Güneydoğu’da biri bitmeden diğeri başlayan sokağa çıkma yasakları, operasyon ve çatışmalarla eşzamanlı olarak çocuk yaştaki gençlerin terör örgütü tarafından ölüme gönderildiği meş’um ve kasvetli süreç devam ediyor.
Latif Salihoğlu’nun, bölgeden gelen özel bilgilere dayanarak bize söylediği ve köşesinde de yazdığı üzere, son dönemde terörle mücadelede etkisiz hale getirildiği belirtilen 3000’i aşkın militanın çoğu maalesef bu gençlerden oluşuyor.
Bu gençleri “cephe”ye süren veya bizzat öldüren “profesyonel” teröristlere ise birşey olduğu yok; onlar eskisi gibi arka planda iş çevirmeye devam ediyorlar.
Durum böyle iken devletin tepesinden “Teröristlerin tamamını imha edeceğiz, hepsinin kökünü kazıyacağız, son teröriste kadar hiçbirinin peşini bırakmayacağız” hamaseti de aynı dozda sürüyor.
Üstelik bir türlü ardı arkası gelmeyen yeni yeni şehit haberlerinin eşliğinde...
Operasyonların tamamlandığı açıklanan ve çatışmalarla viraneye dönen yerleşim merkezlerinde “kentsel dönüşüm müjdeleri” verilirken, başka yerlerde de yeni çatışmaların kıvılcımı ateşleniyor.
Güneydoğu’daki çatışma bölgelerinin bu terör sarmalı içinde bunaldığı bir ortamda büyük şehirler de nöbetleşe gerçekleştirilen canlı bomba saldırılarıyla sarsılıyor. Ankara 5 ay içinde 3, İstanbul 2.5 ay içinde 2 kez kalbinden vuruluyor.
Ve bu kalleşçe eylemlerle, bir taşla çok fazla kuş vurmanın hesapları yapılıyor:
Can güvenliğinin ne zaman ve nerede meydana geleceği meçhul terör saldırılarıyla ağır tehdit altında olduğunu hissetmenin tedirginliğine sokulan halkın yılgınlık, korku ve paniğe sürüklenmesi.
Devlete duyulan güvenin, yetkili ve sorumlu konumdakilerin sergilediği yetersizlik ve çaresizlik sebebiyle hızla aşınması.
Terördeki tırmanış gerekçe gösterilerek, çareyi yine demokrasiyi daraltıp hukuku yer yer askıya alacak olağanüstü tedbir ve düzenlemelerde arayan zihniyetin yeniden fırsat bularak hortlatılması.
Dış imajın ciddî şekilde bozulup, bunun dünya ile ilişkilerimizi olumsuz etkilemesi.
Bu sarmaldan çıkmalıyız, ama nasıl?
Yönetim Kurulu eski üyelerimizden Bekir İbiş Ağabeyimize Allah’tan rahmet, ailesine ve camiamıza sabır niyaz ediyorum. Mekânı Cennet olsun.