"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman ve Halkçılar (1)

M. Latif SALİHOĞLU
06 Temmuz 2017, Perşembe
Tek parti sultasının hükümfermâ olduğu devirde (1950 öncesi) en ziyade zulme, baskıya uğrayan, en ağır işkencelere mâruz kalanların başında, hiç şüphe yok ki Bediüzzaman Said Nursî gelir.

Zincirleme yaşanan sürgünler, zindanlar, tecritler, mahkemeler, zehirlenmeler..., bu acı gerçeğin en açık bir delili, izahı, ispatı...

Bediüzzaman Hazretleri ise, kendisine karşı yapılan bütün bu bed muamelelere rağmen, intikam emeli beslemiyor. Rövanşist davranmıyor. Reaksiyoner tarzda hareket etmiyor. Muhasım muarızlarıyla bu dünyada bir hesaplaşma içine girme plânı yapmıyor.

Peki ne yapıyor ve nasıl bir davranış sergiliyor?

Öncelikle, kendisine karşı yapılan emsâlsiz zulüm ve haksızlıkları olduğu gibi ifade etmekle beraber, yine de affedici davranıyor ve şahsî hakkını helâl ettiğini gayet açık bir lisân ile deklare ediyor. 

İşte, bu çift taraflı çarpıcı realitenin bizzat kendi sözleriyle son derece net ve özet halindeki bir ifadesi: “Meselâ, bir parti (Halk Partisi) bana binler vecihle sıkıntı verdiği halde, hattâ otuz senede hapisler, tazyikler de olduğu halde, hakkımı helâl ettim.” (Emirdağ Lâhikası)

Bu ifadeler, esasında “Bediüzzaman ve Halkçılar” konusunun ana eksenini de tarif ve tayin ediyor.

Dolayısıyla, bu konuya dair şeyler yazan veya konuşan kimseler, bu ana eksene ve burada kurulan aklî-vicdanî dengeye dikkat etmek durumunda. Aksi halde, ciddî mânada kaymalar, sapmalar, inhiraflar kaçınılmaz hale gelir.

Bu önemli hatırlatmanın ardından, konumuzun gelişme seyrine bakmaya çalışalım.

* * *

Başta Tarihçe-i Hayat olmak üzere, muhtelif kaynaklarda yer aldığı gibi, Said Nursî, Kemalist rejim ve Halk Partisi iktidarının bir tasarrufu olarak Şeyh Said Hadisesi’nden (1925) kısa bir müddet sonra “ihtiyâten” Batı Anadolu’ya nefyedildi. 

Kendi ifadesiyle, bu “Yeni Said” döneminde, siyasetle hemen hiç ilgilenmedi. Siyasî meselelere dair sorular yöneltildiğinde de “Nazar-ı ufkum, şimdi başka merkezde” diyerek, siyaset meraklılarına geniş ve izahlı cevaplar vermekten kaçınmaya çalıştı.

Konuya dair bir ifadesi aynen şöyledir: “Yeni Said, dünyadan yüzünü çevirdiği için, ehl-i dünya ile konuşmayı, müdafaat-ı kat’iye mecburiyeti olmadan yapmıyor, lüzum görmüyor.” (14. Şuâ)

* * *

Bununla beraber, özellikle Barla’da (1927) başlayan hizmet hayatının ağırlığını “temel imanî meselelerin telif, neşir ve izahı” teşkil ediyordu.

Bu noktada, doğrudan iktidardaki siyasî parti ile değil, ama devletin ve partinin kilit noktalarına girmiş veya idarede etkili makamlara yerleşmiş “Adliyeyi şaşırtan ve hükûmeti iğfal eden gizli din düşmanları” ile çetin bir muhalefet ve mücadele içine girmiş bulunduğu, telif etmiş olduğu Nur Risâlelerinden de anlaşılıyor.

Misâl, Denizli Mahkemesi’ndeki (1944) müdafaasında da görüldüğü gibi, bu gizli komite ruhlu rejimin tabiatını ve tatbikatının bir tarifini özetleyen ifadelerinden biri şöyledir: “Efendiler! Reis Bey! Dikkat ediniz; Risâle-i Nur’u ve şakirtlerini mahkûm etmek, doğrudan doğruya küfr-ü mutlak hesabına, hakîkat-i Kur’âniye ve hakaik-ı îmaniyeyi mahkûm etmek hükmüne geçmekle... İstibdad-ı mutlaka ‘cumhuriyet’ namı vermekle, irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla, sefahet-i mutlaka ‘medeniyet’ ismi vermekle, cebr-i keyfi-i küfrîye ‘kànun’ ismini takmakla, hem sizi iğfal, hem hükûmeti işgal, hem bizi perişan ederek, hâkimiyet-i İslâmiyeye ve millete ve vatana, ecnebî hesabına, darbeler vuruyorlar.” (Tarihçe-i Hayat, Denizli Bölümü)

* * *

Üstad Bediüzzaman’ın “Halk Fırkası” veya “Halkçılar” diyerek ismen de zikretmiş olduğu Halk Partisi’yle ilgili söz ve beyanları daha ziyade Emirdağ Lâhikası isimli eserinde yer alıyor.

Buradaki lâhika mektuplarında, yıllardır mâruz kaldığı her türlü zulmü ve işkenceye rağmen, rövanşist ve intikamcı bir duygu ve düşünce ile hareket etmediğini, kendisinin esasen “kaderin mahkûmu” olduğunu beyan ile, başka muarızları gibi onlara da hakkını helâl ettiğini ve dostlarının da intikam peşinde gitmemelerini tavsiye ediyor.

Bir sonraki yazıda, özellikle bu konuya dair kendi ifadelerinden bir demet sunmaya çalışalım.

(Devamı var)

***

@salihoglulatif:

CHP’nin vaktiyle kabul ettiği altı temel ilkenin (6 ok) içinde "Adalet" diye bir madde-ilke yok. Adalet Yürüyüşü’ne bir de bu açıdan bakmalı.

* * *

Tarafgir bağnazlık ister ki % 5'i dine düşman olan “Kemalist CHP” hiç değişmesin. "İnkılâp kusurları”nı 3-4 adama verip “Adalet” kıblesine hiç yönelmesin.

Okunma Sayısı: 5149
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa BITERk

    6.7.2017 10:31:06

    Müslüman ister ki , kainatta ki herkesin imanı kurtulsun , bazıları da ister ki,hep böyle kalsın ki kendi dünyevi menfaatleri için istismar kapıları açık kalsın. Allah'ım bizleri böyle niyetlerden korusun. Amin...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı