7 Haziran’da hiç beklemediği bir sonuç alarak, 9 puan gerileyip, 12.5 yıllık tek başına iktidarı kaybeden AKP, öyle görünüyor ki, Sarayın yoğun tazyikiyle zorladığı yeni seçimde durumu tersine çevirmek için her yolu deneyecek.
Söylendiğine göre, bunlardan biri, Güneydoğu ve Doğu seçmenini örgüt kaynaklı baskı ve tehditlerden kurtarmak olacak.
Ama sormak lâzım: Eğer böyle bir durum var idiyse, tedbirini 7 Haziran’da da alması gerekmez miydi? Seçim ve seçmen güvenliğini sağlamak iktidarın görevi değil mi?
Demek ki, iktidar “çözüm süreci”nde örgütün diğer faaliyetlerine göz yumarken, bu baskı ve tehditlere de seyirci kalmış.
Sonra da çıkıp, “HDP bu oyları baskı ve tehditle aldı, barajı o sayede aştı” diye şikâyet ediyor ve seçim sonuçlarının meşruiyetini güya tartışmaya açıyor. Ama bu çok kritik ve önemli tartışmanın da arkasında durmuyor, öylesine söyleyip bırakıyor.
Peki, yapılacak erken seçimde bu baskı ve tehditlerin önüne geçmek için nasıl bir tedbir uygulayacak? 7 Haziran’da silme HDP çıkan sandıklarda farklı partilere de oy verilebilmesini nasıl sağlayacak?
Bir diğer konu: AKP oy kaybında 3 dönem uygulamasının da payı olduğu değerlendirmesiyle bu kuralı yeni seçimde askıya aldı.
Böylece 7 Haziran seçiminde aday olamayan 3 dönemliklerin yeni seçimde listelere girmesinin yolu açıldığı gibi, kuralın bu seçimde uygulanması halinde yarışa giremeyecek olan—7 bakanın dahil olduğu—yeni isimler için de sınırlama kalkmış oldu.
Ancak bu durumun partide yeni sıkıntıları gündeme getirmesi de muhtemel.
7 Haziran’da aday listelerinde 3 dönemliklerden boşalan yerlere yoğun çabalar ve büyük masraflarla girip kıl payı farklarla kazananlar, “tecrübe”yi temsil eden ve popülaritesi yüksek olan eskilerin dönüşü sebebiyle yeni listelerde yer bulamadıkları takdirde bunu kabul ve hazmedebilirler mi?
Kolay mı? O kadar uğraşıp güç bela Meclise gireceksiniz, ama vekilliğiniz, tadını çıkaramadan birkaç ayda elinizden çıkacak...
Doğrusu, AKP’de taşlar yerinden oynadı ve tılsım bozuldu. İç ahengin yerini ekip çatışmaları aldı. Yeniden eski dengelerin yakalanması ise pek de kolay görünmüyor.
tweet- Üstad diyor ki: “Havf (korku) ve zaaf (zaafiyet göstermek) tesirat-ı hariciyeyi (dışarıdan gelecek etkileri) teşcî eder (cesaretlendirir).”