Irak’ta 1 Mart tezkeresinin reddedilmesiyle düşüldüğünü söylediği “hata”ya Suriye’de düşmek istemediğini ifade eden Erdoğan Suriye için diyor ki:
“Ufku görmek çok önemli. Şimdi Suriye’de bu iş ancak bir yere kadar böyle gider. Bir yerden sonra böyle gitmez.”
Her tarafa çekilebilecek bir söz.
Acaba neyi kast etti?
Ufku görmek ve masada yer almak üzerinden akıl yürütmeye çalışacak olursak:
Şimdiye kadarki Suriye politikası nasıl bir “ufuk görme” vizyonuyla yürütüldü?
Ağustos-2011’deki son görüşmeyi takiben iplerin tamamen koparıldığı Esad için yapılan “Günleri sayılı” hesabıyla mı?
Suriye’de gelinen son noktada artık esamesi bile okunmayan “Özgür Suriye Ordusu”na Türkiye sınırları dahilinde üs kurdurup her türlü desteği vererek mi?
Kobani olaylarında Türkiye üzerinden koridor açılıp geçişi sağlanan Kuzey Irak peşmergesinin desteğiyle güçlendirdiği PYD-YPG’yi şimdi “PKK’nın Suriye kolu, terör örgütü” diye hedef alarak mı?
“Masada olmak”tan söz ediliyor.
Mevcut tabloda nasıl olacak bu?
Türkiye, Suriye savaşını bitirip siyasî bir çözüm bularak barışı kurmak için yürütülen diplomatik süreçlerin neresinde?
Olayın tarafı konumundaki ülkelerin, Suudi Arabistan ve Katar gibiler dışındaki tamamıyla karşı karşıya gelip hepsine her gün rest çeken söylem ve politikalarla nasıl olacak da masada yer alacağız?
“Suriye ufku”nun göstergesi “Eyy Amerika, eyy Rusya, eyy İran, eyy Irak” retoriklerinden ibaretse o “ufuk” tartışılır.
Hele beş yıl önce “gidici” gözüyle bakılan Esad’ın doğrudan Rus ve İran, dolaylı ABD desteğiyle, iç savaşın harabeye çevirdiği, nüfusunun onda birinden fazlasının can verdiği veya yaralandığı, yarısının göç ettiği Suriye’deki “iktidar”ını sürdüreceğine dair işaretler iyice çoğaldıysa...
Ve gerek Suriyeli göçünden, gerek iç savaş sürecinde sahneye sürülen IŞİD teröründen, gerek Kuzey Suriye Kürtlerinin tahrik edilmesinden en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye geliyorsa...
İktidarın ufkuyla gelinen nokta bu.
Evet, böyle gitmez, peki nasıl gider?!
Yine teröre lânet, şehitlere rahmet! Bu kaçıncı? Sur, Silopi, Cizre’de... bitti bitiyor denilirken, Ankara’da bir kez daha vurulmak ne iş?!
Dün Ankara, bugün Diyarbakır. Yine azan teröre karşı gün birlik ve dayanışma günü. Ama öncelikle devleti yönetenler bunun gereğine uymalı.
Terör saldırıları tırmanırken dahi ev hanımları ve esnafa “paralel” iddiasıyla operasyon yapan bir kafayla toplumsal dayanışma sağlanır mı?