Bir buçuk yıllık çözüm sürecinin getirdiği sükûnet ve rahatlamanın ardından, geçen Temmuz’da bir anda tırmandırılan terör, evvelce benzeri görülmemiş bir formatta devam ediyor.
Eskiden daha ziyade “vur kaç” baskınları şeklinde cereyan eden terör saldırıları, son dönemde, seçilerek yığınak yapılan yerleşim merkezlerinde, adeta “mevzi savunması” tarzında gerçekleştiriliyor.
En üst mercilerden defaatle yapılan açıklamalar, bu yığınak ve tahkimata bilerek göz yumulduğunu ortaya koyuyor.
Ama bunun hesabı sorulamıyor.
Buna karşılık, işin bu noktaya gelmesindeki ihmal, kusur ve sorumlulukları sorgulayanlar vatana ihanetle suçlanıyor.
“Terörle mücadele” adına bölgeyi adeta eskinin sıkıyönetim-OHAL düzenlerinin dahi gerisine götüren uygulamalar ise koyu bir sansür perdesiyle örtülüyor.
Sayısı ürperten bir hızla 400’e doğru giden şehit haberlerine yönelik tavır ve yaklaşım da eski devirlerden çok farklı.
O dönemlerde hele toplu şehit haberleri medyanın bir numaralı gündemi olur, başka manşetlerle örtülmez ve şehit cenazelerine gerekli duyarlılık gösterilirdi.
Hattâ bu duyarlılığın, karşılıklı olarak birbirini besleyen tahrik-galeyan tezgâhında provokasyona alet edilmesinin rahatsızlığı yaşanır, şehit acısının bu tarzda istismar edilmesine tepki gösterilirdi.
Gelinen noktada ise sanki ölü toprağının serpildiği ve adeta yaprak dahi kıpırdamayan bir tablo ile karşı karşıyayız.
Öyle ki, üstelik “Terör bitti, bitiyor” açıklamalarının yapıldığı bir ortamda peş peşe gelen 1, 3, 5, 8, 10 şehit... haberleri gündem bile olamayıp geçiştiriliyor.
Tahrik ve provokasyonlara alet edilmesinden yakınılan haklı bir hassasiyetten, böylesine bir kanıksamaya savrulmak!
Bunun makul ve inandırıcı bir izahı var mı, olabilir mi? Bu derece bir hassasiyet aşınması kabul ve hazmedilebilir mi? AKP iktidarıyla beraber her konuda gözlenen hipnoz hali buraya mı sirayet etti?
İşin bir de örgüt tarafından ölüme gönderilen çocuk yaştaki gençler boyutu var ki, o da yürekleri yakan ayrı bir hicran.
Duyarlı vicdanlar, neredesiniz?
Alevi paketine “Tuzaklarla dolu” diye karşı çıkarken Aleviliği İslam dışı gösterenler, o tuzağa tersten güç veriyorlar. Tuzak içinde tuzak.
Alevi paketine biz de “tuzak” dedik. Tekke ve zaviyeler kanununa dokunmadan Alevileri devlet kontrolüne almayı hedefleyen Kemalist bir tuzak.