Farklı görüşteki gazete ve dergilerin kapatıldığı, aydınların-mütefekkirlerin susturulduğu, “fikir suçluları”nın kıyıma uğradığı dönemlerde, tepe noktalarını despotlar işgal etmiş demektir.
Yakın tarihimiz, bu utanç tablolarının örnekleriyle dolu.
Günün Tarihi itibariyle, bunlardan iki çarpıcı vakıayı özet halinde aktarmaya çalışalım.
Demokrasiye tahammülsüz
Tarih 30 Temmuz 1947:
Haber sayfalarında muhalefetteki Demokrat Partinin faaliyetlerine ait haberlere de yer verdikleri için, Tasvir, Demokrasi, Demokrat İzmir ve Yeni Asır isimli gazetelerinin sahipleri ile yazı işleri müdürleri tutuklandı.
Demokrat Parti kurucularından Kütahya Milletvekili Adnan Menderes’in Millet Meclisi’nde yapmış olduğu konuşmanın bu gazetelerde yayınlanması, söz konusu despotik müdahalenin zahirî bir sebebi oldu.
Tek ses, tek fikir çizgisinde yayın yapılmasına alışkın olan iktidardaki CHP, farklı fikir ve görüşlerin medyada yer almasına tahammül edememekte, bundan şiddetli rahatsızlık duymaktaydı.
İşte, bu tahammülsüzlüğün bir neticesi olarak, farklı siyasî görüşü yansıtan gazetlerin susturulması, sahipleri ile yazarlarına tutuklama ile gözdağı verilmesi cihetine gidildi.
Bu baskıcı durum ve tutum, tâ 14 Mayıs 1950 seçimlerine kadar kesintisiz şekilde devam edip gitti.
Mamak’ta açlık grevi
Tarih 30 Temmuz 1981:
Mamak Askerî Cezaevi’nde açlık grevi yaptığı için rahatsızlanan 30 kadar mahkûm, çeşitli hastanelere sevk edildi.
Yıllar sonra müzeye çevrilen bu meşhûr cezaevinde, o tarihlerde hem sol/sosyalist, hem de ülkücü/milliyetçi kesimden çoğu genç olan vatandaşlar yatıyordu.
12 Darbesinden (1980) sonra, buradaki mahkûmlar sağ-sol ayırd etmeksizin kànun dışı, hatta insanlık dışı muamelelere tabi tutuluyordu.
Fizikî işkencelerin yanı sıra, psikolojik baskıların da had safhaya çıkması üzerine, buradaki sol örgütlere bağlı mahkûmlar açlık grevine başladı.
Bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı ise örgüt baskısıyla başlatılan açlık grevinin uzaması sebebiyle, onlarca mahkûm zaafiyet geçirerek hastalandı. Hatta bir kısmı ölüm derecesine geldi.
Hastahanelerde tedâvi altına alın mahkûmların bazılarında kalıcı rahatsızlıklar meydana geldi.
* * *
Yine aynı tarihlerde, Mamak’takine benzer bir durum da meşhûr Diyarbakır Cezaevinde yaşandı.
Diyarbakır’da yakînen gödüm ve öğrendim ki, mahkûmlara çektirilen işkenceler, tamamen insanlık dışı olup, burada PKK’nın da taraftar ve sempatizan bulmasına sebebiyet verildi.
Evet, bilhassa bu iki cezaevinde, o dönemde yüzlerce, hatta binlerce insana yapılan o insanlık dışı işkencelerin bir kısmını yakînen bilmekle beraber, bunları detaylı şekilde anlatmaya ar ediyoruz. Kaldı ki, herşeyi anlatmaya kelimeler de kifayet etmez.
@salihoglulatif: Hiç olmazsa, bundan böyle piyasaya sürülüp etrafına hayran kitlesi toplamaya çalışılan şahıs merkezli hiçbir yapıya itibar etmemeli.