyla) hacimli bir yazı yer alıyor. İstifadeye medar bir yazı...

Hediye olarak verilen 80 sayfadan müteşekkil “Sırr-ı İnnâ A’taynâ” isimli kitapçığın baş kısmına ise, yine aynı muhtevada bir “Önsöz” derc edilmiş.

Kitapçığın son bölümünde “Sırr-ı İnnâ A’taynâ”nın elyazması orijinal Osmanlıca sayfaları yer alıyor. İlk bölümünde ise, bu risâleden bahseden lâhika mektuplarından bazı iktibaslar yapılmış.

Netice itibariyle, ortada emek mahsûlü bir çalışma var. Teknik yönden olduğu kadar, muhtevayı olduğu gibi yansıtma cihetinde de herhangi bir problem görünmüyor.

Fakat, aynı şeyi bu “mahrem eser”i neşretme usûlü, iradesi ve müellifin iznine-ruhsatına uyup uyulmadığı noktası için söylemek kolay değil.

Bu meselede bize düşen vazife, işin bu tarafına da bakmak ve müdellel şekilde baktırmaktır.

Külliyattaki yeri ve önemi

“Sırr-ı İnnâ A’taynâ”nın bir diğer ismi, Kevser Sûresinden mülhemen “Kevser Risâlesi”dir.

Bu risâle, Nur Külliyatı içindeki yeri ve makamı, Mektûbât isimli eserin Yirmi Dokuzuncu Mektubu ve “Dokuz Kısım”dan ibaret olan bu mektubun “Sekizinci Kısmı”dır.

Bu kısmın genel ismi "Rumuzât-ı Semâniye Risâlesi" ve bir ismi de "Hurûfât-ı Kur'âniye Risâlesi" olup, yekûnu “Sekiz Remiz”den ibarettir.

Eserin makamı olan yerde şu kısa izahat var: "Sekizinci Kısım Olan Rumûzât-ı Semâniye: Sekiz Remizdir. Yani, sekiz küçük risâledir. Şu Remizlerin esâsı, ilm-i cifrin mühim bir düstûru ve ulûm-u hafiyenin mühim bir anahtarı ve bir kısım esrâr-ı gaybiye-i Kur’âniye'nin mühim bir miftâhı olan tevâfuktur. İleride başka bir mecmuada neşredileceğinden, buraya derc edilmedi." (Mektûbât, s. 427)

“O sırr-ı mahremi fâş etmeyin!” 

Söz konusu “mahrem risâle” uzun zamandır bizim elimizde de var; arşivlerimizde—ufak tefek farklılıklar arzeden—birkaç nüshası mevcut.

Fakat, biz hiçbir zaman bunu matbu olarak neşretme cihetine gitmedik. Zirâ, bu tarz bir neşriyatta bulunmaya müellif-i muhterem Üstad Bediüzzaman’ın emir ve müsaadeleri yok. Sırf, o sebeple...

Başkası ne yaparsa yapsın, nasıl düşünürse düşünsün, biz onun izin ve ruhsatını dikkate almaya ve ona göre hareket etmeye kendimizi mecbur ve mükellef biliyoruz.

Nitekim, bu mânâya gelen ifadelerin bir kısmı, aynı hediye kitapçığın iktibaslar bölümünde de geçiyor. Meselâ şu ifade: “...Sırr-ı İnnâ A’taynâ’yı herkes birden anlamaz. Hem, şahsî isimleri böyle mesâil-i ilmiyeye girmemek lâzım olduğundan, o risâle hatta on üç seneden beri elime geçmediğinde isabet var; kardeşlerim dahi onu merak etmesinler.” (Emirdağ Lâhikası, s. 182. YAN)

Kastamonu Lâhikasından iktibas edilen bir başka mektupta ise şu ifadeler var: “...Sırr-ı İnnâ A’taynâ’nın remziyle, on üç, on dört sene sonra, ‘Dinsizliği, zındıklığı neşredenler, pek müthiş tokat yiyecekler’ deyip...” (Age, s. 166)

Burada üstü kapalı şekilde sözü edilen “Dinsizliği, zındıklığı neşreden” şahısların isimleri, bahis konusu olan mahrem Kevser Risâlesinde açıkça zikrediliyor. Yani, şahıs isimleri perdesiz şekilde veriliyor.

İşte, eser, bilhassa bu sebeple mahrem ve hususî tutuluyor.

Esasında, bir üst iktibasta, bunun gerekçesi de ifade ediliyor, “Şahsî isimler, böyle mesâil-i ilmiyeye girmemek lâzım” deniliyor.

Risâle-i Nur ise, baştan sona “mesâil-i ilmiye” olup, hem mahkemelik olup müdafaası yapılmış, hem bilirkişi (ehl-i vukûf) raporlarıyla teyid edilerek umumî kabule mazhar olmuş, hem de hapis ve sürgünlerle bedelleri ödenerek umum beşere takdim edilen dâvânın sağlaması yapılmış.

“Sırr-ı İnnâ A’taynâ Risâlesi” ise, burada bir istisna teşkil ediyor: Ne basılmış, ne mahkemelik olmuş, ne hakkında bilirkişi raporu var, vesâire...

İşte, bu ve benzeri gerekçelerle, söz konusu eser baştan sona mahrem ve hususî tutulmuş, matbu hale getirilerek, içindeki sırrın umuma fâş edilmesine sûret-i kat’iyyede izin, ruhsat verilmemiş.

Aynen, “Sırr-ı İnnâ A’taynâ”ya dair bir fıkranın hemen arkasından gelen Üstad’ın şu tek paragraflık mektubunda ifade edildiği gibi:

“Aziz kardeşlerim! 

“Sakın bu fıkranın vasıtasıyla, o sırr-ı mahremi fâş etmeyin ve o risâleyi de araştırmayın. Yalnız bu fıkrayı zararsız görseniz haslara gösterebilirsiniz.” (Kastamonu Lâhikası, s. 59)

Yarın: Meselenin bizzat şahitlerinden duyup öğrendiklerim...

Okunma Sayısı: 31754
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BİTER

    8.1.2016 22:53:02

    Bütün kardeşlerimizin görüşlerine katılmamak mümkün mü ? Üstadın üzerinde hassasiyetle durduğu ve sadece 'haslar'a gösterilmesini istediği bir risaleyi umuma yaymanın altında acaba neler yatıyor ? Risale-i Nurlara hizmet mi yoksa .... Allah , dünya menfaatleri için her yolu mübah görenlere akıl izan versin mi diyelim...

  • kubilay

    8.1.2016 19:53:59

    evet can kardeşlerim belli ki bazı meselelerde üzülüyorsunuz, üzülmemek elde mi?Elbette üstadım mahfuz kalsın demişse bir sebebi hikmeti olmalı.Ancak sizlerin de izah ettiğiniz gibi nurcuları önce parçalamak ve sonra güçten düşmüş nurculara nüfuz etmek ve böylece yıkmak, amaç bu.Ancak bazı nur cemaatleri de makam menfaat, sevdasına düştü ve buna çanak tuttu Hainlerin işleri daha da kolaylaştı.Hani akif diyordu ya "Girmeden bir millete tefrika..."bizim de hikayemiz buna benziyor.Hani 1969 ve sonrası 1980 e gelinceye kadar ki cemaat birliği.Türkiyemde gündem oluşturuyordu.Baksanıza siyaset meftunları abileri bile kandırarak siyaset arenasının ortasına koydular.Kapı kapı dolandırıyorlardı bu muhteremleri.Ama Allah yanlarına kar koymayacak biz de ümitsiz değiliz.

  • Hayati Binler

    8.1.2016 14:51:43

    Allah bu safdiriklere yaput şuurlu olarak yapanları bildiği gibi muamele etsin. Yine bir yerlerden düğmeye basılmış gibi görünüyor. Mevlam görelim neyler Neylerse güzel eyler. Bize emre tabi olmak ve vazifeye devam etmek gerekiyor.

  • Mustafa Işıldak

    8.1.2016 14:31:57

    Sağ kesimi Fetullah gülene düşmanlık üzerinden Nurculara düşman ettiler. Sol kesim akp düşmanlığı nedeniyle yeterli oranda F.G.ye ve onun üzerinden Nurculara pek düşman olmadı. Bu eseri şimdi basıp geniş kitlelere yayarak sol kesimi de provake etmek istiyorlar gibi. Ve sağ ve soldan saldırının yolunu açıyorlar.

  • halil

    8.1.2016 13:39:55

    Bu basım maalesef maksatlı arkadaşlar, zamanlamasına dikkat...!!!

  • Garib Doğu

    8.1.2016 13:12:56

    Toygar rumuzuyla yazan kardeşimiz,bu Sırrı inna A'tayna risalesine nasıl izin verilmiş diye haklı olarak soruyor? Biz de merak ediyoruz. Şu kritik zamanda bu Risalenin basılıp dağıtılması kafalarda soru işaretlerini meydana getiriyor.Hangi maslahat ve hikmete binaen neşrediliyor.Bu risalenin basılıp neşredilmesine Üstadın izni olmadığına göre, Adı geçen Risale-yi basıp neşredenler,hem Üstada muhalefet ediyor,hem de menfaata alet ediyorlar.Buna Nur talebelerinin izin vermemesi gerekiyor.

  • Toygar

    8.1.2016 11:03:45

    Peki bu risaleyi basmak için izin almışlar mı? Anlayamadım ben!.. İzinsiz basım oluyorsa, diğerleri için niye olmuyor?

  • Bahtiyar ISPARTALI

    8.1.2016 10:22:26

    Cennetasa baharlar havasına kapılıp siperi terkedenler inşallah başımıza büyük felaketler açmazlar...Allah muhafaza etsin. Yaklaşık bir sene önceki meşhur teşekkür ilanı ile sırren tenevvret düsturunu yırtan STK lardan sonra böyle bir hamlenin yapılması birilerinin eline koz verebilir. Meşhur koruma kanunları varken bunun ortaya atılması talihsizlik olmuş...

  • ubeyd

    8.1.2016 10:16:35

    maalesef geldiğimiz nokta iç açıcı değil. bir nurcuları risale ile alakası olmayanlar ve anlamayanlar yönetmeye başladı

  • HÜSEYİN İLHAN

    8.1.2016 09:33:16

    Atalarımız boşuna demem,işler 'CAHİL DOSTUN OLACAĞINA,ALİM DÜŞMANIN OLSUN,

  • cemal özkaya

    8.1.2016 08:39:11

    nur talebeleri üstünde bir oyunmu oynanıyor yine?

  • garip talebe

    8.1.2016 00:15:08

    Zaten Ustad ne dediyde Nurcu gecinenlerimiz tersini yapiyor.Ustadin dediğine ragmen is yapmak marifet oldu.,daha cok dergi satmak mesele..Ustad mahremdir demis mahrem kalmaliydi..zamani geldi diye gaza gelenler var gaza geldikleriyle kalacaklar bu safdillikle..sorumlusu mustafa armagan'dir bu isin tarihe boyle kaydedildi..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı