Türkiye’nin meş’um 15 Temmuz fitnesiyle içine sürüklendiği 20 Temmuz sürecindeki OHAL anormalliklerini aşıp normalleşmesi gereğini her fırsatta ısrarla tekrarlamaya devam ediyoruz.
Öncelikle normalleşmesi gereken alan ise yargı. Zira buradaki olağanüstülüğün devamı, adalet terazisinin zaten bozulmuş olan ayarını iyice şirazeden çıkarıyor ve bu durumdan kaynaklanan mağduriyetlerin daha da artarak sürmesine yol açıyor.
Yaşadığımız süreçte her koldan çok yönlü baskılara maruz kalan yargı, bunun sonucunda maalesef adaletten çok uzaklaştı.
MGK, emniyet, istihbarat, Saray, hükümet, HSK ve medya baskıları, hâkim ve savcılara nefes aldırmadı. Kimi yargı mensupları da ya korkudan veya başka hesaplarla, adaleti konjonktüre kurban etmeyi seçtiler.
Bedelini de masumlar ödedi.
Hukuksuzluklar gırla giderken hukukun gereğini seslendirmesi gerekenler ise bütün bu olup bitenlere seyirci kalarak derin bir sessizliğe gömüldü. Ve bu durum, keyfîliğe alışanları daha da cesaretlendirdi.
Ama bu halin ilânihaye devam etmesi söz konusu olamazdı. Korkuların aşılıp vicdanların harekete geçeceği an da gelecekti.
Nitekim son gelişmeler, çok geç ve sancılı da olsa bu sürecin nihayet başladığını düşündüren işaretler taşıyor. Yargıtay’ın terör örgütü üyeliğini belirlemek için esas alınacak kriterleri bir ölçüde netleştiren ve Bylock’un tek başına delil sayılamayacağına hükmeden kararları ile, AYM’nin Mehmet Altan ve Şahin Alpay için verdiği tahliye kararı bunların en önemlileri.
Daha önce AYM’nin Can Dündar kararına “Tanımıyorum, saygı da duymuyorum” tepkisi vermiş olan Cumhurbaşkanının bu defa yorum yapmayıp sessiz kalması da, devamı sağlanabildiği takdirde, mahkemeler üzerindeki en büyük baskılardan birinin nihayet kalkmış olması anlamına geliyor.
Keza ağır ceza mahkemelerindeki oybirliği direnişinin karşı oyla delinmeye başlanması da bir başka normalleşme işareti.
Bütün bunlar, yargıda taşların yerine oturmaya başladığını gösteren gelişmeler. Bu sürecin provokasyonlarla sabote edilmesine izin verilmesin. Adalet ve huzuru özleyenlere yeni hüsranlar yaşatılmasın.
AYM kararını dahi uygulatmayarak hukuk ihlallerindeki sınır tanımazlığını bir defa daha gösteren zihniyet zemin ve mevzi kaybını bu şekilde davranarak güya gizlemeye ve örtmeye çalışıyor, ama ne yaparsa yapsın nafile. Kaybetmeye mahkûm. Çünkü zulüm devam etmez, edemez.
İbre normalleşmeye doğru dönüyor - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/ibre-normallesmeye-dogru-donuyor_451383