"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Genç Osman’dan Ali Suavi’ye

M. Latif SALİHOĞLU
20 Mayıs 2016, Cuma
Osmanlı tarihinde âhir ve âkıbetleri “acı son” ile noktalanan tanınmış iki şahsiyetin ölüm vak’ası aynı güne tevâfuk ediyor: 20 Mayıs.

Birinci şahsiyet, “Genç Osman” lâkabıyla şöhret olan Sultan II. Osman’dır. 20 Mayıs 1622’de Yedikule Zindanlarında katledildi.

İkinci şahsiyet ise, “Sarıklı İhtilâlci” lâkabıyla tarihe geçen Ali Suavi Beydir. 20 Mayıs 1878’de teşebbüsünde bulunduğu “Çırağan Baskını” esnasında vurularak öldürüldü.

Şimdi, sırasıyla bu iki zâtın biyografisine kısa bir nazar gezdirelim.

Tığ gibi Genç Osman

Sul­tan I. Mus­ta­fa, ak­lî mu­va­ze­ne­si yerinde olmadığı gerekçesiyle 26 Şubat 1618’de taht­tan in­di­ri­lince, onun yerine henüz 13-14 ya­şlarında bulunan Sultan “Genç Os­man” ge­ti­ril­di.

Osmanlı Hanedanının aynı zamanda “II. Osman”ı olan genç padişah, ne yazık ki devlet başında ancak dört sene durabildi.

1604 doğumlu olan Sultan II. Osman, 1622 yılı Mayıs ayı başlarında askerî isyana dönüşen kargaşa neticesinde tahttan indirildi. 

Hemen ardından Yedikule Zindanı’na götürülen Genç Osman, 20 Mayıs’ta orada yayının kirişi ile boğulmak sûretiyle katledildi.

Bu fecî hadiseyi, gayet dokunaklı ve düşündürücü şekilde tasvir eden Şâir Faruk Nafiz Çamlıbel, şu mısralarla adeta tarihe not düşüyor:

Kaç asır geçti o hicrân üzerinden, bilmem;

Kimlerin, kahpe felek doğradı ekmek kanına.

Bildiğim varsa, cihan halkı, o günden bugüne,

Yanarız memleketin tığ gibi Genç Osman'ına

* * *

Genç Osman’ın tahttan indirildiği 10 Mayıs (1622) günü, yerine yine selefi olan I. Mustafa getirildi.

Ne var ki, devletin çarkı ve düzeni o derece bozulmuştu ki, alabildiğine ağırlaşan siyaset yükünü ikinci kez tahta geçen zayıf iradeli Sultan I. Mustafa’nın da kaldırması mümkün görünmüyordu.

Bu sebeple, bir sene sonra ikinci kez tahta vedâ eden Sultan I. Mustafa’nın yerine, 10 Eylül 1623’de efsane isim Sultan IV. Murad getirildi.

Hürriyet âşığı Ali Suavi

Tarihe “Çırağan Baskını” olarak geçen hadise, 20 Mayıs 1878’de yaşandı.

Baskın olayını "Sarıklı İhtilâlci" diye de isimlendirilen Ali Suavi'nin başında bulunduğu bir grup gerçekleştirdi. 

Bu çılgınca baskının hedef ve maksadı, Sultan II. Abdülhamid'i devirmek ve onun yerine Sultan V. Murad'ı oturtmaktı.

Ne var ki, teşebbüsün neticesi akim kaldı. Baskın esnasında, Ali Suavi canından oldu.

Hadisenin seyri, kısaca şu şekilde cereyan etti:

Ali Suavi Bey, ateşli bir hürriyet ve meşrûtiyet taraftarıydı.

Bu sebeple, Sultan II. Abdülhamid'in 1877-78’deki "93 Harbi"nin kötü gidişatını bahane göstererek Meclis-i Mebûsan'ın kapatmasına, hemen ardından hürriyetlerin kısıtlamasına ve Kànun-i Esasînin (Anayasa) askıya almasına adeta isyan ediyordu.

Bu gidişatı değiştirmek için de, tek çare olarak Sultan Abdülhamid’i devirmek istiyordu.

Padişahı devirme plânını tatbik sahasına koymak üzere, başına topladığı birkaç yüz Rumeli muhaciri ile karadan ve denizden harekete geçerek Yıldız Sarayı’na ulaşmayı hedefledi. İlk adım olarak da Çırağan Sarayı’na Boğaz tarafından bir çıkarma yapmayı denedi.

Ne var ki, sarayın arka odalarından birinde saklı tutulan Sultan V. Murad ile görüşerek tam da onu Yıldız Sarayı’na götürmeye iknaya çalıştığı esnada, Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa ile karşı karşıya geldi.

Hasan Paşa daha atik davrandı ve Ali Suavi’nin üzerine gidip başına sopayla vurarak onu oracıkda öldürdü.

Bu fecî hadise esnasında, ayrıca 23 kişinin öldüğü ve 15 kişinin de yaralandığı rivâyet ediliyor.

* * *

Çırağan Baskını, Sultan Abdülhamid’in "vehim ve korku" marazını tahrik edip şiddetlendiren yeni bir gelişme oldu.

Onun vehmini tahrik eden daha evvelki hadise ise, amcası Sultan Abdülaziz'in gayet vahşice bir muamele ile önce tahttan indirilmesi ve hemen ardından feci şekilde katledilmesidir.

Bazı kayıtlarda "Sultan Abdülhamid'in haklı olduğu istibdat" şeklindeki ifade ve tâbirin altında yatan mânânın, iki yıl arayla yaşanılan bu kanlı hadiselerle bağlantılı olduğunu hatırdan çıkarılmamalı.

* * *

Aynı zamanda büyük bir âlim de olan ve birçok eser telif eden Ali Suavi, İttihad-ı İslâma, Meşrûtiyete, bilhassa Hürriyete çılgın âşıklar misâli pek şiddetli bir arzu, iştiyak ve bağlılığı vardı.

@salihoglulatif:

AKTÜEL

Tepedeki zatlar Çözüm Süreci boyunca "Teröristlerin sayısı 3-5 bin" deyip duruyordu. Şimdilerde ise "Temmuz’dan bu yana 7 bin terörist öldürüldü" diyorlar.

Siyaset = Yalan olmuş.

 

Okunma Sayısı: 5667
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı