"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Başörtülüler Anıtkabir yolunda

M. Latif SALİHOĞLU
17 Mayıs 2016, Salı
Bu seneki “Gençlik Haftası”nın resmî açılış töreni, daha öncekilerden bir hayli farklı oldu.

Bir hafta sürecek olan resmî program, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç başkanlığındaki heyetin Pazar günü yaptığı Anıtkabir ziyaretiyle başladı. 

Sayın Bakan, Anıtkabir’deki mozoleye çelenk koydu, hatıra defterini imzaladı ve daha sonra heyettekilerle birlikte fotoğraflar çektirdi. (Resimde görüldüğü gibi.)

İşte, TRT ekranlarından da izlediğimiz o haberin özellikle bir fotoğrafı son derece dikkat çekici: Protokol heyetinin ön safında yer alan sekiz hanımdan beşi başörtülü ve tesettürlü.

Arka sıralardaki nisbet de hemen hemen aynı durumda.

Şimdiye kadar gördüğümüz ve araştırdığımız kadarıyla, burada oluşturulan tablolarda bir ilk yaşanıyor.

Yani, geriye doğru gittiğimizde, mâlum tarihlerde Anıtkabir’e giden veyahut ziyarette bulunların içindeki başörtülülerin sayısının çok az olduğunu görmekteyiz. Son yıllarda ise, bu sayı gitgide artış gösterdi ve nihayet bu sene rekor seviyeye ulaşmış oldu.

Yani, 2016 itibariyle, 78 yılın rekoru kırıldı denilebilir.

Bu bir başarı mıdır, nedir?

Bu gelişmeyi neye hamletmeli, ne şekilde yorumlamalı?

Doğrusu, biz de mütehayyir bir vaziyetteyiz. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz.

İyisi mi, konuyla ilgili aşağıda bazı sorular soralım; yorumu okuyucularımıza, gerekli cevapları ise ilgili şahıs ve mercilere bırakalım.

* * *

- Nereye gidiyoruz?

- M. Kemal’in ölümünden 78 sene sonra, dindar ve muhafazakâr kesimin Anıtkabir ziyaretine bu nisbette ağırlık verileceğini tahmin ediyor muydunuz?

- M. Kemal, bu tarz ziyaretlerin olmasını arzu, talep, yahut vasiyet etmiş midir? Bu manzaradan hoşnut mudur?

- Muhafazakâr kesimin artan Anıtkabir ziyaretleri bundan sonra nasıl bir seyir takip edecek? Daha da artar mı, yoksa azalır mı?

- 19 Mayıs günü burada nasıl bir tablonun oluşacağını şimditen tahmin edebiliyor musunuz?

- Bu yıl ziyadesiyle kendini Anıtkabir ziyaretine kaptıran mütedeyyin ve muhafazakâr kesim, 19 Mayıs’taki kalabalık tablodan rahatsız olmazsa bile, acaba sosyetik Kemalistler onların orada çokça görünmelerinden rahatsız olmazlar mı?

- Türbe, tekke ve zâviyelerin ziyaret edilmelerini (1925’te) kànunla yasaklatan M. Kemal, acaba kendi türbesinin ziyaret edilmesi hakkında neler demiş ve ne gibi tavsiyelerde bulunmuş?

Evet, bütün bu soruların muknî cevaplar beklediği kanaatindeyiz.

GÜNÜN TARİHİ 17 Mayıs 1971

İsrail diplomatı kaçırıldı, öldürüldü

Olay haber, o günlerin gazete manşetlerinde

İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Ephraim Elrom, 17 Mayıs 1971 günü bir örgütün militanları tarafından kaçırdı. THKP-C üyesi olduğu anlaşılan bu eylemcilerdan bazılarının isimleri şöyle:  Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir.

Militanlar, Nihat Erim hükûmetine ültimatom verdi: “20 Mayıs’a kadar cezaevlerindeki devrimcilerin tamamı serbest bırakılmaması halinde, başkonsolos öldürülecek” dedi.

Hükûmet kanadı ise “Teröristlerle herhangi bir pazarlığın söz konusu olamayacağı”nı açıkladı.

İsrail diplomatı, talepleri kabul edilmeyen örgüt militanları tarafından, 22 Mayıs’ta Nişantaşı'ndaki bir evde şakağından vurularak öldürüldü.

* * *

Bu tarihten iki ay kadar evvel, 12 Mart Muhtırası verilmiş, Demirel hükümeti çekilmiş, yerine ise, eski CHP’li Nihat Erim başkanlığındaki hükümet gelmişti. Erim hükümeti de sol karakterli olmakla beraber, nasıl olduysa, yine devrimci-sol tandanslı örgütlerle karşı karşıya geldi.

Bu cümleden olarak, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) üst düzey militanları Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, giriştikleri eylemler sebebiyle yakalanmış ve hapse konulmuşlardı. 

Onlarla aynı fikrî paralelde olan Mahir Çayan, Ulaş Bardakçı, Hüseyin Cevahir ve arkadaşları da, kendi çapında eylemlere kalkıştılar ve neticede onların da çoğu yakalanıp çeşitli cezalara çarptırıldı.

Ankara Sıkıyönetim Mahkemesinin kararıyla idam cezasına çarptırılan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın cezası 6 Mayıs 1972’de Ulucanlar Cezaevinde infaz edildi.

* * *

Hüseyin Cevahir, 1971 yılının 1 Haziran'ında İstanbul Maltepe’deki çatışmada öldürüldü.

Ulaş Bardakçı, 19 Şubat 1972’de Arnavutköy'de kaldığı evin arka kapısından kaçmaya çalışırken emniyet güçleriyle girdiği silâhlı çatışmada öldürüldü.

Mahir Çayan, THKP-C lideri. 30 Mart 1972'de Kızıldere'deki silâhlı çatışmada öldürüldü.

***

@salihoglulatif:  O dehşetli şahsın mahiyetinin bilinmesi... "...Öyle bir hâdisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar, din-i İslâm cihetiyle yine ucuzdur."  (Bediüzzaman, Şuâlar, s. 299)

Okunma Sayısı: 6396
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ÖMER KURANLI

    19.5.2016 00:42:02

    Var olan şu tablo ile AKP'nin ılımlı İslam kavramına yada projesine zahiren dahi ne kadar büyük katkı yaptığı açıkça ortada.. Dindarlık artık zahiren olmaya başladı.. Mana ve özden kopuk, iktidar hırsı ve güce yakın olma çabalarının sonucu ne yazıkki.. Eee tabiki hem dindar olayım hem de anıtkabiri ziyaret edeyim mantığı ile varolan bir modernlik algısı işi kurtarmıyor.. Elde ne ölçü var ne prensipp.. Ölçü olmayıncada ne adamlarla aynı masada oturuluyor..

  • CESUR ADAM

    17.5.2016 17:26:53

    AKP nin izlemiş olduğu yanlış,hak ve hakikatten uzak ve dee nefsi poliştikaları ile şu an dini hayat sulandırılmıış,insanların mukaddes değerleri salonların süs eşyası gibi telakki edilir olmuş,tesettür emri moda saikasıyla tahrip edilmiş,müslümanın gırtlağına rabbimizin haram kıldıkları girer olmuş.Sefahat ise almış başını meta gibi değer bulmuş,manevi değerler havuz medyası ile tahriplerde ee bu kadar menfiyatı putla taçlandırmalarıda tamamlanmış oluyor. AYASOFYA ya hürriyetmi,ONA HALK BEDEL ÖDEMEDİ Kİ,HÜR OLSUN.

  • Turgay Namdar

    17.5.2016 11:55:22

    (Bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin edilmesinden) tahribat bakımından daha dehşetli bir durum bu ...

  • halil

    17.5.2016 10:55:20

    Olacağı buydu...!!!

  • Toygar

    17.5.2016 08:37:42

    Görünen o ki, kendini dindar olarak tarifleyenler, bugünlerde cehaletini izhar ile meşgul. Tevafuk mu yoksa kast-ı mahsus mudur bilinmez, gazetemizin bugün ki sayısında Başyazarımızın tariflediği İslamiyeti sergileyememekten veya, sergileyenlerin gözönünde bulundurulmayışından kaynaklanan aczi ve zaafı ve affa mazhariyetten çok uzak bir tarz-ı hayatı sergiliyor, ekser müslümanlar. Rabbim bunca cehlin ardından da bizlere rahmet etsin istiyoruz. Kader ise bu zulmümüze karşılık olarak, tarihçe musaddak hakikatleri yüzümüze çarpmaktan geri durmuyor. Belâlar, musibetler, felaketler, helaketler... Rabbim duadan ayırmasın.. Ben sanırdım ki 20-25 sene öncesi ahirzamandır.. Yanılmışım, ahirzaman bugünler imiş meğer! İnşaallah bu yaşananlar dip olur da, daha aşağıya sukut etmeyiz milletçe ve inanan her kesim itibariyle! Allah affetsin!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı