Demokrat Parti, 27 Ekim 1957’de yapılan genel seçimleri de kazanarak, yedi yıldır sürdüre geldiği “tek başına iktidar”ını korumaya devam etti.
Bu seçimle ilgili olarak, konuya vâkıf hemen herkesin müttefik olduğu bir diğer husus, “Bediüzzaman Hazretleri’nin sandık başına gittiği ve oyunu alenî şekilde DP’den yana kullandığı” gerçeğidir.
* * *
Günün tarihi itibariyle, üç sene sonra aynı günde yaşanan bir diğer vak’a da şudur: Üniversitelere baskı uygulayan 27 Mayıs Darbesi Cuntası, yekûn 147 öğretim üyesini vazifeden attırdı.
Şimdi, yakın tarihte yaşanmış olan bu iki hadiseye biraz daha yakından bakmaya çalışalım.
Said Nursî sandık başında
Bazı Lâhika mektuplarında ifade edildiği üzere "Demokrat Partiyi, Kur’ân ve vatan ve İslâmiyet namına" destekleyen ve bu partinin iktidarda kalmasını temine çalışan Bediüzzaman Said Nursî (Emirdağ Lâhikası: 422), 27 Ekim günü sandık başına giderek DP lehinde oy kullandı.
Hemen hiç kimsenin aksî yönde bir iddiada bulunmadığı bu durum, talebelerinin de dahil olduğu pekçok kimsenin şahitliğiyle sabittir.
Kendi tâbiriyle "Üçüncü Said" devresinin başladığı andan (1948-50) itibaren Demokratları destek mahiyetindeki mektup ve mesajları neşreden Bediüzzaman Hz.nin, 1957'den önceki (1946, 50, 54) seçim günlerinde ne durumda olduğunu ve sandık başına bizzat gidip gitmediğini henüz tam olarak bilemiyoruz.
Seçime 4 parti katıldı
1957 genel seçimlerine dört parti katıldı: Demokrat Parti, C. Halk Partisi, C. Millet Partisi ve Hürriyet Partisi.
Partilerin oy oranları ile üye sayıları şu şekilde gerçekleşti:
DP: % 48; 424 mv.
CHP: % 41; 178 mv.
CMP: % 7; 4 mv.
HP: % 4; 4 mv.
Yekûn: 610 milletvekili.
* * *
Bu seçime mahsus olmak üzere, önemli bazı ayrıntıları da şu şekilde sıralamak mümkün:
* Bu bir erken seçim idi.
* Hürriyet Partisi (HP), DP'den ayrılan bir grubun kurduğu parti olup, CHP tarafından finanse ediliyordu. (Seçimde hüsrana uğrayınca, mal varlığıyla birlikte CHP'ye iltihak etti.)
* Lütfi Karaosmanoğlu liderliğindeki HP, DP'yi bölmek maksadıyla kurulmuş ve faaliyetini Burdur–Isparta yöresinde yoğunlaştırmıştı. Bediüzzaman'ın bulunduğu Isparta'da başarısız oldu; ancak, 4 kontenjanı bulunan Burdur'da tulum çıkardı.
* Bediüzzaman, bu seçimde "alenî tercih"te bulunmasının sebebini şu şekilde izah eder: "Şayet reyimi alenen kullanmamış olsaydım, Hürriyetçiler bu meseleyi istismar cihetine giderdi." (Son Şahitler-4:199)
*Osman Bölükbaşı'nın (MHP'li Deniz Bölükbaşı'nın babası) başında bulunduğu CMP, Türkçü milliyetçiler, Büyük Doğu Cemiyeti ile Sebilürreşad gibi dindar olarak bilinen çevrelerin desteğini aldı.
*Dinî gruplar, İslâm Demokrat Partisi seçimlere katılamayınca, bu gruplara bağlı seçmenlerin çoğu, ikinci tercihleri olan CMP'ye yöneldi.
Üniversiteler iğdiş edildi
Demokrasiyi hançerleyen "silâhlı cunta", nihayet üniversitelere de el attı. 27 Ekim 1960’ta, çeşitli üniversitelerden toplam 147 öğretim üyesi (prof.-doç.-asistan), insanlık dışı bir muamele ile vazifeden alındılar.
Meclis gibi üniversiteler üzerinde de bu baskıcı tasarrufu yapan merkezin adına da, yazıklar olsun ki "Millî Birlik Komitesi" denildi. Artık, nasıl bir "millî birlik" ise bu...
Aynı Komitenin, işine son verilen öğretim üyeleri hakkında çıkarmış olduğu 114 sayılı kànun metnindeki şu tâbir de ibretlik: “Vazifeden affına dair kànun.”
* * *
İhtilâlci komite, 27 Mayıs 1960 günü yaptığı askerî darbe ile, önce hükümeti devirdi ve ülkenin idaresine el koydu. İktidardan düşürdüğü DP'lilerle hasmâne şekilde mücadeleye girişti. Böyle bir durumda, silâhsız olanların silâhlı olanlara karşı yapacağı herhangi bir şey yoktu.
Nitekim, o günün şartlarında, tıpkı siyasîler gibi akademisyenlerin de eli kolu bağlı durumdaydı. Bu sebeple, Darbe Cuntasının, üniversitelere yönelik "kitabına uydurduğu" totaliter baskıya karşı hiçbir öğretim üyesi çıkıp da en ufak bir mukabelede bulunmadı, bulunamadı.
Bu durum "Siyasiler, darbecilere karşı niçin direnemedi?" şeklindeki vâki suâllere de, doğrusu kestirmeden bir cevap mahiyetinde.
@salihoglulatif:
Hadiselere tek taraflı bakışlar:
Kimine kara çalar; kimini nakışlar
Meddah ile kindarın gözü körleşir
Bir tarafa yuh çeker; diğerini alkışlar.