"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üstad: Riyaset-i şahsiyenin kat’iyen aleyhindeyim

Kâzım GÜLEÇYÜZ
19 Kasım 2016, Cumartesi
Köşemizde 17 Ocak 2016 günü çıkan bu yazımızı, konu yine gündeme geldiği için tekrar yayınlıyoruz:

Bediüzzaman Said Nursî padişahlığın hükümran olduğu bir dönemde artık “ağalık” devrinin geride kaldığını ve ortak akılla kamuoyunun öne çıktığı bir dönemin açıldığını ifade etmişti.

Eski Said Dönemi Eserleri’nden:

“Her bir zamanın bir hükmü ve hükümranı vardır. O zamanın makinesini çeviren bir ağa lâzımdır. İşte, zaman-ı istibdadın hâkim-i manevîsi kuvvet idi; kimin kılıcı keskin, kalbi kasî (katı) olsa idi yükselirdi. Fakat zaman-ı meşrutiyetin zembereği, ruhu, kuvveti, hâkimi, ağası haktır, akıldır, marifettir (bilgi), kanundur, efkâr-ı ammedir (kamuoyudur)” sözleri bunun ifadelerinden (s. 217).

Aynı şekilde “Meşrutiyetin sırrı; kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir. İstibdadın esası; kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tâbi edebilir, hak kuvvetin mağlûbu” (s. 221) şeklindeki manidar tesbitleri de.

Keza “Bir ince teli, rüzgâr her tarafa çevirebilir. Fakat icma ve ittihad ile (toplanıp birleşerek) hâsıl olan hablülmetin ve urvetülvuska (sağlam halat) değme şeylerle tezelzül etmez (sarsılmaz)” örneğinden sonra dile getirilen şu hakikatler de:

“Eski padişahların iradesini Ermeni rüzgârı ve ecnebi havası veya vehmin vesvesesi esmekle çevirebilirdi. Şimdi 300 ârâ-yı mütekabile ve efkâr-ı mütehalife (Meclisteki 300 milletvekilinin farklı ve karşıt görüş ve fikirleri), hak ve maslahattan başka birşey ile musalâha etmez.” (s. 223)

Şu söz de bu manaları tamamlıyor:

“O kadar geniş daire-i ahrara (hürriyetçi çevrelere) efkâr-ı umumiyeden (kamuoyundan) başka serpuş (başlık, şapka) olamadığından, riyaset-i şahsiyenin (şahsî reisliğin) kat’iyen aleyhindeyim.” (s. 196)

Devamında “Reisimiz ancak hükümettir” diyor Üstad, ama şunu da söylüyor:

“Meşrutiyet hâkimiyet-i millettir. Yani efkâr-ı ammenizin misal-i mücessemi (kamuoyunun cisimleşmiş örneği) olan meb’usan (milletvekilleri) hâkimdir; hükümet hâdim ve hizmetkârdır.” (s. 225)

Bunlara yine Üstadın “Meb’us hürdür, hiçbir tesir altında olmamak gerektir” (s. 224) sözünü de ilave ettiğimizde, onun tek adam sistemine bakışı ortaya çıkıyor.

Başkaca bir yoruma hacet bırakmadan.

Bediüzzaman’ın Amerika’ya bakışı ve yaklaşımı - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/ video/bediuzzaman-in-amerika-ya-bakisi-ve-yaklasimi_415538 … @yeniasya aracılığıyla

Risale-i Nur hizmetleri ve Amerika - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/ video/risale-i-nur-hizmetleri-ve-amerika_415663 … @yeniasya aracılığıyla

Okunma Sayısı: 7941
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Muhammed Şeviker

    19.2.2017 07:06:41

    Şahsi riyasetin elbette aleyhindeyiz. Ancak “Meb’us hürdür, hiçbir tesir altında olmamak gerektir” gerçeği lider sultası ve parti disiplini gibi akıl almaz katakulliler yüzünden şimdi hakkıyla işliyor mu? Muhabbetle

  • Mustafa BİTER

    19.11.2016 17:44:27

    Bu tespitler acaba sadece bizim neşrettiğimiz külliyatta mı yer alıyor ki , siyasi ve dünyevi ikbal uğruna siyasilerin önünde kırk takla atanların zerrece vicdanı,aklı,ruhu titremiyor ? Yoksa Bektaşi babasının okumasının olduğu yere kadar mı okuma yazmaları var ? Ya da bu açık ve net bir şekilde Risale-i Nurları ve Bediüzzaman'ı inkar etmek değil mi ? Ya da bilmeyenleri açık ve bilerek aldatmak ve kendi fikirleri doğrultusunda yanlış yönlendirmek değil mi ? Tevbe kapısı her zaman açıkta , peki bozuk abdestle bugüne kıldığı ve kıldırdıkları namazlar , ya da yanlış yönlendirmekle ve bilerek bazı insanların vebal altına girmelerinin karşılığı...Allah'ın içimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme. Amin.

  • Özcan Erkiş

    19.11.2016 15:00:51

    (4) Ibrahim ÖZDABAK beyin bugünkü karikatürü harika.işbaşındaki siyasilerin nasıl iki yüzlü bir politika takip ettiklerini resmediyor. Bir ülke düşünün, Başbakan'ı doların yükselişinden haber yokmuş gibi milletle alay edercesine "öyle mi?"deyip "ekonominin temelleri sağlam!" diyor.C.başkanı baş danışmanı da "ekonomik yapının sağlıklı oluşu"ile izah ediyor. Madem öyle daha önce doların yükselişini niçin lobilerin işi ve tezgahı gibi göstermeye çalıştılar? Bu iki yüzlü bir siyaset değil mi? Yani işine yarıyorsa "sağlık"alameti, işine yaramıyorsa "lobilerin tuzağı" tezgahı öyle mi? Peki dahili ve harici çatışma ortamında fırlayan dolardan, rantiye sınıfı ile paradan para kazanan kapitalist sınıftan başka kim kazançlı çıktı acaba? Artık kelime oyunları ile milleti kandırmaktan vazgeçelim. Bilgi çağındayiz.Eskiden "yalancının mumu yatsıya kadar yanardI" Şimdi "mum yanmadan sönüyor!!" Beşeriyet Mars'ta medeniyet kurmaya hazırlanıyor biz de Türkiye'de bir asır öncesinin dikta rejimini.

  • Özcan Erkiş

    19.11.2016 12:12:52

    (3)" Seyyidul kavmi hadimihum" nurlu beyanınca, milletine hizmet edenler zaten efendi muamelesi görüyor, baş tacı ediliyor ve rahmet ve hayır dualarıyla yâd ediliyorlar. Rahmetli Menderes, Özal ve Demirel gibi. Bu zamanın hükmü, "teklik"değil "çokluk-çoğulculuk" olup meşveret ve şahsı manevidir. Hem duvarında "Egemenlik Ulusundur" yazılı bir Millet Meclisi olacak hem de bunun zıddına tek adam iradesine dayalı bir rejim hayata hâkim olacak. Dürüst, samimi ve inandırıcı olalım lütfen."Aldatan bizden değildir!"beyanı bize bir şeyler hatırlatmıyor mu?Abesle iştigal etmek yerine ülkeye hayırlı, faydalı ve kalıcı hizmetler vermek için cehd ü gayret edelim.

  • Özcan Erkiş

    19.11.2016 11:55:01

    (2) Bir asır öncesinden şu zamanın ruhunu okuyan bir Zât nerede şu zamanda olup devleti idare edenlerin içinde yaşadığı asrın ruhundan bihaber siyasetçiler nerede? Meselenin püf noktası bu olsa gerek. Birisi bir asır önce "bugün olması"gerekeni haber verip uyarıyor, şimdiki ise bir asır geriye giderek "olmaması gerekeni" ısrarla ve inatla millete dayatıyor. Sizce hangisi daha DEMOKRAT?? Elbette Bediüzzaman Said Nursi Hz.leri. Artık kendimizi "Maraba" ülkemizi de "Haraptar" görme inadindan vazgeçelim. Hürriyet asrında kimse "ağa" istemiyor. Hem ülkeye ve millete hizmet etmek için illa ağa olmaya da lüzum yoktur.

  • Özcan Erkiş

    19.11.2016 11:38:42

    (1)Sayın Güleçyüz, tam da yaşadığımız şu zaman dilimini ifade eden bu yazıdan dolayı teşekkür ediyorum, Allah razı olsun. Hz.Üstadın daha padişahlık zamanından günümüzün ahvalini adeta görüyor gibi bizleri tenvir edip yol gostermesi ve ciddi ikazda bulunması, onun, büyüklüğünü ve haklılığını bir kere gösterdi ve " Bediüzzaman" olduğunu tasdik etti. Hâlâ 'Başkanlık' diye ısrar ve inad ve aciliyet gösterenlerin kulakları çınlasın! Bizler de Üstad Hz.lerinin "riyaset-i şahsiyenin aleyhindeyim"sözüne ittibaen Başkanlık istemiyoruz. Hükümet denilen şahsı maneviden hizmet, adalet, hürriyet, hukukun üstünlüğü, can ve mal emniyeti ve asayişi, temel hak ve hürriyetlerin kamil manada kullanıldığı bir demokrasi talep ediyoruz. Esas aciliyet adaletin tesisinde olup, zulüm boyutuna varan mağduriyetlerin bir an önce biterek ülkenin normale, insanların işine gücüne dönmesidir.

  • Ali R. Yardimoglu

    19.11.2016 10:24:31

    Bu tarz, parantezli yaziniz,genc kusaklar icin mukemmel olup, sadelestirme diye, "ne olacak canim, ingilzce, rusca, cinceye nasil cevriliyor, sade turkceyede cevrilir...." diyenlerin, iddialarinin, eger insafli iseler, dogru olmadigini, sahsim adina,tamamen gostermistir, Allah razi derim, inshaAllah..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı