2017’yi, OHAL hukukunu dahi “takmayan” ve keyfîlikte sınır tanımayan adaletsiz uygulamaların ayyuka çıktığı bir sene olarak geride bıraktık. Bu durumun yeni yılda da devam etmemesi ve ülkenin artık normalleşip hukuka dönmesi için topyekûn bir toplumsal seferberliğe şiddetle ihtiyaç var.
On binlerce insanın mağduriyetine yol açan Bylock skandalında gelinen nokta, hukuku dışlayarak yol açılan tablonun bizzat sorumluları tarafından dahi savunulamayacak ve artık daha fazla taşınamayacak bir hale geldiğinin çok açık bir göstergesi.
Onun için, iktidar çevreleri bunun faturasını da, her kötülüğü üzerine yıktıkları f.ö’ye çıkarma taktiğini elden bırakmadan, kendileriyle birlikte bütün ülkeyi içine sürükledikleri derin çıkmazdan sıyrılmaya çalışıyorlar.
Ne var ki, işin temelinde samimiyet olmayınca, güya “düzeltme ve telafi” adına attıkları adımlar da doğru ve sağlıklı olmuyor, çifte standart eleştirilerinin sonu gelmiyor.
“Morbeyin” eksenli ve çok sınırlı tahliye listelerindeki noksanlıklar, keyfî gerekçelerle mağduriyeti hâlâ devam ettirilmekte olan geniş kesimlerdeki haklı tepkiyi tırmandırıyor.
Ve tutuklamaların da, tahliyelerin de MİT rapor ve listeleri esas alınarak gerçekleştiriliyor olması, bu işlemlerdeki fonksiyonları adeta “evrak tevzi memurluğu”na indirgenen hâkim ve savcıların şahsında, yargı sistemine güveni iyice dibe vurduruyor.
Delilsiz tutuklamaların her defasında yine “Deliller toplanamadı” gerekçesiyle mütemadiyen uzatıldığı, dahası bazı “hâkim”lerin sanıklara açıkça “Sizin getireceğiniz belgelerin hiçbir kıymeti ve hükmü yok, ben sadece elimdeki MİT listesine bakarım” diyebildikleri bir işleyişe kim güve duyabilir ki!
Son tahliyelerin de bizzat yargının inisiyatifiyle değil, MİT listelerinde yapılan “düzeltme ve güncelleme”lerle gündeme gelmiş olması, bu tabloyu katmerleyen yeni bir gelişme.
Sonuç olarak her geçen gün çok daha açık ve net bir şekilde görülüyor ki, yargı sistemi, hukuk ve adalet üzerindeki OHAL tahribatı son derece vahim boyutlarda. Tamiri ve telafisi çok zor olacak ve zaman alacak.
Temennîmiz, 2018’in bu gidişatın kuvvetli bir irade ve inisiyatifle artık durdurulup ibrenin doğru yöne çevrileceği bir sene olması.
***
- Adalet Bakanı Akit'in ekindeki özel yazı mı, Meclis konuşması mı belli olmayan sözlerinde “Yargıya güven hiç olmadığı kadar arttı” demiş. Hâlâ “Ceza otomatı değil” dediği bazı “hâkim”lerin masumlar hakkında otomatiğe bağlayıp habire uzattıkları delilsiz tutuklama kararlarıyla mı?
- 2018 Adalete dönüş yılı olsun - http://www.yeniasya.com.tr/video/2018-adalete-donus-yili-olsun_450113