Rabbimiz Kur’an’da iman ve salih amelle adalet arasındaki bağlardan birini de haşir ve ahiret üzerinden kuruyor:
“Hepinizin dönüşü Onadır. Allah’ın vaadi böyledir ve yerine gelecektir. Kullarını önce yaratan, sonra iman edip salih amel işleyenleri adaletle mükâfatlandırmak için adaletle diriltecek olan Odur.”
Yunus Sûresinin 4. âyetindeki bu mesaj, önceki ve sonraki âyetlerde kâinattaki İlâhî düzenden örnekler zikredilerek veriliyor:
3. âyet: “Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratıp sonra Arş üzerinde hükmünü icra eden ve kâinatı yerli yerince idare etmekte olan Allah’tır.”
5. âyet: “Güneşi ışık, Ayı nur yapan, vaktinizi ve hesabınızı bilesiniz diye Aya menziller takdir eden Odur. Bunları boş yere değil, hak ve hikmetle yaratmıştır.”
6. âyet: “Muhakkak ki gece ve gündüzün değişmesinde ve Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı herşeyde, inkârdan sakınan bir topluluk için deliller vardır.”
İşte Risale-i Nur, kâinat kitabının sayfa, satır, kelime ve harflerini bu gibi âyetlerin rehberliğinde okuyup okutan; Kur’an’ın dört esasından biri olan adalet hakikatini de bu perspektifle yorumlayan bir tefsir.
Meyve Risalesinin Yedinci Meselesindeki şu satırlar bunun en güzel örneklerinden:
“Umum mahlûklarda ve zemin yüzünde öyle bir adalet ölçüleriyle işler dönüyor ki, akl-ı beşer fevkinde düşünemiyor.
“Mikroptan gergedana, sinekten simurga kuşuna, bir çiçekli nebattan milyarlar, trilyonlarla çiçekler açan bahar çiçeğine kadar israfsız ölçülerle bir tenasüp, bir muvazene, bir intizam ve bir cemal içinde masnuatı bir hüsn-ü san’at yapan...
“Her zîhayatın (canlının) hukuk-u hayatını kemal-i mizanla (tam bir ölçüyle) veren...
“İyiliklere güzel neticeler ve fenalıklara fena neticeler verdiren ve Âdem (as) zamanından beri tàğî (azgın) ve zalim kavimlere vurduğu tokatlarla kendini pek kuvvetli ihsas ettiren bir adalet-i sermediye, hiç şüphe getirmez ki ahiretsiz olmaz.
“Ölümde, en zalimlerin ve en mazlumların bir tarzda gitmelerindeki akıbetsiz bir dehşetli haksızlığa, adaletsizliğe, hikmetsizliğe hiçbir veçhile müsaade etmez.”
(Şualar, s. 234-5)
***
- Keyfîlik, hukuksuzluk ve zulümlerin sonunun bir türlü gelmediği ve masumların hukukunu çiğneyen gaddarlıkların artarak devam ettiği bir yerde dirlik, düzen ve huzur kalmaz. Giderek ağırlaşan bedelini de bu zulümlere sessiz kalıp destek verenler dahil herkes öder.
- Bugün 14:30’da Demokrat Eğitimciler Derneğinin Yeni Asya Vakfında düzenlediği, Prof. Dr. Cihangir İslam ve Av. Kadir Akbaş’la birlikte katılacağımız “OHAL uygulamaları ve insan hakları” panelinde buluşalım.