Tek başına iktidar olma şansını da, vasfını da kaybeden AKP için yıllardır hep şu ifade kullanılırdı: “Her seçimde oylarını arttıran parti.”
Bu söz, 7 Haziran 2015 seçimleri itibariyle tarihe karıştı.
Bundan böyle, artık kimse o parti için bu sözü sarf edemeyecek.
Zira, AKP, son bir sene içinde (30 Mart-10 Ağustos seçimleri) vasatî yüzde 10’luk bir düşüş ve erime hali yaşayarak, resmen ve alenen inişe doğru geçti.
Kuvvetli tahminimiz odur ki, bu iniş, yakın veya orta vâdede finişe kadar gider.
Zira, şahıs ve lider merkezli olan bu parti, daha çok “tek başına iktidar” mantalitesiyle ayakta durabildi, durabilir. Bu vasfını kaybettiğinde ise, iç dinamizmini de yitirir ve hızlı bir dağılma süreci içine girer.
Seçim öncesinde bu meyanda bir-iki tane yazı yazdık. İktidar partisinin oylarında ciddî mânada bir düşüş gözlemlendiğini ifade ettik. Sonuç, tam da tahmin ettiğimiz gibi çıktı.
Ne var ki, bu yöndeki yazılarımıza bazı okuyucularımızdan da itirazlar geldi. “Sen, arzuna fikir kılıfı giydiriyorsun” denildi. Gönderdikleri yorumlar arşivimizde duruyor.
Olup bitenlerden ders almayıp şimdi burada söylediklerimize de burun kıvıranlar, şiddetle eleştirenler çıkabilir.
Yadırgamıyoruz. Saygı sınırları içinde yapılan her türlü tenkide açığız. Yeter ki, küfür-hakaret edilmesin. Yeter ki kin ve öfke ile saldırı yapılmasın...
Tetikçiler, alabora oldu
Seçimden iki-üç hafta kadar evvel, iktidar meddahlığına soyunan, resmen borazanlık yapan bir düzineye yakın tetikçi gazeteden iki-üç tanesini biraz daha yakından takip ettim.
Meselâ, Star, Y. Şafak ve Y. Akit’in ilgili sayılarını ibret-i âlem için elimin altında tutuyorum.
7 Haziran seçimlerine dair yazdıkları hakkında tekrardan şöyle bir göz gezdirdim.
Aynı tornadan çıkmış gibi yapılan yorum ve değerlendirmelerin hülâsası şudur: “AKP seçmeni, dolayısıyla oy oranı yerinde aynen duruyor. Her hangi bir tarafa gitmiş değil. İktidar partisi, geçen seçimlerden bu yana ciddi bir hata yapmadı ki oyları düşsün. Kim ne derse desin, hareketin lideri Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanlığı referandumunda aldığı oyları yine alacak. Bunda kimsenin bir şüphesi olmasın...”
Bu anlattıklarının tümüyle bir maval okuma ve hayal kurma cinsinden olduğunu düşünüyorduk. Çarpıcı tablo ortada. Ama, dilin kemiği yok. Şimdi de tutturmuş hayalî düşman icad etmeye ve karanlığa taş atmaya çalışıyorlar.
Aslında, demokrasiyi hazmedemeyişlerini, seçim sonucunu içlerine sindiremeyişlerin dünya âleme ilân ediyorlar.
Tam alabora olma halini yaşıyorlar. Maalesef, kendilerine gelecek gibi de görünmüyorlar. Zira, 13 yıllık “tek başına iktidar olmak” nimetini kaybetmenin hırçınlığıyla hareket ediyorlar.
Son derece agresif görünüyorlar. Onlarla lüzumsuz tartışmalara girmemenizi tavsiye ederiz. Çünkü, sizinle “adam gibi” tartışacak durumda değiller.
Daha evvelden “kırıcı” idiler; şimdilerde ise “kırıp dökücü” bir vaziyete tenzil etmiş görünüyorlar.
Yüksek baraj tokadı
Yüzde 10’luk seçim barajı, 12 Eylül Darbe Cuntasının eseri.
İkinci kez Demokratları iktidardan devirerek ülkeye, millete ve demokrasiye en büyük kötülüğü yapan akılsız cuntanın akıl hocaları, aynı misyon bir daha toparlanamaması için bu vahşî baraj sistemini ihdas ettiler.
Bunu değiştirmeye AKP’nin gücü vardı. Ama değiştirmedi; değiştirilmesini hazır siyasî menfaatine uygun görmedi.
Sonunda, bu antidemokratik baraj sistemi döndü-dolaştı ve aynı iktidar partisinin yüzüne okkalı bir şamar gibi indi.
Şundan hemen herkes emin: Şayet bu yüzde 10’luk baraj sistemi olmasaydı, AKP’yi iktidar eden HDP bu seçimde yüzde 13’lük bir oy oranını asla elde edemezdi.
Zira, pek yakından tanıdığım çok sayıda seçmen vatandaş, sırf barajı aşsın diye oyunu HDP’ye verdiğini açıkça beyan etti.
Karanlıklı derin odakların, Demokratlara karşı kurmuş oldukları tehlikeli tuzağa, bir bakıma kendilerine daha yakın gördükleri partiler/siyasetler düşmüş oldu.
* * *
Bundan sonrası için ciddi bazı belirsizlikler ve soru işaretleri olmasına rağmen, yine de siyaset ve demokrasinin kendi yolunu açacağına ve fıtrî mecrâsında gideceğine inanıyoruz.
Bir sürpriz şu olabilir: Yargı üzerindeki vesayetini kaybeden iktidar partisinin lider ve kurmay tabakası ile “parsel parsel” yolsuzluk kokusu işmam eden belediyelere karşı adlî operasyonlar söz konusu.
AKP, şayet kurulacak koalisyonda yer alamaz ise, operasyonların çapı, şiddeti ve dalga boyu daha da yüksek olabilir.
@salihoglulatif: 2002’den bu yana girmiş olduğu hemen her seçimde oylarını arttıran AKP, 7 Haziran’da ilk defa olarak ciddi şekilde tökezlemiş oldu. Parti, durdurulması mümkün görünmeyen bir sür’atle inişe doğru geçti.