Candaş Tolga Işık, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanıp cezaevine konulduğu sürecin ilk günlerinde “Adalet Bakanlığının etkili bir ismi”nin şu değerlendirmesini aktarmıştı:
“Devletin en tepesinden başlayın, en aşağı kadar hiç kimse Dündar ve Gül’ün tutuklu yargılanmasından yana değil. Tutuklama hukuken de, devletin menfaatleri açısından da doğru değil. Bakanlık koridorlarında bile karar eleştiriliyor. Bu hatada ısrar edilmeyecek.” (Posta, 10.12.15)
Bu “etkili ismin” dediği noktaya, tutuklama kararından 92 gün sonra gelindi.
Ve AYM kararıyla “bu hata” düzeltildi.
Ancak Erdoğan’ın AYM’ye verdiği sert tepki, “En tepedeki de tutuklamadan yana değil” yorumunu tartışmaya açtı. Zira görünen “en tepe,” onun oturduğu yer.
O da tutukluluğun devamında ısrarlı.
Öyle ki, tahliye üzerine AYM kararı için “Saygı da duymuyorum, uymuyorum da” diyecek kadar işi ileriye götürebildi.
Acaba en tepedekinin tavrı o günlerde Adalet Bakanlığı bürokratının dediği gibiydi de, sonradan mı bu noktaya geldi?
Her neyse, bu, işin detay kısmı.
Bir diğer önemli detay ise, Erdoğan’ın tepkisi paralelinde açıklamalar yaparak AYM’yi “görev ve yetki gasbı” ile suçlayan Adalet Bakanının duruşu ile, Bakanlık koridorlarındaki tavrın çelişmesi. Belli ki, Bakan ve bürokratlar ayrı telden çalıyor.
Böyle bir durum sürdürülebilir mi?
Peki, hükümetle Saray arasında bu olayda da ortaya çıkan çelişkiye ne demeli? Bazı bakanlar karara olumlu bakar ve “Yargı kararlarını uygulamak hükümetin görevidir” der; hattâ “Bizim getirdiğimiz bireysel başvuru hakkının neticesi” diyerek buradan iktidara pay çıkarmaya çalışır; dahası bizzat hükümet sözcüsü, Erdoğan’ın tepkisini “kişisel” olarak değerlendirirken, Saray ekibinin buna karşı “Hayır, kişisel değil, devletin ve hükümetin başı olarak konuştu” diye mukabele etmesi ve Davutoğlu’nun da buna “Cumhurbaşkanı devletin, Başbakan hükümetin başıdır” cevabı vermesi nasıl yorumlanmalı?
Görünen o ki, Sarayla hükümet arasındaki ayrışma derinleşerek devam ediyor.
Dündar ve Gül’e tahliye yolunu açtığı için AYM’ye ateş püskürenler yine AYM kararıyla Ergenekon ve Balyozcular bırakılınca alkış tutmuşlardı.