"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yargıyı tıkayan yazışma hantallığı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
06 Mayıs 2017, Cumartesi 14:50
Nur’un tutukluluğuna itiraz ve tahliye talebimizi ihtiva eden dilekçemizi 10 Mart’ta 5. Sulh Ceza Hâkimliğine vermiştik. Ama sonradan öğrendik ki, dilekçe oraya hiç gitmemiş.

Soruşturmayı yürüten ve Nur’u gözaltına aldırıp tutuklanmasını isteyen savcı, olağanüstü bir eforla iddianameyi tamamlayıp 26. Ağır Ceza Mahkemesine vermiş. Dilekçemiz de oraya iletilmiş.

Söz konusu mahkeme 23 Mart’ta verdiği kararda tahliye talebimizi reddederken, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Bank Asya, Superonline, Digitürk, Türk Telekom ve D-Smart’tan bilgi istemeyi kararlaştırdı. Ve tutukluluk durumunu dosyadan incelemek için de 17 Nisan’a gün verdi.

O gün geldiğinde, yazı yazılan kurumlardan istenen cevapların gelmediği gerekçesiyle yine tahliye kararı vermedi.

3 Mayıs’taki ilk duruşmada gelinen aşamadaki durum ise, Cumhuriyet Başsavcıvekilinin mütalâasında şöyle ifade edildi:

“Bank Asya’ya yazılan yazıya cevap verildiği, ancak gönderilen cd’nin açılamadığı; Superonline, Digitürk, Türk Telekom, D-Smart ve İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Kom Şube Müdürlüğüne yazılan yazılara cevap verilmediği görüldü...”

Mahkeme de söz konusu yazıların ayrı ayrı akıbetlerinin sorulmasına; Bank Asya’ya yeniden yazı yazılmasına, yazılmış ise akıbetinin sorulmasına; iddianamede belirtilen ve bylock kullanıldığı belirtilen hatlarla ilgili internet htss’sinin ayrı ayrı BTK’dan istenmesine karar verdi.

Ve de tutukluluğun devamına...

Sonraki duruşma tarihi 15, tutukluluk incelemesinin yapılacağı gün ise 2 Haziran.

Mahkeme ile kurumlar arasındaki ilk yazışmalarda Nur’un TC numarasının bildirilmemiş olmasından kaynaklanan gecikmelerin de söz konusu olduğu belirtiliyor.

Görüldüğü gibi, sür’at ve teknoloji çağında, yazışmalardaki bu hantallık ve yavaşlık son derece dikkat çekici ve tuhaf.

Bunun sonucu olarak, istenen bilgilerin mahkemeye ulaşmaması, tutukluluk süresinin yine uzamasına gerekçe oluyor.

Haksız tutuklamalarla özgürlükleri ellerinden alınıp tahliye için gün sayan insanlar, bu hantallığın da kurbanı oluyorlar...

***

Nur hakkındaki “tutukluluğa devam” kararları OHAL uzatmalarına benzedi. Allah bizleri her iki eziyetten de bir an önce kurtarsın...

Biz sabır imtihanlarına alışkın insanlarız. Birileri de hukuk ve vicdan sınavlarını kaybetmeye alışmış! Allah herkese gönlüne göre versin.

Nur Ener ile ilgili mahkemenin verdiği karar - http://www.yeniasya.com.tr/video/nur-ener-ile-ilgili-mahkemenin-verdigi-karar_431120

 

Okunma Sayısı: 5842
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hayati Binler

    6.5.2017 16:04:42

    Tek mesele tek adamı korumak ve kollamak. Devlette ne usul, ne adab ne de teamül kaldı. Ama bunları görmek, görebilmek gerekiyor. İş gelip "Nasılsanız öyle idare edilirsiniz." ve "Haliniz neyse layıkınız odur." hakikatlerine dayanıyor. Bu itibarla Nur derslerine ve hizmetlere devam inşaallah.

  • Özcan Erkiş

    6.5.2017 14:37:20

    ( 3 ) Hariçten ve dahilden "adalet, hukuk, demokrasi!" taleplerinin yüksek sesle dile getirildiği şu süreçte, en fazla darbeye maruz kalan da bunlardır. Acı bir gerçek daha vardır ki o da, 18 yy.da bile bir adam krala karşı "Berlin'de hâkimler var! " diyebilirken, bizler, 21'nci hürriyet ve şahsı manevi asrında, âdil, tarafsız, bağımsız "TC Mahkemeleri var! diyemiyoruz. Üstelik Adalet timsali Hz.Ömer Efendimize (ra) karşı "Önce gömleğin hesabını ver! " diyebilen bir dinin müntesipleri olarak. Ne acı değil mi? Hem iktidarda sözde "dindar " hakikatte Siyasal İslâmcı bir iktidar varken! Şimdi de yeni versiyon "-izm"li bir başka "deli gömleğini" "Yeni Türkiye" diye giydirmek istiyorlar. Giyenlerin hâli ortada iken. Allah akıl, fikir, iz'an, insaf, vicdan versin. Âmin!....

  • Özcan Erkiş

    6.5.2017 14:22:28

    ( 2 ) Referandum gerekçelerinden biri de çiftbaşlılık sebebiyle işlerin yavaş yürümesi idi. 17 Nisan'dan sonra "uçuşa" geçecek, işlerde sürat peydah edecektik. Ceza vermekte aceleci, yargılama işinde oldukça ağırdan alan yargı mekanizması ve buna vazifesini savsaklayarak yardım eden hantal bürokratik yapının elemanları şunu katiyen bilmelidir ki, adaleti geciktirdikleri için zulmün devamına sebep olmaktadırlar. "Sebep olan yapan gibidir"sırrınca manen mesuldürler. Bizden hatırlatması. Hele şu iletişim ve hız çağında. Zaten OHAL rejimiyle askıya alınan demokratik hukuk devleti ağır aksak çalışıyor. Bir de bürokrasinin hantallğı olunca haksız ve hukuksuz işler, zulme dönüşmektedir. Âdil, tarafsız, bağımsız, vicdanı hür ve cesur yargıçların yanında hukukun üstünlüğü ile demokratik değerleri hem benimsemiş hem özümsemiş bir eğitimden geçmiş demokratik kültüre sahip yargıçların da olması gerektiğini öğrenmiş olduk. Yalnızca yasal düzenlemeler meseleyi çözmüyor anlaşılan.

  • Özcan Erkiş

    6.5.2017 13:59:12

    Sayın Güleçyüz, mevcut iktidar dahil bütün iktidarlar, hem kendileri hem halkın hantal bürokratik yapıdan şikayet ettiklerini söylerler. Fakat ne hikmetse, bir türlü buna neşter vuracak yasal de (siyasî ranta ters düştüğünden) yapmazlar. Adaletin gecikekerek zulmün devamını netice veren, bahsettiğiniz hantal bürokratik yapının işi savsaklması, teknolojinin zirve yaptığı şu iletişim döneminde izah edilemez. Kanaatimce meselenin özü "insanî" olmaktan kaynaklanmaktadır. Çünkü adâlet, hürriyet, hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi evrensel değerleri özümsemiş ve benimsemiş bir bürokrasinin olduğu söylenemez. Böyle olmadığını referandum kampanyasında açıkça gördük. Okul müdüründen rektöre, belediye reisinden valiye varıncaya kadar her seviyede bürokratın, demokrasinin değil tek adamlık sisteminin yanında yer alıp, bunu halka dayattıklarına şahit olduk. Demek hantal bürokrasi, yasal olmaktan daha çok insanî ve vicdani ve eğitimle ilgili bir meseledir. Yâni eğitim ve kültür meselesi.

  • adalet

    6.5.2017 12:29:13

    sevgili adalet bir kul olarak senin hakkındaki kararımı açıklıyorum:mahşer meydanında ,gerçeğinle buluşmak üzere bu dünyada tutukluluğunun devamına karar veriyorum...

  • özdemiroğlu

    6.5.2017 10:06:51

    C. Allah'tan Nur kardeşimizin bir an önce tahliyesi ve hürriyeti için yapılan duaların boşa gitmeyeceğini ümit ediyor ve dua ile gerekenlerin yapılacağından eminiz. Dayan bacım, bu işin nihayeti uzak değildir inşaallah!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı