8 yıl önce, 21.10.07 günü gerçekleşen ve 13 şehit verdiğimiz Dağlıca saldırısı, 22 Temmuz seçimiyle yeni Meclisin oluştuğu, öncesinde 367 kriziyle önü kesilen Gül’ün bu Meclis tarafından cumhurbaşkanlığına seçildiği ve yeni bir anayasa taslağının gündeme taşındığı bir ortamda meydana gelmişti.
Peş peşe cereyan eden benzer saldırılarla anayasa tartışması dondurulup rafa kaldırılıp, yerine Kuzey Irak’a yönelik sınırötesi operasyon tezkeresi ikame edildi.
Anayasa da dönem sonunda çıkarılıp 12 Eylül 2010’da halkoyuna sunulan mini pakete kadar bir daha gündeme gelmedi.
Irak tezkeresinin pek işe yaramadığı, 8 yıl sonra Dağlıca ve Iğdır üzerinden hepimizi bir defa daha vuran terör dalgası ile gözler önüne serilirken, hayli zamandır başkanlık meselesine takılıp kalan anayasada da bir arpa boyu dahi yol alabilmiş değiliz.
Öte yandan, 8 sene önceki Dağlıca saldırısı Irak tezkeresinin öne çekilip çıkarılmasını netice vermişken, son saldırı, ancak 1 Kasım’a kadar yaşayacak yeni Meclisin ilk işi olarak çıkarılan Suriye tezkeresinin hemen akabinde gerçekleşti.
Burada farklı bir meydan okuma mı var?
Bir taraftan IŞİD, bir taraftan PKK...
İşin ilginç ve manidar tarafı, iki tehdidin de bizzat AKP politikalarıyla azdırılması.
5 yıl öncesine kadar çok yakın ilişkiler içinde bulunulan Esad’a karşı tavrın bir anda tersine çevrilip onu devirmeyi amaçlayan silahlı muhalefete destek vermek suretiyle iç savaşın tırmandırılması, daha evvel esamesi bile okunmayan IŞİD gibi barbar bir örgütü palazlandırdı.
Çözüm süreci adı altında bölgedeki alan hakimiyetinin fiilen örgüte teslim edilmesi de PKK’yı güçlendirdi. Örgüt şehir merkezlerine ağır silah yığdı, çok sayıda çocuk yaştaki genci dağa kaldırdı, yol kesip kimlik kontrolü yapma ve adam kaçırma eylemlerine hız verdi, ihtilafları sonuçlandıran sözde mahkemeler kurdu.
Arınç gibi iktidar sözcülerinin ikrarıyla, teröristler silahlarıyla askerî karakolların önünden, askerlere el sallayarak resmigeçit yaptılar ve bunlara da göz yumuldu.
Bir anda düğmeye basılarak tırmandırılan terör saldırılarındaki düşündürücü artış işte böyle bir arkaplana dayanıyor.
Ve Türkiye aynı tuzağa yine düşüyor.
tweet 1- Dağlıca’dan sonra Iğdır. Türkiye topyekûn bir saldırıyla karşı karşıya. Allah şehitlerimize rahmet eylesin, yöneticilere de basiret versin.
tweet 2- Terörü lânetleyelim, ama 8 yılda 6. kez saldırıya uğramış bir karakolda bu kadar kolay ve çok sayıda şehit verilebilmesini de sorgulayalım.
tweet 3- Bir Dağlıca sorusu daha: Terör örgütü sürekli yeni saldırı teknikleri geliştirirken, askerlerimiz niye bunlara hep hazırlıksız yakalanıyor?
tweet 4- Dağlıca-Yüksekova yolu bir aydır kapalıymış. Yani oradaki karakolumuz mahsur kalmış. “Çözüm süreci” diye alan örgüte bırakılırsa olacağı bu.