“...Risale-i Nurların, asliyetini muhafaza edip neşriyatına kanunî hüviyet kazandırarak milletimizin, memleketimizin ve bütün insanlığın takdirine mazhar olan, başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı, Sayın Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nu, Bakanlar Kurulunun değerli üyelerini, bunlarla beraber bütün hayırlı hizmetlerde emeği geçen kurum, kuruluş ve şahısları tebrik eder, teşekkürlerimizi arz ederiz” denilen ilanda üç ağabeyin imzası ile çeşitli vakıf ve derneklerin isimleri var.

İfadedeki dil ve imlâ bozuklukları ile “memleketimizin takdirine mazhar olmak” gibi anlamsızlıkları ve “Risale-i Nurların neşriyatına kanunî hüviyet kazandırmak” ibaresindeki abesiyeti bir kenara bırakıp, ilanın arkaplanıyla ilgili bazı hususlara kısaca temas edersek:

Devlet tekeli maddesinin iptali talebi Anayasa Mahkemesinde esastan görülüşürken apar topar çıkarılan hükümet kararnamesiyle risale neşriyatında yetkinin Diyanet’e verilmesi ve yayıncılarla yapılan ilk toplantı sonrası ağabeyler cenahında derin bir sessizlik hakimdi.

Dahası, o toplantıya Said Özdemir’in İhlas Nur Neşriyat’ını temsilen bir katılım olmamıştı.

Bu işaretler, ortaya çıkan durumdan duyulan memnuniyetsizlik ve rahatsızlığın ifadesi olarak algılandı. “İçeriden” gelen bilgiler de bu algıyı doğruladı. “Bizim düşündüğümüz bu değildi” diyen bazı ağabeylerin bir defa daha Erdoğan’ın kapısına gidecekleri duyumları aldık.

Ama hangi ağabeyler? Sürecin başlangıcında 7 ağabeyin ismi kullanılmıştı, son ilanda bu sayı 3’e düşmüş. Bu isimlerden biri de Diyanet’in toplantısını boykot eden Said Özdemir.

Peki, ilanda niye onun adı var da, devlet tekeli getiren düzenleme için “Nurcuların yüzde 99.9’u destekliyor ve hükümete dua ediyor” iddiasında bulunan Mehmet Fırıncı yok? Keza Akgündüz’ün “Başta karşı çıktı, sonra ikna oldu” dediği Ahmet Aytimur ve bir önceki bildirinin 5 imzacısından biri olarak gösterilen Abdülkadir Badıllı niçin bu ilana imza vermemiş?

Keza ilanın Ömer Çelik, Nabi Avcı ve Görmez’e de teşekkür edilen ilk şeklinde Aytimur varken, bu isimlerle birlikte onun da çıkarılıp yerine Said Özdemir’in konulduğu iddiası doğru mu?

Görünen o ki, sürecin başından beri ağabeylerin adını kullanan çetenin kendi içinde de ciddî sıkıntılar var. Bu tuhaflıkların asıl sebebi o.

Ve o sıkıntı işaretleri giderek artıyor.

* * *

tweet 1- O ilan Sungur Ağabeye komplo yapanların marifeti ise, bunlar nasıl oluyor da üç ağabeyin isimlerini kirli emellerine alet edebiliyorlar?

tweet 2- Kutlular Gülen’i eleştirdi; ama hiçbir zaman “hain, haşhaşi, şaklaban, din bezirgânı” demedi. Aksini iddia eden, yalancı ve müfteridir.