Davutoğlu hükümeti kurma görevini aldıktan sonra AKP ile CHP arasında tam 32 gün boyunca devam eden görüşmelerde iktidar partisinin bir koalisyon ortaklığı dahi önermediğinin ortaya çıkması, nasıl bir oyalamaca ile zamanın geçirildiğini gözler önüne seriyor.
Açıklamalardan anlaşılan o ki, AKP kendisinin kuracağı bir seçim hükümetine ve önereceği erken seçime destek istemiş.
Karşılığında ne teklif etti, bilmiyoruz.
Ancak 32 günün sonunda CHP’den de, hemen akabinde görüştüğü MHP’den de red cevabı alması, AKP’yi ortada bıraktı.
Belki açığını HDP ile tamamlayabilirdi, ama malum sebeplerle bu yol da kapalı.
Bu yüzden iş Saraya intikal etmiş oldu.
Aslında Sarayın da, AKP’nin de niyeti ve hesabı, CHP veya MHP’den birinin desteğiyle, erken seçim kararını Mecliste aldırmak ve seçime kendi iktidarıyla gitmekti.
Ama görünen o ki, bu olmadı.
O zaman Saray devreye girerek seçimle ilgili anayasal prosedürü işletecek. Öyle olunca Meclisteki bütün partilerin sandalye sayıları oranında bakanlık alıp temsil edileceği bir seçim hükümeti kurulacak.
Aslında Saray ve AKP bunu istemiyor.
13 seneye yakındır alıştıkları tek başına iktidarı başka ortaklarla paylaşmayı hiç arzu etmiyorlar. 7 Haziran’dan beri yaptıkları atraksiyonların ve izledikleri stratejinin hedefi, böyle bir koalisyona geçit vermeyip kendi iktidarlarını devam ettirmekti.
Ancak belli ki, bu hesap tutmadı.
İbre seçim koalisyonuna döndü.
Gerçi MHP sırf HDP ile birlikte görünmemek için seçim hükümetine girmeyeceğini bildirdi. Bu durumda seçim koalisyonu, bir sürpriz olmazsa, 32 günlük görüşme turlarında neticeye varamayan AKP ve CHP’ye HDP’nin de dahil olması ile kurulacak.
Bakanlıkların bir kısmı da “bağımsız” bürokratlara tevdi edilecek. İçişleri, Adalet ve Ulaştırma zaten 6 aydır öyle. Millî Savunmanın başında da Meclis dışı bir isim var.
MHP girmeyeceği için, onun vermesi gereken isimlerin oturacağı koltukların da yine bürokratlara tevdi edilmesi konuşuluyor.
Velhasıl siyasetin önündeki yeni gündem AKP, CHP, HDP, bürokrat karması 60 günlük bir seçim hükümeti. Seçim de ya Ekim sonu veya Kasım başı. Hadi hayırlısı...
tweet- Hamza Türkmen’in son yazısındaki “yeni” iddiaların birçoğuna önceki tweetlerimizde cevap vermişiz. Bu yüzden tekrarlamaya gerek görmüyoruz.
Not: CHP'nin bu yazı yazıldıktan sonra gelen "Seçim hükümetine katılmayacağız" açıklaması, hükümet bilmecesini daha da katmerli hale getirdi. Bu yeni durumu bilâhare ayrıca değerlendirelim.