"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

40 yıl sana buğzedenin safına geçmek

M. Latif SALİHOĞLU
08 Ekim 2015, Perşembe 12:07
Halen iktidar mevkiinde olan siyasî hareketin çekirdek kadrosu gibi, fikrî alt yapısı ile ideolojik bağlantıları tâ 1948’de siyaset sahnesine çıkan Millet Partisine gidip dayanıyor.

1952’de ismi İslâm Demokrat Parsine dönüşen bu siyasî hareketin öncüsü ve ilk fahrî başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’tır. Hareketin ilk resmî başkanı “dindar Kemalist” Hikmet Bayur’un yerine ise, yine asker kökenli olan Cevat Rıfat Atilhan geldi.

Sebilürreşad, Ehl-i Sünnet ve Büyük Doğu gibi dinî ağırlıklı neşriyat yapan mecmuaların tümü, siyaset noktasında bu partilerin yayın organı hüviyetindeydiler. Büyük Doğu ve Necip Fazıl, bu siyasî hareketin piri ve fikir öncüsü konumundaydı.

Büyük Doğu ve Necip Fazıl, gelişmesine bir türlü mani olamadıkları Demokrat Partinin ilk yıllarında, çok şiddetli ve bir o kadar da hiddetli muhalefet görevini deruhte ettiler.

Demokratı yıkamayacaklarını anladıklarında ise, birden çark edip bu kez Genel Başkan ve Başbakan Menderes’ten para dilenip yardım istediler. “Örtülü ödenek”ten gelen bu yardımlar, zaman içinde ve talepler doğrultusunda artarak 2-3 bin liradan 15-20 bin liraya kadar çıktı. (Bkz: Haber Türk, Radikal 2 Ocak 2013)

Büyük Doğu, Haziran 1951

Derginin kapağında, Başbakan Menderes, baloncukla uğraşan zavallı bir çocuk gibi gösteriliyor, başında bulunduğu Demokrat Parti ise, bu vatan ve milletin başına açılmış en büyük TEHLİKE diye gösterilerek yerden yere vuruluyor.

Önce yaylım ateşi; sonra yardım talebi

Yıllar sonra yayınlanan ve kimsenin çıkıp inkâr, hatta itiraz bile edemediği “Menderes’e örtülü mektupları” bir yana dursun; Necip Fazıl, neşriyatı için para istediği aynı Büyük Doğu mecmuasında özellikle DP iktidarının ilk yıllarında Menderes’in partisini yerden yere vuran yazılar yazıyordu. 

Hatta, bu vatan ve milletin başına açılmış en çetin dâvâ ve en büyük belâ olarak Demokrat Partiyi gösteriyordu. Dahası, bu belâyı def’etmek için de Büyük Doğu mefkûresine bağlı kuvvetli bir siyasî parti hareketinin başlatılması gerektiğinden esaslı şekilde dem vuruyordu. İşte size bu şaşırtıcı gerçeğin delilli, belgeli bir ispatı...

Burada belgesini ve kupürünü de gördüğünüz 1 Haziran 1951 tarihli Büyük Doğu mecmuasında çıkan iki yazıdan bazı cümleleri dikkatinize sunarak konuyla ilgili maksadımızı anlatmaya çalışalım.

Demokrat iktidarının daha birinci yıldönümünde neşredilen bu iki yazıdan biri, DP’nin CHP’den daha beter ve çok daha büyük bir “TEHLİKE” teşkil ettiği hususu, tam 15 madde halinde sıralanıyor.

Diğer yazıda ise, “Mukaddesatçı Türk!”e hitap edilerek, iktidara gelmek için yeni bir partinin, “Büyük Doğu Partisi”ni kurmanın artık şart ve zaruret halini aldığı hususu, uzun uzadıya anlatılmaya çalışılıyor. (NOT: Baloncukla oynayan zavallı çocuk gibi gösterilen Menderes’in başında bulunduğu Demokrat Partinin önünü kesmek ve dindarları bir partide birleştirmek için isim olarak “İslâm Demokrat Partisi” ismi tercih edildi.)

İlgili tarihli mecmuada, önce, “Tehlike” başlığı altında sıralanan maddelerin bir kısmını özet halinde takdim edelim. İddialı ifadeler şöyle:

* * *

Defalarca haber vermiş bulunuyoruz ki, Demokrat Parti içinde birbirine zıt hizipler vardır. Bu partinin başlıca fârikası, her cins ve meşrepten bütün cereyanların kendilerine orada birer köprü başı tesis etmiş bulunmalarıdır.

* * *

Muazzam bir tehlike diye haber verdiğimiz bu gizli ve sinsi plânın himayecileri arasında büyük sermaye sahibi firmalar, bankalar ve gazeteler var.

* * *

Demokrat Partinin içindeki dindarlar, mukaddesatçılar, kökçüler ve Türkçüler zümresi, evvelâ istismar edilip sonra ağızları açık bırakılan halk temsilcileridirler.

* * *

Demokrat Partiyi kendi bin bir zaafı ve tezadı içinde kıstırıp, kendi hâkim temayülü ve şiarıyla bu partiyi mühürlemek isteyen hizip, büyük sermayedarlar sınıfıdır.

* * *

Bu sınıf, Demokrat Partinin iktidara talip olduğu 1950 seçim macerasında, kendisini büyük avanslar ve kredilerle desteklemiş, borçlu mevkiine düşürmüş ve kendisine minnettar etmiştir.

* * *

Bu sınıf, Siyonizm ve Dönmelik tesir ve telkini altında olup, bu sınıfın amel ve niyetlerini, gaye ve planlarını idare eden de Yahudiler ve Dönmelerdir.

* * *

İşte, tam 27 yıl CHP’nin bir eşkıya gediği halinde şahsî teşebbüs hakkından kaçırdığı ve tam inhisarlaştırdığı büyük sınaî ve iktisadî teşebbüs sahaları, şimdi (DP iktidarında), onlardan milyarlarca defa beter hizbin elinde, üstelik hürriyet, müsavat, adâlet gibi Mason yaftaları altında, belli başlı bir zümrenin gediği olsun diye çalışılıyor.

Siyasete din gibi bakılıyor

Yukarıda sıralamış olduğumuz bakış açısına göre, Demokrat Parti CHP’den beterdir. Dine, vatana, millete hizmet için mutlaka parti kurmak ve bu partiyi iktidara taşımak lâzım.

Bu kulvarda yetişenler, yıllar sonra da olsa nihayet iktidara geldiler.

Şimdi ise, iktidarı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlar.

Ne var ki, iktidarı kaybetmeyi, dinî cihadı kaybetmekle eşdeğer görüyorlar. Bu sebeple, akla-hayale dehşet verecek birtakım angajmanların içine girecekleri kuvvetle muhtemeldir.

Nasıl ki, geçmişte en az 40 yıl müddetle akla durgunluk verecek derecede bir kin ve buğz ile, bir husûmet ve huşûnet tavrı içinde iktidarlarına engel gördükleri partilerin taraftarlarına türlü yafta, hakaret ve saldırılarda bulundular; bunun daha beterini tekrardan yapabilirler.

İşte, bu can alıcı noktayı, en çok bilmesi gerekenler, 1950’lerde Demokrat Partiye, 1960’tan sonra ise Adalet Partisine tam destek verip onlara istinad noktası olanlardır.

Bu kesimden sayılanların bir kısmı, ne yazık ki dürbüne tersinden bakar gibi bakarak, siyaseten kanını emen, can damarını koparan en büyük muarızı dost zannediyor. “Demokratların asıl devamı bunlardır” diyor. 

Vah kardaşım vah! Bunu onlar değil, sen söylüyorsun. Böyle yapmakla da, hem kendini, hem ihvanlarını bilmeyerek kandırıyor, yanıltıyorsun. Yazık ki, bir temel yanlışa bile merdâne bir tavırla çıkıp “Arkadaş, bu yanlıştır. Ben bu yanlışta değilim” diyemiyorsun.

Yâhû, 150 yıllık (1865) bir asîl misyonun sâdık takipçileri, kendisine asgarî kırk yıl saldıran, buğzeden bir başka siyasî hareketin dâmına düşer mi? Hele hele onların meddahı, müdafii gibi davranır mı?

Zor ve acı da olsa, uyarı vazifemizi yapmak durumundayız. Evet, durmak yok, uyarmaya devam inşaallah...

Okunma Sayısı: 4909
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    8.10.2015 20:21:59

    Aslında bu tür bilgileri 70'li yıllarda verilen ilim teknik serisi benzeri kitapçıklarla milyonlara ulaştırmalılıyız.Bu görev maalesef yine bizim.Haydi Yeni Asya...

  • M.Emin Tunçaz

    8.10.2015 17:32:29

    Sükut........

  • Rüstem Gaarzanlı

    8.10.2015 14:37:40

    Latif bey kardeşim, tarihin arşivine inerek söylediklerini belgelerle efkar-ı ammeye sunmaktasınız; bu arada asıl bağlı olduğun ve inandığın meslek ve meşrebinin prensiplerinden de taviz vermeden, doğru bildiğin yoldan sapmadan "Hakkın hatırı âlîdir hiç bir hatıra feda edilmez" dusturu ile beyan ve ifade ettiğin tüm yazılarını kemal-i iştiyakla okuyor, çevreye de okutuyorum. Kardeşimi muhabbetle kucaklar bu keskin bilgi akışın için duacıyız, duaların özü selâm'dır. Eselâmün aleykûm ve rahmetullahi ve berekatuhu. Ebeden daima....

  • Osman

    8.10.2015 13:57:14

    Sayın Salihoğlu Cenab-ı Allah ebeden razı olsun öylesine güzel izah etmişsiniz ki günümüzün en büyük meselesine parmak basmışınız.Zira Bu ülkede ne zaman Demokratlar siyaset denkleminin dışında kalmışsa felaketler baş göstermiştir Demokratların saf dışı edilmesinin de en büyük sebebi Demokratlara istinat olması gereken Nurcuların Demokrat düşmanı ve muarızı olan Siyasal İslamcıların tarafına geçmiş olmaları ve onlara duacı olmalarıdır diye düşünmekteyim eğer bugün Nurcuların tamamı Demokratlara noktay-ı istinat olma görevini ihmal edip Siyasal İslamcıların tarafına geçmemiş olmasaydılar Türkiye bulunduğu coğrafyda hem maddeten hem manen lider bir ülke olurdu zira Ümumun mal ı mukaddesi olan Dinin siyasette kullanılması Ülkeyi ve toplumu kutuplaştırmak suretiyle neyin ne olduğu anlaşılmayan ucube bir toplum oluşturuldu bu nedenle de Nurcu dediğimiz insanların bu noktada bir durum muhasebesi yapmaları ve acaba biz nerede hata yaptık demelerinin tam zamanı.

  • Reis68

    8.10.2015 13:37:01

    Güzel bir yazı olmuş. Nurcuların "Siyasal İslam" fikrinden uzak durması gerektiğine inanıyorum.

  • Toygar

    8.10.2015 13:28:52

    Bu bilgileri tarih kitaplarının yalan-yanlış sayfalarından, televizyonda belgesellerden veya bir bilenden dinlemek mümkün olmuyor. Böyle bilgileri de bizim neslimiz (ki 40'lı yaşlar diyeyim) pek bilmiyoruz. Bu hususta net bir şekilde verilen bu bilgi nedeniyle size teşekkür ediyorum. Bu ve benzeri bilgi ve yazıların Yeni Asya'dan başka yerlerde yer alıp almadığı konusunda fikrim yok! Olsa bile, olaylara bakış açısı farklı olunca, aynı hadise başka başka anlam kazanıyor. Hak ve hakikattar tavrı nedeniyle "ne kadar az da olsalar.." hitabına mazhariyetimize dua ediyorum.

  • cemal özkaya

    8.10.2015 12:36:33

    yazdıklarınıza katılmakla beraber diğer taraftaki kardeşlerin eğer bunlar gelmezse chp gelir fikrine alternatif olacak umut verecek bir yapı olmadığınıda gözardı etmemek lazım. siyasette yapılan dizaynlar dışarıdan üflenip burada oynamalar dp nin kendi adamlarının dp zihniyetine bilerek veya bilmeyerek verdiği zararlardan dolayı düştüğü durum bence değerlendirilmeye alınmalı. tamam vazifemiz demokrat zihniyeti muhafaza etmek desteklemektir sonuna kadar buradayım. alternatifsizlik ve siyasette yapılan düzenlemeler zaten siyasette bir türlü aynı şeyi söyleyemediğimiz kardeşlerimizle aramızı daha fazla açmasın inşaallah.

  • Garib Doğu

    8.10.2015 10:33:31

    Evet,Maalesef,''asil bir misyonun sadık takipçilerinin bir kısmı kendilerine kırk yıl buğz eden,saldıran ve mücadele edenlerin tuzağına düştü.Ve elan müdafaalarını, meddahlıklarını yapıyorlar.'' Fe ya lil acep! bu nasıl bir iş,nasıl bir haldir? Nasıl bir değişim ve nasıl bir dönüşümdür? Bunlar,kırk yıl kendi misyonlarını,meslek ve meşreplerini anlamadılar m? Veya kendilerine kin ve adavet besleyen,fikir ve düşünce olarak muhalif olanları siyasi ve içtima-i prensipler açısından karşı olanları tanımadılar mı? fark etmediler mi? Yoksa Mektubatta geçen 6 desise-i şeytaniyeler mi devreye girdi? İster istemez insanın hatırına bunlar geliyor...Bu müstakim misyon ve cereyana sırt çevirme,aleyhine geçme,başka cereyanları benimseme çok feci bir haldir. Bu hal-i pürmelal, bu vaziyet,aynı zamanda kırk yıllık şerefli ve bereketli bir mazinin inkâr edilmesi demektir. Ne diyelim;Allah ıslah etsin.

  • Hüseyin İLHAN

    8.10.2015 10:11:50

    Bu kör'lük o kadar benliklerine işlemiş ki bazı ihvanların KAYIP-KAÇAK bedeli ggibi kul hakkına tecavüzü ki bu SERMEYADAR ŞİRKETLERE ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA GARANTİ EDİLEN HALKTAN AKTARMADIR.Keza şimdi de şehir merkezlerindeki elektrik direklerinden PAY verilme kararı alınmıştır.Fakir ve ihtiyaç sahibine istenildiğinde ülkede enflasyon artar diyen ZALİM ve SEFİHLER SERMEYDARA gelince kaşık değil KAZAN KAZAN AKTARIYOR.Özel okula gidenlere verilen destek TAMAMEN KUL HAKKINA TECAVÜZDÜÜÜR.Zira.devletin okullarında okuyanlardan OAB leri para toplarken ve bu özel okula gidenlere yardım AYRIM YAPILARAK VERİLİRKEN buna masumane bakmak aynı zalimlik yapmak gibidiir.Bu hakka girenleri,buna mazaret üretenlerin iki elim iki yaklarındadır.AHİRET VAR,CEHENNEM LÜZUMSUZ DEĞİL tam bu zalimler için.

  • Abdurrahman KOÇAK

    8.10.2015 09:43:32

    Geçmişi araladığınız için teşekkürler.Yeni Asya bunu yapmak zorunda ve yapıyor.Tarihe tekrar tekrar not düşülüyor.Şahsi manevi adına uyarı vazifesini yapmaya devam Allah Yar ve Yardımcınız olsun....Doğruları ve gerçekleri konuşan bir grup olması lazım...Bu grup Yeni Asya....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı