"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Salih Özcan

Kâzım GÜLEÇYÜZ
08 Ağustos 2015, Cumartesi
Aylarca devam eden zorlu bir yoğun bakım sürecinin ardından vefat eden Salih Özcan için önce şu tweet mesajını attık:

Lâhikalarda Seyyid Salih olarak adı geçen, İttihad’in ilk imtiyaz sahibi Salih Özcan’a Allah’tan rahmet, ailesi ve yakınlarına sabır dilerim.

Ancak Soner Yalçın Sözcü’de Salih Özcan üzerinden Said Nursî’ye birtakım asılsız suçlamalar yöneltince şunları da yazmaya mecbur kaldık:

Soner Yalçın’a: Said Nursî’nin vefatı sonrası Salih Özcan’ın takip ettiği çizgi, Risale-i Nur ölçülerine ve Nur camiasının kararlarına uymaz.

Salih Özcan İslâm âlemine Risale-i Nur’un hizmet metodunu tanıtacağı yerde, oradaki radikal fikirlerin Türkiye’ye taşınmasına aracılık etti.

1960’larda Seyyid Kutup ve Mevdudî gibi yazarların devleti önceleyen eserlerini Türkçeye çevirip MİT desteğiyle neşreden isim Salih Özcan’dı.

Salih Özcan İttihad’ın ilk sahibi olduğu halde, siyasal İslam anlayışında olduğu için Zübeyir Gündüzalp’in sağlığında cemaatle yolunu ayırdı.

Risale-i Nur asayişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmetini esas alırken, “Müslümanlar devleti ele geçirsin” diyen anlayış sıkıntı getirdi.

Müfid Yüksel’in şu tweet’ini de paylaştık:

Salih Özcan, Arap âlemine Bediüzzaman’ı tanıtıp, Risaleyi neşredeceğine Arap âleminden ideolojik selefiliğin literatürünü ithal edip yaydı.

“Bunları yazmanın zamanı mı, ölünün arkasından böyle şeyler konuşulur mu?” gibi itirazlara da şöyle bir mukabelede bulunduk:

Salih Özcan’ı rahmetle yad ediyoruz, ama yürüdüğü çizginin Risale-i Nur mesleğine uymadığını, hakkın hatırı adına kayda geçirmemiz gerekiyor.

25.5.13’te yayınlanan “MİT’in Seyyid Kutup açılımı” başlıklı yazımızda da konuya ışık tutan bilgiler vardı ve yazıya şu anekdotla giriş yapmıştık:

“Türkiye’de İslamcılık düşüncesinin tartışıldığı sempozyumda Hamza Türkmen, çok ilginç bir noktaya temas etmiş.  Seyyid Kutup’un Türkiyeli Müslümanların gündemine—Salih Özcan’ın kurduğu—Hilal Yayınları tarafından basılan “Din Dediğin Budur” kitabıyla girdiğini belirten Türkmen, şöyle demiş: “O zaman şu bilgiye ulaştık: 61 Anayasasından sonra Türkiye’de sol Marksist hareketler yaygınlaşıyor. Sistemin bunlara cevap vermesi lâzım. O zaman MİT’in başındaki Doğu Bey (Fuat Doğu mu?) özellikle çare arıyor. Çare olarak Seyyid Kutup’un ‘İslamda Sosyal Adalet’ diye bir kitabının haberini alıyor. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısına gidiyor. (Türkçü) Cağaloğlu Yayınlarından bastırılıyor. Türkiye gündemine Seyyid Kutup ilk defa böyle bir formatta giriyor.” (Star, 20.5.13) Yazının devamı yarın.

tweet 1- Faruk Beser’e: Herkesin köşe bucak kaçtığı en zor zamanlarda risalelere sahip çıkan Nur cemaati bu tavrıyla eserleri bloke etmiş mi oldu?

tweet 2- Entelektüeller Risale-i Nur’a yaklaşmak istediler de Nur cemaati üzerine kapanıp “Hayır, eserler bizimdir, başka kimse okuyamaz” mı dedi?

tweet 3- Tam tersine, Üstad ve Nur talebeleri her fırsatta ulemaya, hocalara ve entelektüellere, Risale-i Nur’u incelemeleri çağrısında bulundular.

Okunma Sayısı: 7124
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • CUMA ÖZCAN

    10.8.2015 18:24:50

    Yeni Asya gazetesinin tarihçesi incelensin, kuruluşundan bu yana.

  • demokrat

    8.8.2015 15:40:31

    Senin ne dedigin mi, muhatabının neanladığı mı

  • özdemiroğlu

    8.8.2015 13:33:17

    Sn. Güleçyüz, at izi it izine karışmış.İşin içerisine devlet girdi mi, siyah beyaz beyaz siyah olarak gösteriliyor ve bir nebze de başarılıyor.Salih Özcan sağlığında da zaman zaman Üstad Hz. leri ile ters düştüğü konular olmuştur. İşte bu noktada illa ki Nurculuk ve R. Nur prensipleri ile münasebet problemli olmuştur.Esasen iyice teferruatlı bilgi de gerektiriyor.Merhuma Allah rahmet eylesin.

  • R.Kalyoncu

    8.8.2015 11:29:07

    Müfid Yüksel'in tesbiti doğru değil. Söz konusu kitaplar, 1960 sonrasında (sadece Hilal yayınevi değil) değişik yayınevleri tarafından neşredilmiştir. Ayrıca selefȋ fikirlerin Türkiye'de ma'kes bulmasında bir kısım El-Ezher mezunlarının payını da göz ardı etmemek gerekir. Kısacası, meseleyi bütünüyle merhum Seyyid Salih Özcan'a fatura etmek, hem o zata haksızlık hem de Türk neşir tarihini bilmemektir. Bununla birlikte, Bediüzzaman’a sağlığında talebe olma şerefine erişmiş zevatın, hasbelbeşer, birtakım kusurlarını nazara vermek; neşriyatta, onların aralarında geçen bazı nahoş hadiselere yer vermek doğru olmasa gerektir.

  • abdullah

    8.8.2015 11:13:57

    Nurcular entellektüellere olan çağrısında hayli zayıf kaldılar bunu kabul etmemiz lazım. Bunun temel sorumlusu da bu görevi üstlenen Yeni Asya ve sonrasında bu gruptan ayrılan diğer küçük cemaatlerdir. Nurcular ilahiyata gitmediler, sosyal bilimlerle ilgilenmekte geri kaldılar ve bekledik ki gelsinler de biz risaleleri anlatalım onlar da akademik bir üsluba döksünler, en doğrusunu Allah bilir ve hesabı sorulur fakat siyasi görüş ayrılıklarından ötürü olan bu eksikliklerin sorumlusu ilelnetice biziz yahut sizsiniz.

  • M Numan

    8.8.2015 08:48:48

    üstadımızın bir taktiği şudur ki; herkesi fıtrata göre istihtem etmiştir. Seyyid Salih özcan ağabey de bu kategoride üstad hayatta iken istihtam etti nurlar namına. üstaddan sonra tarz değişikliğine gitmesi ise kendi tercihidir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı