Şu sıralar çok tuhaf gelişmeler yaşanıyor. İktidar partisi, son seçim zaferinden sonra en güçlü bir konumda görünüyor.
Buna mukabil Türkiye, bölge ve dünya siyasetinde güç kaybına uğramaya ve gitgide yalnızlaştırılmaya doğru sürükleniyor.
Türkiye’nin bölge ve dünya çapında etkili roller oynayabilen dost ve müttefikleri vardı: ABD, Almanya, Rusya, İran, Mısır gibi...
Almanya ve diğer AB üyesi ülkelerle görüşülen mülteci sorunu henüz rayına oturmuş değil. Öngörülen bir yıllık zaman zarfında, bu işin ne getirip ne götüreceği de şimdilik meçhûl. Zira, “Üzerinde anlaşma sağlandı” denilen maddelerin bile çoğu muğlak ve muallak durumda.
Öte yandan, PYD meselesinde, kadim müttefikimiz ABD ile bir türlü mutabakat sağlayamıyoruz.
Yıllardır bir zıtlaşma hali içine girdiğimiz Suriye yönetiminin yanında ve arkasında duran Rusya ve İran’la yaşanan halihazırdaki kriz, ne yazık ki günden güne derinleşerek sürüyor.
Suriye gibi Mısır ile de tüm diplomatik münasebetler kesilmiş durumda. Bundan sonrası hakkında da, en azından yakın ve orta vâdede iyimser bir tahmin yapılamıyor.
* * *
Bütün bu dış gaileler yetmezmiş gibi, dahilî siyasette ve ülke içindeki gelişmeler noktasında da ciddî handikaplarla karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz.
Mevcut hükûmet, devletin bütün birimlerini ve topyekûn kuvvetini iç operasyonlara yönelik olarak adeta seferber etmiş durumda.
Kısaca: Şirketlere şaibeli şekilde müdahale ediliyor. En mazbut işletmelerin başına kayyımlar atanarak, oturmuş sistemler dumura uğratılıyor. Gazeteler, tv’ler kapatılıyor. Gazetecilere câni muamelesi yapılarak hapislere tıkılıyor. Cemaat bağlantısı sebebiyle binlerce insan tedirgin, huzursuz ediliyor. Güvenlik riski sebebiyle bazı şehirlerde günlerce sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Vesaire...
Bütün bu iç ve dış gailelerin böyle üst üste gelmesi, son derece düşündürücü bir durum. Dış politikada zor bir dönemden geçen hükûmet, hiç olmazsa iç sorunlarda barışçı, güven verici bir politikaya yönelmesi lâzım. Bu noktada pekâlâ inisiyatif kullanabilir.
Aksi halde, mevcut karamsar tablo daha da koyulaşabilir ki, buna karşı başta yöneticiler olmak üzere herkesin dikkatli ve duyarlı davranması gerekir.
Misilleme yapmak, düşmanın tezgâhına gelmektir
Nobel Barış Ödülü (10 Aralık 1964) sahibi siyahî lider Martin Luter King'in oğlu öldürülmüştü. Buna karşılık, siyahların da misilleme yaparak, beyazlardan bir liderin oğlunu vurması bekleniyordu. Luter King "İntikam almak için misilleme yaparsam, bundan sonra nasıl hizmet edeceğimi kendim değil, artık düşmanlarım tayin etmiş olacak" diyerek, dehşetli bir fitneyi önledi ve bu sûretle ABD’de iç barışın kahramanı oldu.
Darısı, Türkiye’de ırkçılıkla, ayrımcılıkla mücadele edenlerin başına...
GÜNÜN TARİHİ 10 Aralık 1988
Türkiye’de ilk karaciğer nakli
Türkiye'de (aynı zamanda Ortadoğu coğrafyasında) kadavradan ilk başarılı karaciğer nakli operasyonu 10 Aralık 1988'de gerçekleştirildi.
Bu operasyonun başında, sahasında birçok ilke imza atan Prof. Dr. Mehmet Haberal vardı.
1944'te Rize Pazar'da doğan Haberal, 1967'de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi, 1971'de Genel Cerrahî uzmanı oldu.
Üst ihtisasını Colorado Üniversitesinde (ABD) tamamladıktan sonra, Hacettepe Üniversitesine döndü. Bu üniversitenin hastanesinde, Türkiye'de ilk kez canlı donörden böbrek naklini gerçekleştirme imkânını buldu. (3 Kasım 1975)
Aynı üniversite bünyesinde peşpeşe daha başka ilklere de imza atan Dr. Haberal, 1976'da doçent, 1982'de ise profesör oldu.
Haberal, tıb sahasında büyük organizasyonlar düzenlemeye, dernekler, vakıflar kurmaya vargücüyle çalıştı. Bu çalışmaları ve başarılı ameliyatları sebebiyle, Türkiye ve dünya çapında çok sayıda ödül aldı. Ardından, Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde üniversite Hastaneleri açtırdı.
1991’de siyasete girdi. Genel seçimlerde Doğru Yol Partisinden Rize milletvekili adayı oldu. Ancak, Başbakan Mesut Yılmaz’a karşı kazanamadı ve tekrar asıl mesleğine döndü.
2009'da Demokrat Partinin başına geçeceği yolundaki söylentilerin tam da yayıldığı esnada, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. (Hapiste iken CHP’den milletvekili seçildi.)
2009’a kadar, toplam 1730 böbrek, 320'den fazla karaciğer nakli yaparak sahasında rekor kırdı.