"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Esenköy’de yeni hizmet merkezi

M. Latif SALİHOĞLU
07 Haziran 2016, Salı
Marmara Denizi’nin en temiz sâhilinde yer alan Esenköy, dillere destan bir güzelliğe sahip.

Yalova’ya yarım saatlik mesafede olan bu şirin belde, özellikle muhafazakâr ailelerin meşrû dairede, üstelik huzur ve güven içinde yaz aylarını geçirebilecekleri yurdumuzun ender yerlerinden biri.

Havası temiz, denizi temiz, orada mukim insanların ekseriyeti temiz ve güvenilir uzunca bir sâhil şeridi.

* * *

Geçen Pazar günü, biz de bu güzelim Esenköy beldesini ziyaret ettik. Sebeb-i ziyaretimiz, burada Yeni Asya adına yeni bir hizmet merkezinin açılacak olmasıydı.

Şükürler olsun, Pazar günü öğle namazını müteakiben, bu yeni hizmet merkezinin açılışını gerçekleştirdik.

Yeri, harikulâde güzellikte bir mevkide. Üstelik, Esenköy’ün en merkezi yerinde. Merkez Camii’nin elli metre kadar arkasındaki yamaçta. Denize nâzır bir noktada. Vapur iskelesine de beş dakikalık bir mesafede.

Nihayet, sıfır daire; pırıl pırıl bir mekân. Şevk ve moralleri kamçılayan bir atmosfer.

* * *

Esenköy’deki bu yeni hizmet merkezinin açılışına giden dâvetli sadece biz değildik.

Cömert ve misafirperver Esenköylülere, civar şehirlerdeki hemen bütün kardeşlerimiz de gelip onların bu sevincini paylaştılar.

Biz, Yalova’dan kalabalık bir heyetle gittik Esenköy’e.

Ayrıca, Bursa’dan, Gemlik’ten, İznik’ten, İzmit Derince’den, Karamürsel ve Gölcük’ten de gelen çok sayıda kardeş ve ağabeylerimiz vardı.

Suriye’den bir âlim muhacir ile Vanlı ve Eskişehirli misafirlerin de bu hizmete iştirakleri, programa ayrı bir renk kattı.

Bu nuranî atmosfer içinde, harikulâde bir kaynaşma ve dayanışma vaziyeti hasıl oldu. Şevke medar olacak duygu ve düşünceler paylaşıldı. 

Buradaki hizmete fiilen gelip iştirak edenler, ayrıca uhuvvet ve muhabbeti ziyadeleştiren çok güzel ve bir hayli duygulu dilek ve temennilerde de bulundular.

* * *

Bundan böyle, gazete, dergi ve sair neşriyatımızı düzenli şekilde takip etmek isteyenlerin, buradaki yeni hizmet merkezine uğramaları yeterli.

Bütün sene boyunca ve fakat bilhassa yaz aylarında, bu hizmet merkezini neredeyse 24 saat müddetle açık ve faal bir vaziyette tutmayı düşünen ve bunun tedbirini almaya çalışan Esenköy’deki temsilci arkadaşlarımız ve oradaki can dostlarımızı buradan ayrıca tebrik ediyor, hizmetlerinde hayırlı muvaffakiyetler diliyoruz.

GÜNÜN TARİHİ: 7 Haziran 1911

Osmanlı’nın son Rumeli seyahati

Sultan Reşad ile birlikte Rumeli Seyahatine çıkan seçkin ve kalabalık Osmanlı heyeti, 5 Haziran’da (1911) Dolmahçe Rıhtımından hareketle, 7 Haziran Çarşamba günü Selânik limanına ulaştı.

Osmanlıyı temsil eden bir devlet heyetinin Rumeli’ye yapmış olduğu bu seyahat, aynı zamanda son seyahat hüviyetini kazanmış oldu. Zira, bir sene sonra patlak veren I. ve II. Balkan Harpleri sebebiyle, Selânik de dahil olmak üzere, Rumeli’nin büyük bir kesimi kaybedilmiş oldu.

* * *

İstanbul’dan Selânik’e kadar Barbaros Zırhlısıyla gelen Osmanlı heyeti, buradan Üsküp'e olan seyahatini ise trenle yaptı.

Bu uzun ve gösterişli seyahatin en önemli sebebi, hükümet idaresini ele geçiren İttihatçıların, Balkanlara yönelik bir nevi gövde gösterisinde bulunmak istemesiydi. “Biz ölmedik, yıkılmadık, dimdik ayaktayız” mesajının, Rumeli’deki topluluklara iletilmek istenmesiydi. Vesaire...

Seyahatin bir başka sebebi ise, Üsküp'te büyük bir İslâm Üniversitesini vücuda getirmekti.

* * *

Bu tarihte, Sultan Abdülhamid de Selânik'teki Alatini Köşkü’nde bulunuyordu.

İttihatçıların şiddetli baskı ve tehditlerine bakın görün ki, aynı yere gelen Sultan Reşad, ağabeyinin ziyaretine gidemiyor. Sadece iki paşasını göndererek ona arz–ı hürmetini bildirmekle yetiniyor ve buradan ayrılarak seyahatine devam ediyor.

* * *

Rumeli Seyahatine iştirak eden heyetin içinde, birçok devlet ve hükûmet erkânı ile birlikte meşhûr allâme Bediüzzaman Said Nursî de vardı. Kendileri, Sultan Reşad'ın bu seyahatine Şark Vilâyetlerini temsilen katılıyordu.

Bediüzzaman Hazretlerinin Hutbe-i Şâmiye isimli eserinin ortalarında bahsini ettiği "iki mütefennin muallim" ile olan muhaveresi de, işte bu tarihte ve trenle (şimendiferle) yapılan Rumeli seyahati esnasında vuku bulmuştur.

Trendeki muallimlerle yapılan sohbetin ana konusu şudur: "Hamiyet-i diniye mi, yoksa hamiyet–i milliye mi daha kuvvetli, daha lâzım?"

Üstad'ın bu hayatî suâle vermiş olduğu geniş muhtevalı cevap, aynı eserin sonunda yer alıyor.

* * *

Selânik'ten sonra trenle Üsküp'e giden padişah ve beraberindekiler, burada da büyük bir törenle karşılaştı. Priştine'de Medresenin temelini atan Sultan Reşad, daha sonra Kosova Sahrasına giderek buradaki "Meşhed–i Hüdavendigâr" diye tâbir edilen ceddi Sultan Murad–ı Hüdavendigâr'ın makamını ziyaret eder.

Kosova ziyareti, yine Cuma gününe tevafuk eder. Kaynakların bildirdiğine göre, burada en az yüz bin kişiyle Cuma namazı kılınır.

* * *

O günleri yaşayan Osmanlı tarihçisi İsmail Hami Danişmend'in aktardığı bilgilere göre, Selânik, Üsküp, Priştine ve Kosova Sahrâsını içine alan bu seyahat, tam 22 gün sürmüş.

Okunma Sayısı: 3293
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı