1 Kasım seçiminin üzerinden 7 ay bile geçmeden, Sarayın Davutoğlu’nu çekilmeye zorlamasıyla gidilen olağanüstü AKP kongresini şu tweet mesajlarıyla değerlendirdik:
* Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan, tek aday ve tek adam... 1930 model “ileri demokrasi” hedefine doğru “kutlu yürüyüşe devam!”
* “Millî irade”nin yüzde 49.5’u, oylarıyla iktidara getirdiği partinin, seçimden 7 ay sonra “tek aday”la kongre yapmasını da onaylıyor mu?!
* AKP’ye “demokrat” diyenler, tek adaylı kongreye ve ülkeyi adım adım tek adam rejimine götüren sürece de bir “kılıf” uydururlar herhalde...
* CHP’nin 1927 Kurultayında M. Kemal partinin “değişmez Genel Başkan”ı ilan edilmişti. 2016’da roller değişti, AKP aynı yolda tamgaz ilerliyor.
* AKP’lilerin partili cumhurbaşkanını savunurken hep M. Kemal ve İsmet Paşayı referans göstermeleri de rollerin değiştiğinin bir başka örneği.
* CHP bile 30’ların kalıplarından kurtulmaya çabalarken, AKP’nin model olarak o yapı ve işleyişi örnek alması ne garip ve ibretli bir tecellî.
* Yüzde 49.5, 1930’ların CHP’sine benzeme yolunda tamgaz devam ederken kendi evlatlarını da yiyen AKP’nin gidişatını tekrar değerlendirmeli.
* Reisin mesajı okunurken hep birlikte ayağa kalkıp huşû ile dinlemek de yeni dönemin ritüellerinden biri mi olacak?
* CB tek aday temayülü için “% 81-82 oranında bir bütünleşmeyi gösteriyor” demişti. Demek ki % 18-19’luk bir fire ve sinmiş bir muhalefet var.
* “Türk tipi başkanlık ve Türk tipi demokrasi”den dem vuranlar “Türklerin fıtratı çağdaş demokrasiyle uyuşmaz” mı demek istiyorlar? Öyle mi?!
* Zübeyir Gündüzalp “siyasal İslamcı” zihniyete “CHP’nin ‘dindar’ versiyonu” dermiş. Haklılık ve isabeti, hadiselerle tekrar teyid ediliyor.
* Siyasetteki “Türkçü cereyan” için “CHP’nin ırkçı versiyonu” tesbiti de Zübeyir Gündüzalp’e ait. Ve hadiseler onun bu sözünü de doğruluyor.
Kutlu yürüyüşe devam” mı, yoksa sonun başlangıcı mı? Ömrü olan görecek. Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler. Biz hizmetimize bakalım.