"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yine bir Bylock feryadı: “Babama adalet ve özgürlük istiyorum”

Kâzım GÜLEÇYÜZ
09 Nisan 2017, Pazar
KHK ve Bylock mağduriyetlerini dile getiren mesajlar almaya devam ediyoruz.

Bunlardan biri de, okurumuz Halit Erdoğan kanalıyla bize ulaşan bir Bylock mesajı:

Sosyoloji bölümü öğrencisiyim. Babam 22 yıllık polis memuru idi. 672 KHK ile ihraç edildi. Daha sonra da Bylock gerekçesi ile gözaltı ve tutuklama oldu. Ancak babamın telefonu tuşlu bir telefon ve uygulamanın kullanılmasına imkân yok. Ki bizim hiçbir şekilde bir terör örgütüyle bağlantımız bulunmuyor.

Yıllarını vatanı uğruna elinde silah tutarak geçiren bir insanın ellerinde o kelepçeleri görmek, inanın, bir evlâda verilebilecek en büyük acı ve başlı başına bir adaletsizliktir. 

Babam bizleri ülkesi uğruna her zaman ihmal etti, asla sesimizi çıkarmadık. Uykusundan, yemesinden, içmesinden, evlâtlarından fedakârlık yaptı. Ülkesi, milleti ve değerleri için çalıştı hep. Şimdi ise hiç kullanmadığı bir program yüzünden “Örgüt ile iltisakı söz konusu” denilerek tutuklanmış durumda.

Ben 22 yaşındayım ve bu durum, bu adaletsizlik benim psikolojimi çok kötü etkiliyor. 

Ailem beni vatanıma, milletime hayırlı bir evlât olayım, okuyayım diye yetiştirdi. Fakat bu yolda eğitimime odaklanamıyorum. 

Ben babamı yeniden görmek ve ona sarılmak istiyorum. Babam şehrin ışıklarını artık görebilsin; gökyüzüne tellerin arasında değil, özgür bir şekilde bakabilsin istiyorum. 

Ülkemiz için adalet istiyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi “Önce adalet yıkılır; sonra devlet!. Bu yüzden adalet için desteklerinizi bekliyorum.  Benim sizden istediğim tek şey adalet için bana yardımcı olmanız ve babamı o dört duvardan kurtarmak. Teşekkürler.

***

O liseli kızdan mesaj

1 ve 2 Nisan günleri “Bylock’la babasından koparılan liseli kızın çığlığı” başlığıyla yayınladığımız mesajın yazarından yeni mesaj:

Aylardır yaşananları anlatmak için çaldığım onca kapıdan biriydiniz. Bize ve bizim gibi insanlara sırt dönmediğiniz, umursamaz davranmadığınız, hiç tanımadığınız insanların dualarına vesile olduğunuz ve en önemlisi yalnız olmadığımızı hatırlatıp umudumuzun kırılmasına engel olduğunuz için bütün Yeni Asya çalışanlarına teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun.

Nur ve benzer durumdaki bütün masumların gasp edilen özgürlüklerine kavuşmaları için gün sayıyoruz. Çoğu gitti azı kaldı inşaallah.

Ruşen Çakır’ın bizimle mülakatını Nur yazıya dökmüştü: Yeni Asya sivil, demokrat, özgürlükçü ve şeffaftır - 

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/yeni-asya-sivil-demokrat-ozgurlukcu-ve-seffaftir_410447 

Nur’un yazıya döktüğü Ruşen Çakır söyleşimizin 2. kısmı: Bedel ödesek de haktan yana tavrımızı bozmayız 

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/bedel-odesek-de-haktan-yana-tavrimizi-bozmayiz_410544

Okunma Sayısı: 13749
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    9.4.2017 15:16:18

    (4) Artık niyet ve maksat ve hedef iyice anlaşıldı ki, dayatılan tek adamlık sistemiyle yapılmak istenen, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir devletin hâkim kılınması değildir. Meclisin şeklen var fakat fiilen olmadığı, işlevini yitirmiş (şekli)bir Meclisle ve tek adamın emir, irâde ve yetkileriyle sevk ve idare olunan bir üçüncü dünya ülkesi. Böyle bir şeye evet demek akıl kârı mıdır? İçinde adaletin, hürriyetin, meşveretin, kanun kuvvetinin, meclisin şahsı manevisinin ve demokrasinin olmadığı tek adamlık sistemine ve hem de Türkiye'yi üçüncü dünya ülkesi seviyesine düşürecek tek adamlık yönetimine "Hayır! " diyerek millet ve memleketin istikbali hesabına hayırlı bir iş yapmış olacağız inşaallah...

  • Özcan Erkiş

    9.4.2017 14:56:43

    (3) Zaten OHAL ve KHK'lar ile ülke sathı açıkhava cezaevine dönmüş vaziyette. Getirilmek istenen tek adamlık sistemine muhalif ve muarız olan herkese karşı gerek alenen gerekse üstü kapalı söylemlerle iktidar cenahı, kitlelere gözdağı vermekte, vicdani baskı uygulanmaktadır. Öyle ki toplumun dinî hissiyatını alenen istimal ederek, "ahiret korkusu" üzerinden toplumsal algı operasyonu yapılmaktadır. Bu bile kendi dünyevî saltanatları için, değişik siyasî fikirlere sahip ve taraftar müslümanların vicdanlarına baskı değil de nedir? Neden tek adamlık sistemine muhalif ve muarız olanların hem dünyası hem âhireti" tehlikeye girsin? Asıl tehlike, bu muvazenesiz sözleri söyleyenler ve alkışlayanlar içindir.

  • Özcan Erkiş

    9.4.2017 14:36:09

    (2 )Yine biliyoruz ki "Mağdur falan yok!" diyen iktidar cenahı ile onların feryadına kulağını ve sayfalarını kapatan yandaş basın, duymasa ve duyurmasa da Allah(cc) biliyor, görüyor ve duyuyor ya! Elbette Yeni Asya'nın da hakkını teslim ediyor, binler duâ ediyoruz. Kendi "derdine" düşmüş şu anki Siyasal İslâmcı iktidardan hukuk, adalet ve hürriyet hesabına bir beklentimiz (kendi adıma ) yoktur. Nasıl olsun ki. 15 yıllık tek başına iktidar olduğu ve demokratik Parlamenter sistemi kullandığı hâlde, 15 yılın sonunda "sistem arızalı" demeleri katiyen inandırıcı ve samimi değildir. Madem öyleydi 15 yıl evvel göreve gelirken bunu beyan etmediler? İleri sürülen gerekçelerin hiç biri, demokratik hukuk devletinin tesisi için değildir. Tamamen tek adamın iktidar, güç ve yetkilerini merkeze alan antidemokratik, şeflik benzeri ucube bir sistemdir..

  • ayşe

    9.4.2017 14:32:56

    tek kazım bey ve arkadaşları dostmuş.!!!!

  • Özcan Erkiş

    9.4.2017 14:19:03

    Sayın Güleçyüz, neredeyse hergün bir mağdurun feryadına tercüman olmaktayız. Bu mazlumların ve bizlerin de öncelikle istediğimiz HÜRRİYET ve ADALETdir. Zira ülkede şu süreçte gasbedilen de adalet ve hürriyet. Biliyoruz ki OHAL ile askıya alınan hukukun, hem hürriyetin teminatı hem adaletin tecellisini şu an temin etmesi zor gibi görünse de ümitsiz değiliz. Çünkü bu ülkede mülkün bekâsının teminatı olan adaleti sağlayacak âdil, tarafsız, bağımsız ve vicdanı hür cesur yargıçların olduğuna inanıyoruz. Herşeyin bir vakti saati vardır. Şu zulümlü ve zulumatlı sürece bakıp ümitsiz olmamak gerekir. Erz.İ.Hakkı Hz.nin dediği gibi :"Nâçar kalacak yerde / Nâgâh açar ol perde /Dermân olur her derde /Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler" diyebilmeli ve duâlar etmeliyiz...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı