Vitrininde bir askerî cuntanın yer aldığı 12 Eylül Darbesinin üzerinden tam 35 sene geçti.
Aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen, hem zalimâne, hem de münafıkane karakterli olan bu militarist darbenin sebebiyet verdiği yaralar hâlâ tedâvi edilemedi, yol açtığı yıkıntılar hâlâ temizlenemedi.
O zamandan bu zamana kadar gelip giden hükümetlerin hemen tamamı bu darbe pisliğinin üzerine oturdular, ya da oturmak durumunda kaldılar... Bu meselenin uzun uzadıya konuşulacak çok yönü var; fakat, biz 12 Eylül Darbesinin büyük günahları arasından seçtiğimiz ve hiç unutulmaması gereken 12 tanesini burada kısa maddeler halinde sıralamak istiyoruz.
1) Darbe Anayasası
Cuntacıların sipariş üzerine hazırlatmış oldukları bu anayasa, gayet baskıcı ve tek taraflı bir propaganda ile halka dayatıldı. Referandumla birlikte, Evren Paşa da tek aday olarak Cumhurbaşkanlığına getirilmiş oldu. Böylesi bir ucûbenin dünyada emsâli yoktur. Darbe tasarrufunu içinde ve ruhunda taşıyan bu anayasanın 35 senedir kökten değiştirilememiş olması, devletçe ve milletçe bizlerin bir utancı olarak ne yazık ki hâlâ yürürlükte.
2) Siyasete darbe
Daima iktidar olabilme potansiyeline sahip olan Demokrat misyona en ağır darbeyi vurdu. “İlkesel siyaset” yerine “kişisel siyaset”in önünü açtı. Seçmenin hür iradesini, şahısların ve parti liderlerinin insafına ve inisiyatifine bıraktı. Siyasî fikir, düşünce ve kanaati “futbol takımı tarafgirliği” seviyesine indirgedi. Kök ve asâlet gerektiren kimlik siyasetini, fırıldaklı fanatizme kurban etti. Siyasette hangi şahıs cilâlanıp parlatılırsa, kitlelerin de körü körüne o kişiye meyletmesine ve iki dudağından çıkacak değişken, tutarsız direktiflere teşne olmasına sebebiyet verdi. Bu sinsî hastalık, aktif virüs gibi siyasetin ve diplomasinin dengesini bozmaya maalesef ki devam ediyor.
3) PKK’yı doğurdu
Türkiye tarihinde eşi-benzeri görülmedik bir terör örgütü ve terör eylemlerinin hayatımızı cehenneme çevirmesi, yine aynı darbecilerin sayesinde oldu. 12 İhtilâlinden önce legal veya dağınık vaziyette bulunan derneklerin, örgütlerin tamamı kapatıldı. Adeta meydan bütünüyle illegal ve içinde kanlı şiddeti barından bir örgüte (PKK) bırakıldı.
Böylelikle, "anarşi ve terör" gerekçesiyle yapılan bir darbe hareketi, ülkeyi tarihte benzeri olmayan bir terör dalgasına mâruz bıraktı. Bu sayede bünyede açılan derin yaralar, ne yazık ki kanamaya devam ediyor.
4) Nifak tohumları
Darbe hareketiyle birlikte, siyaset dünyası gibi sivil toplum grupları ve kuruluşları da darmadağın edildi. Aynı meslek ve meşrepte olanların bile araları açıldı; yıllar yılı dost ve kardeş geçinenler, bölündüler, yer yer ağır şekilde birbirini kırma raddesine kadar husûmeti tırmandırdılar. Düşman hale getirilen kardeşler, hâlâ barışmış, kucaklaşıp helâlleşmiş değiller.
5) Toplu cezalandırmalar
Darbeciler, adâletle iş görmek ve hukukun temel prensibi olan “suçun şahsiliği”ne göre muamelede bulunmak yerine, vatandaşları toplu şekilde cezalandırma yoluna saptılar. Boğazına kadar zulme battılar. İdama veya işkence ile öldürmeye kadar varan insanlık dışı muamelenin haddi hesabı yoktur. Bunların bir kısmına yakîn şahit olma bahtsızlığını da yaşadık ki, bu toplumsal yara da kapanacak gibi değil.
6) Vatanından kovma furyası
On binlerce insanımızı doğru dürüst muhakeme bile etmeden hapishanelerde çürüten ve öldürten 12 Eylül Cuntası, binlerce insanımızın da vatanını terk etmeye mecbur bıraktı. Yurt dışına kaçanların mühim bir kısmını ise vatandaşlıktan çıkarttı. Devlet ve millet olarak prestijimizin kırılmasına ve büyük sosyal trajedilerin yaşanmasına sebebiyet verdi.
7) Başörtülü kıyımı
Darbeciler, hazırlatmış oldukları 82 Anayasasını referandumla millete kabul ettirdikten hemen sonra, özellikle üniversitelerde başörtülü öğrencilere karşı keyfice zulümlü bir kıyım harekâtını başlattılar.
Benzeri keyfiliklerin bir daha tekerrür etmemesi için, hukukî (anayasal) mahiyette henüz bir tedbir alınmış, yahut bir güvence sağlanabilmiş değil. Var olan kısmî rahatlama, siyaset topuzuna dayalı ve pamuk ipliğine bağlı şekilde gidiyor.
8) Yunanistan NATO’da
Daha evvel NATO ittifakından ayrılan ve bundan pişman olan Yunanistan, darbe dönemi hükümetinin gafleti sayesinde tekrar ittifaka üye yapıldı. Oysa, bu türden devletlerarası gelişmeler, birtakım şartlara, pazarlıklara veya bedellere bağlı olarak kabul edilmeli. Ama, hiçbir şart ve pazarlık yapılmadan, Yunanistan’a NATO’ya dönüş fırsatı verilmiş oldu.
9) Rantiyecilik furyası
Bir taraftan bankerler marifetiyle milletin servetini, birikimini çarçur ettiren cuntacılar, bir taraftan da ekonomide bile emir-komuta havasıyla ele geçirmiş oldukları yetkileri şahsî menfaatleri için kullanmaktan çekinmediler. Bu dâvâda mahkemelik bile oldular, hatta ağır cezalara da çarptırıldılar. Ancak, hak ettikleri cezayı burada çekemeden ölüp gittiler. Gasp ettikleri servetler ise, haramyedi mirasçılarına kalmış oldu.
10) Medyaya keyfî müdahale
Başta gazeteler olmak üzere, her türlü basın-yayın faaliyetlerine müdahalede bulundular. (Ayrıca, AA ve TRT’yi de darbe borazanı haline getirdiler.) Bu cümleden olarak, meselâ gazetemiz Yeni Asya (Y. Nesil, Tasvir) defaatle kapatıldı; telâfisi imkânsız zararlara uğratıldı.
Bu konu, kitap hacminde bir genişlik arz ediyor. Şimdilik bu kadarlıkla iktifa ediyoruz.
11-12. Maddeler olarak YÖK’ün kurulması ile Senato’nun kapatılması hususları eklenebilir.
@salihoglulatif: 12 Eylül Darbesinin günahları saymakla bitecek gibi değil. Akılda kalması için, bunlardan 12 tanesini kısaca hatırlatmaya çalıştık.