"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Prof. Kara: AKP’nin başlangıcı Özal

Kâzım GÜLEÇYÜZ
05 Nisan 2015, Pazar
Prof. Dr. İsmail Kara’nın Risale-i Nur hareketine yönelik genel yaklaşımında ve kimi değerlendirmelerinde itiraz kaydımızı muhafaza ettiğimiz hususlar var, ama bazı konulardaki yorumlarımız örtüşüyor.

Bir kısmını, Doğan Ertuğrul’a verdiği son mülâkatta da gördük (Zaman, 30-1.3.15).

Bazı anekdotları paylaşalım:

* Muhafazakârların çok sevdiği Özal ile AK Parti’nin tutumları arasında fark yok. ANAP döneminde, ki 12 Eylül demek o, cemaat ve tarikatların, dindar çevrelerin ne hale geldiğini, getirildiğini kimse görmek istemiyor, herkes maddî ve sayısal yükselişlere bakıyor. Özal bu bakımdan AK Parti’nin başlangıcıdır. 

* Cemaat ve tarikatlar birlikte kamu mallarına el uzatmada perhizkâr davranmadılar. Devlet kadrolarını ve imkânlarını ele geçirmek konusunda hak hukuk gözetmediler. 

* Cemaatler tedirgin ve bıçak sırtında.

* Bu operasyon CHP yahut MHP eliyle yapılsaydı AK Partililer dahil iktidarın yanında saf tutanların hepsi cemaatin yanında olacaktı.

* İki tarafa da mesafeli hocaların çözüm bulucu ciddi bir çaba içine girmemesi düşündürücü. Belki taraflar da tam istekli davranmadı. Ama sanıyorum, başka psikolojik sebepler de devreye girdi. Cemaat daha önce ilahiyat fakültelerini ve Diyanet’i rencide etti, fiilen veya hissiyat olarak. Ayrıca bu iki kurum da resmî kurumlar, iktidara daha bağlılar. Yine de ahlakî tutum devreye girmeliydi. 

*Erdoğan Diyanet ve ilahiyat camiasının hazır bulunduğu bir toplantıda, eski bir Diyanet mensubu olan Fethullah Hoca için “yalancı peygamber” dedi. Ön sırada oturan ve cemaatin, benim mesafeli durduğum diyalog ve Abant toplantılarına katılmış kişiler dahil kimseden ses çıkmadı. Bu kabul edilemez.

* Bu kriz başladığı zaman cemaatten tanıdığım birkaç kişiye, “Kendinizi savunmak hakkınız, ama bunu kendi üslûbunuzda ve geleneklerinize uygun yapın, görsel ve yazılı medyanızda kullandığınız dil ve üslûp sizin değil, üzerinizde hiç iyi durmuyor” dedim. Cemaatin tutumu iktidarın işini kolaylaştırıyor. Bu tarz, cemaatin tabiatına aykırı.

* Devletin çekirdeği diye birşey var. Bu açıdan yaşanan krizi cemaat-hükümet çatışması olarak tartışmak gevezelik yapmaktır. 

* Devlet cemaatleri bir yandan güçlendiriyor, bir yandan kontrol altında tutmak istiyor.

* İrticanın gündemden düşmesi konjonktüreldir. Yarın gelmeyeceğinin garantisi yok.

tweet- Kayahan, inançlı ve bunu her fırsatta dile getiren bir sanatçıydı. Helalleşerek veda etti. Allah rahmet eylesin ve ailesine sabır versin.

Okunma Sayısı: 2957
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    17.4.2015 10:30:32

    İsmail Karanın tüm tespitlerine katılıyorum.12 eylül demek Anap demektir.Recep beyin dediği gibi cemaatler belki güçlenmişlerdir ama içleri boşalmıştır.İstisnaları vardır.Genellenemez mutlaka.Peki neden güçlendirilmişlerdir madde ile tanıştırılarak özgül ağırlıkları hafifletilmiştir.Başta Zaman grubu olmak üzere.Zaten mevcut iktidarda sürekli Anapı ve Özalı referens göstermektedir.Hiç bir zaman kökleri olan MSP yi referans göstermemişlerdir.Recep bey cemaatler gerçek manada özgül ağırlık manasında güçlenmiş olsaydı şu anda toplumda görülen yozlaşma bu seviyede de olurmuydu sizce.Mesela tesettür defileleri oluymuydu.Resepsiyonda tesettürlü bir bayan yüzlerce binlerce erkekle el sıkışırmıydı.Otobüsün üstüne çıkarmıydı.Burdan itibaren bu yaşam biçimini rol model alan tüm tesettürlü yada tesettürsüz bayanlar Türkiye ve İslam aleminde bundan nasıl etkileniyorlar....çok şey var ...

  • Recep

    5.4.2015 23:41:54

    Özal döneminde yine dini camaatlerin güya bozulduğu anlatılmak istenmiş.Bu nereden baktığınıza göre değişir.Özal dönemi ve sonrası cemaat ve tarikatlarin hizmetleri artmıştır gerek neşriyat anlamında gerekse diğer alanlarda bence altın çağlarını yaşamışlardır.28 Şubat sürecinde ise dini camaat ve tarikatler baskı altına alınmış ve irtica olarak görülmüşlerdir.İrtica her an yeni tehdit olur mu?Eğerelitist, laikçi azınlık iktidarı olursa o zaman olur sayın Kara.Yoksa çoğunluğu İslamı irtica olarak görmeyen millet ekseriyetinin siyasette dediği olduğu sürece irtica yeniden gündeme gelmez merak etmeyin.

  • Recep

    5.4.2015 23:34:05

    "Muhafazakârların çok sevdiği Özal ile AK Parti’nin tutumları arasında fark yok. ANAP döneminde, ki 12 Eylül demek o, cemaat ve tarikatların, dindar çevrelerin ne hale geldiğini, getirildiğini kimse görmek istemiyor, herkes maddî ve sayısal yükselişlere bakıyor. Özal bu bakımdan AK Parti’nin başlangıcıdır. " Doğrularla yanlışların karıştığı bu kanaat te tashihe muhtaç.Doğru olan kısım siyasetin çöktüğü ecevit sonrası dönemde AK Parti kurucularının yeni siyasi figür olarak ANAP ın ilk dönemini ve Özal'ı örnek almaları.Muhafazakar ve liberal Özal'ın çabuk yıpranmasının aksine olarak uzun süre iktidarda kalmaları ve muhalefetin bir iktidar alternatifi olamayışı.

  • Recep

    5.4.2015 23:29:55

    Sayın Kara" Cemaatlar tedirgin ve bıçak sırtında" demiş.Okumadım.Kazım ağabey'e itimad ediyorum.Hangi cemaat hangi bıçağın sırtında?Kavganın tarafı olan bir camia dışında başka kavga eden veya tehlikede olan bir cemaat ben bilmiyorum.Eski Türkiye'de olsaydı anlardım.Ancak günümüzdeki Türkiye'de bu iddianın isbatı gerekmektedir. Cemaat ve tarikatlere toptan bir suçlama yöneltmiş.Yani toptancılık yapılmış.Hangi cemaat hangi kamu malına el atmış, bunu anlatın da diğerleri haksız bir bühtandan kurtulsun.Bunu Sayın Kara cevaplasın.

  • Recep

    5.4.2015 23:23:20

    Risala-i nuru sadeleştirme adı altında tahrifat yapanlar, Risale-i Nur'un en başta saffı evvel ağabeyleri olmak üzere hemen hemen bütün nur talebelerinin uyarılarını dinlemediler.Geçmişe dönük bir tarama yaparak bu arkadaşların kendi forumlarında tartışmalarına baktım.İleriyi görebilen bazı ferasetli kardeşlerinin uyarılarını da dinlememişler.Bu kardeşleri onlara bu yapılan işin yanlış olduğunu zaten düşmanlarının çok olduğunu nur talebesi ağabeylerin bu işe şiddetle karşı çıktıklarını ve bu sadeleştirme işinden vazgeçmeleri gerektiğini söylüyorlardı.Ancak azınlıktaki bu kardeşlerini dinlemediler ve bu yanlıştan halen dönülmüş değil.Kuvvetle inanıyorum ki bu sadeleştirmer işi bırakılsın bu arkadaşların başındaki musibetler de önemli ölçüde kalkar.Bu ferasetin bu kardeşlerimize hakim olmasını temenni ediyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı