Kendisine yüzde 49 ve Erdoğan’a yüzde 52 oy çıktığında millî irade vurgusunu hep tekrarlamış olan AKP, 7 Haziran’da bu oy oranı aşağı indiğinde ve millî irade farklı tecellî ettiğinde tavrını değiştirdi sandıktan çıkan sonucu beğenmeyip milleti 1 Kasım’da yeni bir seçime sürüklüyor.
Muhalefet partilerini ve kendisine destek vermeyenleri de “şer cephesi” olarak niteliyor. Böylece kendisini “hayrın tek temsilcisi” olarak gördüğünü ifade etmiş oluyor.
Yani 13 seneyi “Değiştim, gömlek değiştirdim” diyerek geçiren AKP’nin geldiği yer, içinden çıktığı çizgiye geri dönmek oluyor:
O “hak,” karşısındakiler “bâtıl.” O “hayır,” itiraz edenler ve biat etmeyenler “şer.”
Seçimler için “Müslüman sayımı” diyen ve “Bize oy vermeyenler patates dinindendir” söylemini kullanan malûm anlayış.
Partisini din gibi gören bu zihniyeti Nur Talebeleri, “Din umumun ortak değeridir, tahsis ve tahdit kabul etmez, her siyasî partide iman hakikatlerinin talipleri var, iman dersi bütün siyasetlerin üzerinde bir makamda verilmeli” diyen Risale-i Nur’dan aldıkları dersin gereği olarak, hiçbir zaman tasvip etmediler, hep uzak durdular.
Ama AKP ile birlikte bu duruş bozuldu.
Ve Nurcuların da hatırı sayılır bir bölümü “siyasal İslamcılık” anlayışına kaydı.
Ağabeylerin imzasını taşıyan son bildiri bunun yeni bir örneği. Orada diyorlar ki:
“Vatan, millet, Kur’an, İslamiyet ve insaniyet namına bugünkü idarecilerimizi iktidarda tutmayı ve desteklemeyi bir vazife biliyoruz. Bir vazife-i vataniye ve diniyedir ki, mevcut müsbet hükümete, mütecaviz dinsizlere karşı bir yardımdır...“
AKP’nin desteklenmesini dinî bir vazife olarak da görürken, muhalifleri “mütecaviz dinsizler” kategorisine yerleştiren bu yaklaşım, Üstadın bakışına ve risalelerde izah ettiği prensiplere hiçbir şekilde uymayan çok vahim bir savrulmanın ifadesi.
Üstadın demokratlar için o devrin şartları içinde kullandığı ifadeleri bağlamından kopararak demokratlıkla hiç alâkası olmayan AKP’ye uyarlamak, risalelerin “siyasal dinciliğe” alet edilmesi anlamına gelir.
Buna hiç kimsenin hakkı yok ve Risale-i Nur böyle birşeye kesinlikle izin vermez.
Yarın: O bildiri cemaati bağlamaz.
tweet 1- Atilla Yayla: En büyük hata, otonom yapılanma ile Gülen cemaatini ayırmayıp bir bütün olarak muameleye tâbi tutmak. Cemaat itilip kakılmasın.
tweet 2- A. Yayla: Otonom yapının “terör örgütü” olarak nitelenmesi de yanlış ve yararsız. Bu, hukukî ve ahlâkî zeminden uzaklaşma tehlikesi doğurur.