"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Evren öldü; dâvâ düştü; 12 Eylül?

M. Latif SALİHOĞLU
09 Mayıs 2017, Salı
GÜNÜN TARİHİ: 9 Mayıs 2015

Bugün, 12 Eylül Darbe Cuntasının lideri Kenan Evren’in ölüm yıl dönümü. Evren Paşa, 9 Mayıs 2015’te öldü. Darbe tasarrufu ise, büyük ölçüde devam ediyor.

Geçen hafta sonu ise, ajanslara şöyle bir haber düştü: “12 Eylül askeri dâvâsına ilişkin darbeci generaller Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dâvâ sonuçlandı. Mahkeme, iki sanığın hayatlarını kaybetmiş olması nedeniyle, dâvânın düşürülmesine karar verdi.”

Böylelikle, söz konusu darbecilerin, bu dünya mahkemesindeki hesapları kapandı; cuntacılar, hiç ceza çekmeden, hatta rütbeleri dahi tenzîl edilemeden, göçüp gittiler... Demek ki, asıl hesaplaşma Mahkeme-i Kübrâ’ya kaldı. İyi ki, bir dâr-ı âher var.

Bilvesile, biz de 12 Eylül zihniyeti ve tasarrufları ile milletçe mücadele edilmesi gerektiğine dair mülâhazalarımızı sizinle paylaşmaya çalışalım.

* * *

Evet, 12 Eylül Darbesi döneminin “devlet başkanı” Kenan Evren’in “devlet mezarlığı”na defnedilmesinin üzerinden iki tam sene geçti. Ama, asıl önemli olan, Evren Paşa’nın hem lideri, hem de sembol ismi olduğu 12 Eylül Darbesi’ni tarihe gömmektir.

Bu iş ve işlem yapılmadığı müddetçe, hiç kimse ortalara çıkıp arz-ı endâm ederek hukuk ve demokrasi adına övünmesin, böbürlenmesin. Zira, inandırıcı olmaz.

Evet, “12 Eylül” damgasını taşıyan, darbe ürünü sayılan bilumum tasarrufu geçersiz kılıp devre dışı etmediğimiz müddetçe, devlet ve millet olarak hürriyet, adâlet ve demokrasi adına rüştümüzü ispat etmiş sayılamayız... Bu açık noktayı, hiç kimse “ama, lâkin, fakat...”larla lütfen sulandırmaya ve zihinleri bulandırmaya çalışmasın.

* * *

Evet, 12 Eylül Darbesi’nin etkileri ve hayatımızdaki yansımaları maalesef bugün de devam ediyor. Ne var ki, bugünkü insanımız özellikle genç nesil, bu amansız darbenin hakikî mahiyetini bilmiyor. 

Aynı şekilde, darbeden iki yıl sonra referanduma sunulan "82 Anayasası"nın hangi şartlarda ve nasıl bir atmosfer içinde bu millete dayatıldığını da tam olarak bilmiyor, bilemiyor. Fakat, olup bitenleri yine de bıkmadan, usanmadan anlatmak lâzım. Kelimelerin kifâyet ettiği, tâbirlerin takat getirdiği kadarıyla, bugünkü nesle yine de anlatmak, izah etmek lâzım.

Zira, darbeci cuntanın bazı hukukçulara dikte ettirdiği anayasasıyla, devlet kurumlarında yaptığı birtakım keyfî tasarruflarıyla ve özellikle millete empoze etmeye çalıştığı yalan-yanlış mefkûresiyle, 12 Eylül Darbesi’nin etkileri ve yansımaları günümüzde de büyük çapta devam edip gidiyor.

Meselâ, darbecilerin ve yardakçılarının zihinlere empoze ettikleri zehirli fikirler, damarlara şırınga ettikleri bulaşıcı virüsler, sözünü ettiğimiz tahribatın en dehşetlisi, bize göre "Dindar Atatürkçülük", yahut "Dindar Kemalizm" cereyanıdır.

* * *

Bizim hatırımıza gelen hususlardan biri de şudur: Kendimizi kandırsak dahi, hâşâ ki Allah'ı kandıramayız. Allah, affedicidir; ancak, affetmek için de hata yapanın nedâmet etmesini, bir nasuh tevbesinde bulunmasını ister... Acaba, 82 Anayasası’na EVET dediği halde, bu hatasından dolayı nedâmet eden, tevbe-istiğfarda bulunan kaç vatandaşımız, yahut dindaşımız var?

Darbe Anayasası’na taraf olan, savunan, referandum zamanında cuntacıların meddahlığını yapanları bekleyen "kul hakkıyla" bağlantılı bir başka "özür borçları" daha olmalı.

Cunta ve anayasa meddahları, kendilerinden farklı düşünen din kardeşlerinden öyle çok kimseleri kırdılar ki, bunu kelimelerle târif etmek kàbil değil. Emin olun, gayretullaha dokunacak kadar ileri gidenler oldu... İşte, bu noktada da bir özür dileme ve bir helâlleşmede bulunma ihtiyacının duyulması gerektiğine inanıyoruz.

Elhâsıl: Ne yapıp etmeli, ama mutlaka Kemalizm ile birlikte 12 Eylül felsefesini de tarih mezarlığına götürüp gömmeli. Millet olarak, başka türlü rahatlık yüzü görmemiz, hürriyet ve demokrasi nimetinden hakkıyla istifade etmemiz pek mümkün olmaz.

***

@salihoglulatif:

12 Eylül Darbesinin lideri ve sembol ismi Kenan Evren öleli iki yıl oldu. 12 Eylül ise, birçok yönüyle yaşıyor. Şu husus gayet açıklıkla bilinmeli ki: Darbe izi taşıyan uygulamalar ve darbe tasarruflarını da tarihe gömmedikçe, hürriyet ve demokrasi noktasında rüştümüzü ispat etmiş sayılmayız.

Okunma Sayısı: 4104
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı