Bugün, Üstadın gayri münteşir Emirdağ mektuplarından, güncel çağrışımlar da yaptıran birkaç pasajı paylaşalım.
Nasıl ki Denizli hapsimiz Âyet-ül Kübra’nın fütuhatına büyük bir sebep oldu. Aynen öyle de bu hadise dahi Zülfikar ve Asâ-yı Musa fütuhatına parlak bir vesile olduğuna çok emareler var. Zaten hükümetin eline geçen kısım, onların hakkı imiş. Onların daha ziyade o Nurlara ihtiyacı varmış. Hattâ Diyanet Reisi, birisine demiş: “Maneviyatın en büyük mütehassısı bu eserdir.” Ve onun otomobili parçalanması hadisesinde hayatını kurtarması, Zülfikar’ı çok takdir etmesinin bir kerameti olduğunu itiraf etmiş. Demek o derece takdir ettiği halde, müdafaa etmediğinden otomobilinin parçalanması bir şefkat tokadı olduğunu zımnen (örtülü olarak) ikrar etmiş gibidir. İnşaallah bu eserler kendi kendilerini müdafaa ederler.
***
Ehl-i dünya aleyhimde ve Nurlar aleyhinde 20 seneden beri umumî propagandaları, ekser halkı ve bilhassa en ziyade alâkadar olmaları onlara farz olan hocaları o kadar ürkütmüş ki; kabil-i tevil olmayan bid’aların altında kendilerini saklıyor, Nurlardan çekiniyorlar. Hattâ bir kısmı bahaneleri arıyorlar ki; kendini mazur göstersin diye Nur’lar herkesin eline geçmesine bir cihette mani olmaktır.
***
İki Zülfikar’ı İstanbul’da Risale-i Nur’la kendini çok alâkadar bildiğimiz ve hapiste bize arkadaşlık eden hocalara korkularını, vaziyetlerini tecrübe etmek için göndermiştim. Hatırları kırılmamak için iki pusula da yazmıştım. “Benim şiddetli hastalığımdan Nurlara tam sahip olamadığımdan sizi de has şakirtler gibi Nurlara sahip çıkacağınızı ümit ederim” diye yazmıştım. O iki kısım dostlar Zülfikar’dan korkmaları, bîçare onlar gibi hocaların ne derece acınacak hale girdikleri anlaşıldı. Bundan siz müteessir olmayınız. Muallimler cesurane ve müştakane Nur’lara sarılmaları, onlar gibi hocalara ihtiyaç bırakmıyor.
***
Risale-i Nur medrese mahsulü olmasından herkesten evvel hocalar ona koşmak ve sahip çıkmak lâzım iken geri kalıyorlar. Ve mektep muallimleri felsefeye Nur’un tokatları için tenkit etmek değil, belki kemal-i takdir ve tasdikle Nurlara sarılmaları ve sahip çıkmaları ehemmiyetli bir hadisedir. İnşaallah hocalar dahi yakında kendi mallarına koşacaklar...
tweet- Tunuslu lider Gannuşi “DAEŞ'in panzehiri demokratik İslam” demiş. Yani Bediüzzaman modelinde öngörülen ve çağı kucaklayan “doğru İslam.”