Kâbe bütün mü’minlerin ortak kıblesi; Mekke ve Medine bütün Müslümanların ortak değerlerini barındıran kutsal şehirler. Onun için buralara yapılan umre ve hac ziyaretlerinin organizasyonunda bütün İslam dünyasının rol ve görev üstlenmesi ve buna yönelik bir yapılanma zorunluluğu, öteden beri dile getirilen çok önemli bir teklif.
Bunun gerekliliğini umre seyahatimizdeki gözlemlerimizle biz de yakînen tesbit ettik.
Suud yönetimi Kâbe ve Mescid-i Nebevî’nin bakımı, temizliği, ibadet alanlarının genişletilmesi, zemzem tedariki gibi konularda takdire şayan hizmetler ortaya koymuş; ama bazı konularda da ciddî aksaklık ve problemler var.
Ve bunlar Cidde’ye inişten itibaren başlıyor.
Meselâ sabah namazı vakti indiğimiz havaalanında abdest ihtiyacını karşılayacak tesisler olmayışı ve varsa bile onlara yönlendirilmeyip kendimizi inanılmaz bir kargaşa ve izdihamın içinde bulmamız, bunların ilk örneği.
Hiç uygun olmayan lavabolarda İhramlarla abdest almak ve namazı mescit yerine ilk girdiğimiz salonda kılmak zorunda kalmamız da.
Ardından, pasaport kontrol kuyruğunda uzunca bir süre bekletilmemiz. Gelen ziyaretçi sayısının fazlalığına rağmen görevlilerin azlığı.
Anlatılanlara göre, hac döneminde bu izdiham çok daha ileri boyutlarda yaşanıyormuş.
Buna meydan vermeyecek medenî ve pratik sistemler oluşturmak çok zor olmasa gerek.
Kâbe’deki tavaf ve namazlarla Mescid-i Nebevî’deki Ravza-i Mutahhara ziyaretlerinde de istişare ve ortak akılla üretilecek düzenlemelere ihtiyaç var. Özellikle her namaz vaktinde, yarım saat öncesinden itibaren görevlilerin kadınları kaldırıp “Yallah haci!” azarlamalarıyla gerilere gitmeye zorlamaları hiç yakışmıyor.
Keza Ravza-i Mutahhara ziyaretlerinin itiş kakışla değil de sakin ve muntazam şekilde yapılmasını sağlayacak düzenlemeler lâzım.
Bir diğer nokta, Mekke’ye giden herkesin dile getirdiği husus: Kâbe’nin etrafını çepe çevre kuşatıp Mescid-i Haram’ı gölgede bırakan gökdelenlerin rahatsız edici görüntüsü.
Şakk-ı Kamer mucizesinin gerçekleştiği ve Hz. Bilâl-i Habeşî’nin ilk ezanı okuduğu Ebu Kubeys dağı yontularak, üzerine Kral için inşa edilen ve Kâbe’ye tepeden bakan saray da bu görüntüyü tamamlayan binalardan biri.
Gerçi bu saray yıkılacakmış, ama bitişikteki bir dağın üzerine bir yenisi inşa edilecekmiş.
Ravza’yı taşıma planından da söz ediliyor.
Bu kararların ortak verilmesi gerekmez mi?
tweet 1: “Diyanet vizeli” Şualar’da yer verilmeyen Hata-Savab Cetvelinde Üstad, Afyon savcısının iftiralarını çürüten çarpıcı açıklamalar yapıyor.
tweet 2: Üstadın Hata-Savab Cetvelinde verdiği cevaplar, Risale-i Nur’u hedef alan günümüzdeki saldırıları da susturacak ve püskürtecek nitelikte.