Afrin operasyonu da, eşzamanlı olarak camilerde Fetih ve Fil Sûreleri okunup zafer duaları yapılması da tartışılıyor.
Kahraman ordularımızı karada, denizde, havada mansur ve muzaffer eylemesi için Allah’a dua edilmesi asırlardır devam eden bir gelenek olarak benimsenmişken bu defa bu tartışma niye çıktı?
Bunun bir sebebi bazı camilerdeki Afrin dualarında yapılan Bedir savaşı benzetmeleri ve “İslamın son ordusu” söylemleri gibi, konunun bağlamını ve maksadı bir hayli aşan mübalâğalı ifadeler olsa gerek.
Afrin harekâtını İslam ve Müslümanlar için hayat-memat meselesi gibi gösterip böyle benzetmelere konu etmek doğru mu?
“Zeytin Dalı” operasyonu hem niteliği, hem zamanlaması açısından içe ve dışa yönelik siyasî boyutlarıyla da tartışılan bir konu. Cevap bekleyen birçok soru ve endişeleri davet eden pek çok belirsizlik var.
Suriye’deki iç savaşı bitirmeye yönelik Astana ve Soçi süreçlerinde ümit verici gelişmeler kaydedilmişken böyle bir harekâtın gündeme getirilme sebebi ne olabilir?
Cerablus ve Fırat Kalkanı harekâtında gerekçe, sınır il ve ilçelerimize mermi yağdıran IŞİD tehdidinin safdışı edilmesiydi.
Şimdi Zeytin Dalı operasyonu, “Bertaraf edildi” denilen IŞİD’le birlikte YPG’nin de dahil olduğu terörist yapılanmaların dağıtılması gerekçesiyle gündeme getiriliyor.
Ama izaha muhtaç noktalar var.
Bunca zamandır Kuzey Suriye’deki Kürtlerle niye sağlıklı bir diyalog kurulamayıp meydanın YPG’ye bırakıldığı ve reel karşılığının ne olduğu meçhul ÖSO’ya verilen desteğin niçin Kürtleri de kapsamadığı bunlardan.
“Yok, kan dökülmesin, yok şu, falan filan... Burada şehadet de olur, gazi de olur, kan da olur” söylemleriyle ifade edilen tavır ve yaklaşım başlı başına bir endişe kaynağı.
Beraberindeki “Afrin harekâtı, ‘OHAL kalksın’ kampanyalarını söndürür, ‘Normalleşelim’ çağrılarını dondurur” yorumları da.
Keza içerideki hukuk ihlallerinin dayanılmaz boyutlara ulaştığı ve OHAL’in bir kez daha uzatılmasıyla iç gerilimin daha da tırmandırıldığı bir ortamda gündemin Afrin harekâtıyla “dış tehdid”e kaydırılması da.
Bütün bunlar bir tarafa, duamız operasyona katılan askerlerimizin tek bir kayıp vermeden dönmeleri ve harekât sonrasında “Bölgedeki teröristler, içlerine karıştı” denilen sivil halkın da zarar görmemesi. Ve sağduyunun, huzurun, barışın kazanması.