"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güney Cephesinde yazılan destân

M. Latif SALİHOĞLU
21 Aralık 2017, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ: 21 Aralık 1918

Resmî ve ideolojik pencereden bakarak yakın tarihi okuyanlar, Millî Mücadelenin 1919 Mayıs’ından sonra başladığını görür ve öyle zanneder.

Bu zan ve kanaat, bütünüyle yalan ve yanlıştır. Dolayısıyla, bu yöndeki ezberlerin de artık değişmesi, bozulması gerekiyor. Aksi halde, yüz yıl öncesine dair uydurulan gerçek dışı masallarla uyumalar, uyutmalar, uyutulmalar aynen devam edip gidecek.

Her ne ise, biz üzerimize düşen yapalım da, hiç olmazsa vicdanımız rahat olsun.

Mondros’tan hemen sonra

Anadolu ve Rumeli’deki millî şahlanış, gerçekte Mondros Ateşkes Antlaşmasından (30 Ekim 1918) hemen sonra başladı. 

İşte, Kasım ayı başlarından itibaren yurdun muhtelif bölgelerinde başlayıp aralıksız şekilde devam eden o mukaddes şahlânışın bir örneği de Adana, Antep, Maraş ve bütün Kilikya’yı içine alan Güney Cephesinde açıkça görünür hale geldi.

Evet, tarih 21 Aralık 1918'i gösterdiğinde, Türkiye'nin güneyinde olağanüstü gelişmeler zuhûr etti. Meselâ, aynı gün içinde birbirinden önemli şu üç büyük hadise yaşandı:

Birincisi: Akdeniz'den karaya asker çıkaran Fransızlar, Adana ve çevresini fiilen işgale başladı.

İkincisi: Padişah Sultan Vahdeddin, III. dönem parlamentoyu (Meclis-i Mebusan) feshetti. Haliyle Meclis dağıldı.

Üçüncüsü: Adana, Maraş, Antep, Tarsus, Osmaniye ve çevresindeki bölgenin asıl sahibi olan vatanperverler, hukuklarını müdafaa için İstanbul'da Kilikyalılar Cemiyetini kurdu.

* * *

İşgal hareketleri: Anadolu'nun dört bir yanındaki işgal hareketleri, Mondros Antlaşmasının aleyhimizdeki maddelerine dayanılarak başlatıldı.

İzmir, Çanakkale, İstanbul ve Kars'ta olduğu gibi, Urfa, Antep ve Adana çevresinde de çetin kuşatma ve işgal manevraları sürüp gidiyordu... Bu dehşet verici saldırılar karşısında, İstanbul'daki hükümetin suskun, hatta teslimiyetçi bir sessizlik içinde bulunmasına mukabil, esarete boyun eğmeyen Müslüman halkımız, şanlı bir direniş harekâtını başlattı.

İşte, bu direnişlerden biri de, Kilikya diye bilinen bölgede cereyan ediyordu.

Özet olarak: Fransız kuvvetleri 11 Aralık 1918'de takviyeli bir piyade alayı ile Dörtyol’u işgal etti. 17 Aralık 1918’de Mersin ve Antep, 19 Aralık’ta Tarsus işgale uğradı. 21 Aralık 1918’e kadar ise, Adana ve Osmaniye sancakları işgal edildi... Fransız albay Romien, 9 Ocak 1919’da Genel Vali sıfatıyla Adana Hükümet Konağına yerleşti. Ona verilen resmî mühürde ise “Ermenistan İdarî Servisi” diye yazıyordu. Bu da gösteriyor ki, Fransızlar Ermenilerle birlikte hareket ediyor ve bu bölgeyi onlarla paylaşmaya çalışıyordu.

Bütün bu gelişmelerin ardından, 22 Şubat 1919’da Maraş, 8 Mart 1919’da Kozan ve 24 Mart 1919’da da (İngilizler tarafından) Urfa işgal edildi.

* * *

Bu vatanın Müslüman ahalisi, peşpeşe yaşanan bu işgallere karşı elbette ki seyirci kalamazdı, kalmadı da.

İstanbul merkezli Kilikyalılar Cemiyeti ile müşterek bir mücadele hakerâtını başlatan Adana ve çevresindeki millî kuvvetler (Adana Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti), şehir merkezinden köylere ve hatta kırlık alanlara varıncaya kadar, hemen her yerde işgalcilerle amansız bir mücadelenin içine girdi. Millî kuvvetler, yeterli silâh desteğine sahip olmamasına rağmen, ümitsizliğe düşmeyerek, canla başla mücadele etti.

19 Aralık 1918’de Dörtyol civarındaki Karakese köyünde Fransız kuvvetlerine karşı silâhlı çatışmaya giren köylü milisler, düşmanı geri püskürtmeyi başardı.

Bu arada, Fransız işgali de Adana cephesinde, kuzeye doğru genişleme istidadı gösteriyordu: İşgal hareketi, Pozantı, Ceyhan, Kozan, Osmaniye bölgelerini de içerisine almıştı. İşgali tâkiben, Fransız tarafından, işgale boyun eğmeyen mahallî ve mülkî idare âmirleri de görevden alınmış, yerlerine de Fransız ve Ermeni idareciler atanmıştı.

1919 sonlarında Adana Cephesi Kuvâ-yı Milliye Komutanlığına atanan binbaşı Kemal Bey, Fransızlara karşı yapılan mücadeleyi şiddetlendirdi. Bu esnada, Pozantı’daki bir Fransız taburu 28 Mayıs 1920’de esir edildi. Ayrıca, Fransız komutan Menile’nin de Toroslarda esir alınması, düşmanı şaşkına çevirdi.

Bu gelişmeler üzerine, Fransızlar 20 günlük ateşkes antlaşması istediler. 28 Mayıs 1920’de antlaşma imzalandı. Süresinin bitiminde ise, Adana’nın çeşitli noktalarında kanlı çatışmalar başladı. Fransızlar, 4 Temmuz 1920’de şehirde sıkıyönetim ilân etti.

Ve, nihaî zafer: Millî Kuvvetlerin olağanüstü derecedeki gayreti, kesintisiz devam ediyordu. Bu esnada, bölgede kurulması kararlaştırılan Kilikya Kuvây-ı Milliye Komutanlığının emrinde mücadele etmek üzere, binlerce asker kaydolundu. Komutanlığa topçu binbaşı Kemal Bey, yardımcılığına ise piyade yüzbaşı Osman Bey atandı. Kemal Beye “Kozanoğlu Doğan Bey”, Osman Beye de “Aydınoğlu Tufan Bey” diye lâkaplar verilerek, nihaî zafer kazanılıncaya kadar asıl isimleri gizli tutuldu.

***

@salihoglulatif:

Kaderin hükmü düşünülmeden,

Kaderin fetvâsı idrak edilmeden,

Kaderin hissesi hesaba katılmadan,

Başa gelen her tâlihsizlik, teselli bir yana,

İnsanlara dayanılmaz derecede

Büyük acı, kahır, elem ve keder verir.

Okunma Sayısı: 5703
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı