Genelkurmay PKK’ye karşı yapılan son operasyonlarda örgüte epeyce zayiat verdirildiğini bildirdi.
Geçen hafta sonunda Bediüzzaman mevlidi vesilesiyle gittiğimiz Van’daki dostlarımıza ulaşan ve onların bize aktardığı duyumlar da bu açıklamayı teyid ediyor.
Can veren militanların cenazelerinin, hayli uzun bekletmelerden sonra sınırdan geçişine izin verilip ailelerine teslim edilmekte olduğuna ilişkin haberler de.
Bombardımanlar sonrasında birçok yerde taziye evleri açıldığı ifade ediliyor.
Hâlâ izin verilmeyen ve teslim edilmeyen birçok cenaze olduğu da belirtiliyor.
Bir cihetiyle, bölgedeki örgüt hakimiyetini güçlendiren çözüm sürecinin ardından terörle mücadelede tekrar askerî yöntemlere dönüldüğünü gösteren bu haberler, aynı zamanda belki iradeleri dışında dağa çıkmaya zorlanmış olan yeni gençlerin trajedisini de sergiliyor.
Keza Zergele örneğinde gözlendiği gibi, operasyonlarda sivil kayıpların da olduğu yönündeki iddialar ise yine endişe verici.
Tıpkı şehitlerdeki âni artış gibi...
Ne var ki, çözüm süreci adı altında bir buçuk seneyi aşkın bir zamandır devam eden çatışmasızlık ve sükûnetin ardından, bir anda böyle bir ortama girilmiş olmasının inandırıcı bir açıklaması yapılamadı.
İktidar sözcüleri, PKK’nın verdiği sözleri tutmayıp silah bırakmadığını ve yol kesme, adam kaçırma, bölgedeki hakimiyetini güçlendirme gibi eylemlerini sürdürürken kendilerinin buna göz yumduklarını itiraf anlamına gelen beyanlarda bulundular.
Erdoğan “İşler iyice çığırından çıktı, süreci bunlarla devam ettiremeyiz” dedi.
İktidar medyasında, istihbarat birimlerinin “PKK iki yılda silah bırakmadı, militanları ülkeyi terk etmedi, devletin resmî kayıtlarına girmemiş dağ kadrolarını kent merkezlerine yerleştirdi; şehirlere 80 bin kalaşnikof, uzun namlulu silah, pompalı tüfek ve el bombası yığdı” diyen raporlarını manşetten duyurdular.
Ancak iktidarın ve devletin bütün bu olup bitenlere niye seyirci kaldığı, göz göre göre gelen felâketi önlemek için neden hiçbir şey yapmadığı sualinin cevabı veril(e)medi.
Ve aynı kısır döngüye yine dönüldü...
tweet 1- Türkmen Yeni Said’i “İttihad-ı İslamdan, İslamın bütüncül gayelerinden, Urvetu’l Vuska çizgisinden uzaklaşmak”la suçlayarak da haddini aşmış.
tweet 2- Derin yönlendirme iddiamızı, Türkmen’in, Kemalizmin ömrünü uzatan AKP’nin peşine takılıp Yeni Asya’ya çamur atması da tasdik ve teyid ediyor.
tweet 3- “Kullanılabilir bir Said Nursî isteyenler” onu bütünlüğüyle doğru anlayanları mı, yoksa siyasal İslama uydurmaya çalışanları mı tercih eder?