Terör, Suriye, Fırat Kalkanı ve ekonomi gibi sıcak ve yakıcı gündemlerin tamamı geri plana itilerek apar topar Meclise getirilen “cumhurbaşkanlığı” paketi, yine alelacele komisyon ve Genel Kuruldan geçirildi.
İtiraz ve uyarıların AKP içinden gelenleri kısmen dikkate alınarak küçük rötuşların yapıldığı, ama tek adam eleştirilerine kaynaklık eden öz ve esasında hiçbir değişikliğe rıza gösterilmeyen düzenleme, Meclisin itibarına da gölge düşüren kavga gürültülerle oldubittiye getirilip AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
Ancak başından itibaren tuhaflıklarla malûl olan sürecin ondan sonraki safahatında da yeni garabetlere şahit olduk.
Meclisten geçirilmesi için onca acele edilen “torba” düzenlemenin âcilen Saraya gönderilmesi beklenirken, birden frene basılıp ağırdan alınmaya başlandı.
Ve paket günlerce Meclis Başkanlığında bekletildikten sonra Saraya iletildi.
Ama aynı ağırdan alan tavır orada da devam edince bu durum, “Madem bekletecektiniz, niye Meclisi sıkboğaz edip işi oldubittiye getirdiniz?” diye sordurdu.
İktidar medyasında gösterilen “Referandum kampanyasında temponun daha da hızlanacağı son haftalar bari ağır kış şartlarında yapılmasın, 2009’daki yerel seçimler öncesi helikopteri düşen Yazıcıoğlu’nun âkıbetine başkaları da uğramasın” gerekçesi kimi ikna edebildi?
Eğer işin uzatılması gerçekten bu gerekçeye dayanıyorsa, süreci planlayanların akılları şimdi mi başlarına geldi?!
Öte yandan bekleme süresi uzadıkça, “Acaba anketler Saray ve iktidar cenahının umduğu ve beklediği sonuçları vermedi mi ki, frene basma ihtiyacı duydular?” gibi spekülasyonlar yapılır oldu.
Hattâ umulan oranda çıkmayan “evet”leri arttırmak için, paketin çok tepki çeken maddelerinde, itirazları bir ölçüde de olsa hafifletip gaz almak için “veto” mekanizmasını işletme taktiğine başvurulabileceği ihtimali dahi seslendirildi.
Gerek “evet,” gerek “hayır” kampanyalarında sergilenen tuhaflıklarsa ayrıca ele alınması icab eden bir bahs-i diğer.
Allah encamımızı hayreylesin.
Biat ettiremediklerini yaftalayıp bir yerlere yamamaya çalışanlar kendisine has bir duruşu olan Yeni Asya'yı başkalarıyla karıştırmasınlar.
Ölçüsü hukuk, adalet, demokrasi, hak ve özgürlükler ve şeffaflık değil, “iktidara biat” olanların attıkları çamurlar Yeni Asya'ya bulaşmaz.