"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

93 Harbi: Edirne, Ayastefanos, Berlin

M. Latif SALİHOĞLU
31 Ocak 2017, Salı
GÜNÜN TARİHİ: 31 Ocak 1878

Hemen her yönüyle verdiği dehşetli zararı tarif etmek maksadıyla “Küçük Kıyamet” diye isimlendirilen 93 Harbi, Osmanlı ve Rus orduları arasında 18 Nisan 1877’de başladı, 31 Ocak 1878'de imzalanan Edirne Mütarekesi ile son buldu.

İki devlet arasında adeta bir ölüm-kalım mücadelesine dönüşen  93 Harbi, tarihî kayıtlara göre dokuz aydan fazla sürmüş.

* * *

"93 Harbi", bu ismi Rumî takvimden alıyor. Zira, savaşın yaşandığı tarih, Rumî takvime göre 1293 senesidir. Miladî olarak da 1877-78’e tekàbul ediyor.

En az dokuz ay süren çok kanlı, katliâmlı ve bir o kadar da trajik mühaceretli savaşın ardından, iki taraf arasında Edirne’de Mütareke (Ateşkes) yapıldı.

Bu mütarekeyi 3 Mart 1878'de imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması, onu da 13 Temmuz 1878'de Almanya'da imzalanan Berlin Antlaşması takip etti.

* * *

Osmanlı Devleti, bu savaşta tarihinin en ağır yenilgisini yaşadı. 

Gerek insan kaybı ve nüfus göçüyle, gerek toprak kaybı ve tazminat borcu itibariyle ve gerekse dahilî siyasetine (Rumeli, Kıbrıs, ve Ermeni meselesi gibi...) olan müdahaleler itibariyle, menfi sonuçları tâ günümüze kadar yansıyan çok ağır bir faturayı ödemeye mahkûm olduğumuzun adıdır “93 Harbi” denilen bu elîm Osmanlı-Rus Savaşı...

Tuna Cephesi’nde (özellikle Plevne'de) kahramanlık destanı yazılmasına rağmen, Osmanlı kuvvetleri, hem Rumeli ve Balkanlar'da, hem de Doğu Karadeniz ve Kafkaslarda Ruslar'a karşı ağır zayiatlar verdi ve peşpeşe mağlûbiyetler yaşadı.

Bu perişaniyetin, mutlaka ki çok önemli sebepleri vardır. Hadisenin bu yönünü bir başka yazı konusuna bırakarak, hasıl olan neticeye kısaca bir nazar gezdirelim.

Ateşkes teklifi

Bazı Avrupa devletlerinin de gizliden destek vermiş olduğu Rusya’ya karşı yenilgiyi kabul eden Osmanlı hükümeti, bir ateşkes yapmanın çaresini aramaya koyuldu.

Bu maksatla, Hariciye Nazırı Server Paşa ile Müşir Namık Paşa eliyle, Rus Orduları Başkumandanı Grandük Nikola'ya bir mütareke teklifi götürüldü.

Grandük ise, Edirne'ye gelmeden herhangi bir cevap vermedi. Bu tavrıyla, Rus orduları tâ Yeşilköy'e kadar geldiği için, bu taarruzu durdurmak istemediği intibaını vermek istiyordu. 

Bu arada, Sultan Abdülhamid ile İngiltere hükümeti arasında telgrafla irtibat kuruldu. İngiltere, Kıbrıs Adası’nın idaresi kendilerine verilmesi şartıyla, Rus taarruzunu durdurmaya çalışacağını iletti.

İngiltere'nin bu talebi kabul edilince, Rusların ilerlemesi Yeşilköy'de durdu. Bu esnada, Edirne'de görüşen iki devletin temsilcileri 31 Ocak 1878'de bir ateşkes antlaşmasına vardılar.

İkinci adımda ise, barış antlaşması vardı. Diplomatlar, bunun için de Yeşilköy'de biraraya geldi. Burada görüşülen ve kararlaştırılan anlaşma maddeleri, Osmanlı devleti açısından son derece ağır hükümler ihtiva ediyordu.

Sultan Abdülhamid işi ağırdan aldı ve Avrupa'nın sömürgeci devletlerinden ayrı tuttuğu Almanya'yı da yapılacak yeni bir görüşmeye dahil etmek istedi.

Alman Devlet Başkanı Bismark, hadiseye yapıcı yaklaştı ve "Osmanlı'ya yardım" şeklinde anlaşılacak yeni bir barış görüşmesi için ortam hazırlamaya koyuldu.

Böylelikle, Yeşilköy Anlaşması’nın hükümleri hiç uygulanmadan, Almanya'da imzalanan Berlin Antlaşması devreye girmiş oldu. Bu anlaşma, Osmanlı Devleti açısından nisbeten daha uygun, daha avantajlı sayılır.

* * *

TELÂFİSİ İMKÂNSIZ ZARARLAR:

93 Harbi sebebiyle, Osmanlı'da henüz emekleme safhasında olan Meşrûtiyet hareketi sekteye uğradı. Meclis kapatıldı. Seçimler iptal edildi. Padişah, en üst merci olarak hemen her meselede tek söz sahibi oldu. Fikir ve siyasî hareketler, istibdat yönetimiyle baskı altına alındı. Bu tarz yönetim ile tâ 1908'lere kadar gelindi. Osmanlı Devleti, katı bir istibdat ile tam otuz yıl boyunca yönetilmeye çalışıldı. Ne var ki, bu baskıcı yönetim, içerden patlamalara yol açtı ve çok büyük zarar verdi.

Tarihten ibret alınması ve benzer hataların tekerrür etmemesi dileğiyle...

@salihoglulatif:

Allah hiçbir Müslümanı İnsaniyet ve İslâmiyet düşmanı Trump'a dost eylemesin. Onun tarafına düşürmesin. Safında buluşturmasın. Günahına şerik eylemesin.

Okunma Sayısı: 15156
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    31.1.2017 09:49:37

    Amin. Trumpa karşı tepkiler günden güne artıyor.İnşallah fazla tahribat yapmadan çekip gidecektir.Veya şöyle de düşünebiliriz; Onun, müslümanlara karı olan düşmanlığı,müslümanların ittihadına da vesile olabilir...

  • Emre gören

    31.1.2017 01:40:24

    Trumpla ilgili yorumunuz fevkalade şahane

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı