Her zaman ve her hal ve şartta ne pahasına olursa olsun hakkın yanında, haksızlığın karşısında durmayı değişmez bir prensip ve “karakter vasfı” olarak şiar edinen Yeni Asya, bu tavrının bedelini de hep ödedi ve ödemeye devam ediyor.
Bütün zulüm ve haksızlıklar gibi, münhasıran kendisine yönelen zulümlere ve keyfî uygulamalara karşı mücadelesini de aynı kararlılıkla, ama müsbet hareket prensibi çerçevesinde, daima hukuk içinde veriyor ve çok şükür, hukuk mücadelesini daima kazanıyor.
Eğer hukuk işliyorsa zaten öyle. İşle(til)miyorsa, işler hale gelmesi de ayrı bir mücadeleyi gerektiriyor. Ve o da eninde sonunda kazanılıyor.
Çünkü zulüm ve keyfîliğin ilânihaye devam etme şansı yok. Hukuk er veya geç kazanır.
Bunun Yeni Asya üzerinden tecellî eden örneklerini 28 Şubat’ta çok yaşadık ve bunları İttihad’dan Yeni Asya’ya Risale-i Nur’un Medyadaki Dili kitabımızda detaylı şekilde aktardık.
Yakın dönemde yaşadığımız çok çarpıcı örneklerden biri, Risale-i Nur’a uygulanan keyfî bandrol engeliyle devlet tekelinin, tek başımıza verdiğimiz 666 günlük sıkı ve zorlu bir hukuk mücadelesi neticesinde kalkmış olması.
OHAL sürecinde, özellikle de geçen yıl yeni haksız uygulamalara maruz kaldık. Bunların başında, 1 Mart gecesi tek kaldığı evinde erkek polislerden oluşan terör timi tarafından gözaltına alınıp üç gün sonra tutuklanan ve 308 gündür demir parmaklıklar altında tutulmaya devam edilen Nur’a yapılanlar geliyor.
Bu benzeri görülmemiş zulmün sona erdirilmesi için gösterdiğimiz gayretler, şimdiye kadar yine daha evvel hiç karşılaşmadığımız bir duvara takıldı. Ama “Lâ havle” çekerek, kararlılığımızda en küçük bir gevşeme olmaksızın mücadelemize devam ediyoruz, edeceğiz.
Nur ve aynı durumdaki tüm masumlar için.
Bazı cezaevlerinde Yeni Asya’ya uygulanan hukuk ve kanun dışı engellemelere karşı da hukuk çerçevesinde mücadelemiz sürüyor.
Geçen sene muhatap olduğumuz bir diğer keyfîlik, 8 Ekim’de Ankara Kocatepe Camiinde okutmak için her türlü hazırlık ve duyuruyu yaptığımız Bediüzzaman Mevlidinin, üç gün kala hukuksuz bir emrivaki ile yasaklanması oldu.
Bunların üst üste gelmesiyle ortaya çıkan birikim, sorumlularının vebalini katmerliyor. Ve onlara, kendilerinden önce de bu tür zulümleri işleyenlerin âkıbetini tekrar hatırlatıyoruz.
Malatya Nur hizmetinin emektarlarından, yarım asırlık İttihad ve Yeni Asya gönüllüsü, şair Celal Yalçın’a Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. Mekânı Cennet olsun. Ailesinin ve Nur camiasının başı sağ olsun.
İttihad buluşmalarımızın Gebze’de yapılan programı da yine ailecek ve son derece yoğun, coşkulu, dinamik, canlı ve heyecanlı bir katılımla gerçekleşti, şevke medar oldu. Gebze’den ve civar il ve ilçelerden iştirak eden bütün okuyucularımıza gönül dolusu teşekkürler.