Birkaç hafta içinde peş peşe berzah âlemine uğurladığımız 45 yıllık okuyucularımızdan sonuncusu Avukat Sedat Marmaralı’ydı.
Bu 45 yılın 40’ıyla ilgili izlenim, hatıra ve duygularını, beş yılı aşkın bir süre önce kendisiyle yapılan ve 10.1.10’da neşrettiğimiz sohbetten aktaralım:
* Gazeteyi nerede ve ne zaman tanıdığım sorulur. Bu cevabı vermek için 40 yıl geriye döndüğümde yüreğim heyecanla çarpar. Çünkü gözlerimi Yeni Asya ile açtım. Zannederim, 15-16 yaşında dava diyerek herşeyi feda etmeye hazırlandığımız anlarda gazetemiz bize şuur, inanç ve davanın ne olduğunu gösterdi.
* Yeni Asya’nın ilk çıktığı yıllardaki heyecanı şimdi de taşıyorum. Ne güzel günlerdi onlar... Bir günü bitirirken yarın yine Yeni Asya’nın çıkacağı inancı içinde uyuyup uyanıyordum.
* Tanıdığım günden bu yana Yeni Asya hep doğruları gösterdi. Dava adamı olmanın şartları var: Cesaret, tevazu, onur, dik duruş. Bunları hep Yeni Asya’yı ve okurlarını takip ederek elde ettiğimi sanıyorum. Tabiri caizse hayatımızda hiç kırık çizgi olmadığı görüşündeyim.
* Yeni Asya bana Risale-i Nur’un kıymetini gösterdi. En iyi dostlarım hep Yeni Asya okurları arasından çıktı. Hiçbir ard niyet taşımayıp yalnızca Allah rızası için çalışan gönüllüler...
* Yaptığımız işin ahirete dönük olmasını Yeni Asya ve camiası ile öğrendim. Hayatımın en güzel günleri Yeni Asya camiasında geçti. Üniversite yıllarında bize her gün 40-50 sayfa risale okutan; üniversite kayıtlarında bir genci tehlikelerden kurtarabilmek için kayıt bürolarında gezdiren; il il, ilçe ilçe Nurları anlatmamıza vesile olan, Yeni Asya’nın bize verdiği enerjiydi.
* Tepebaşı Gazinosunda, Fatih Renk Sinemasında, Tarlabaşı Kazablanka Salonunda yaptığımız faaliyetler, ağabeylerin heyecanlı konuşmaları, Ulubatlı Hasan’ı canlandırdığım tiyatro oyunu, rahmetli Yıldırım Gürses’in Fetih Marşıyla salonu coşturması, Âşık Hizanî ve İlhan Öztin’in türküleri, İslâm Yaşar’ın Kırbaçlı piyesini sahneleyişimiz, “Müstehcen neşriyata hayır” paneli, İstanbul’dan tâ Urfa’ya giderek Şahiner’in Bilinmeyen Taraflarıyla Said Nursî kitabını sattığımız günler... Hiç unutulur mu?
* Bütün bu faaliyetlerin içinde yer aldım. İyi ki de almışım. Bizim bu dönemi genç arkadaşlarımıza anlatmamız gerektiği inancındayım.
* Yaşadığımız hayatın her nefesinde gazetemizin mührü var. Yeni Asya’yı takip bize dünyada da Cennet hayatının örneğini gösterdi.
Evet, Sedat Marmaralı şimdi asıl Cennetin giriş menzili olan âlem-i berzahta. Nur içinde yatsın.
tweet- Yıllarca bir cemaat önderinin en yakınında durduktan sonra saf değiştirip bir siyasî lidere biat edenlerin verdiği “akıl”a itibar edilir mi?