"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Paris provokasyonu ve Risale-i Nur

Kâzım GÜLEÇYÜZ
09 Ocak 2015, Cuma
Bediüzzaman, emperyalist devletlerin Müslümanlara yönelik taarruzlarının çok daha şiddetli olduğu, İslam coğrafyasının neredeyse tamamen sömürgeye dönüştürüldüğü bir dönemde ecnebi toplumundaki olumlu dönüşümü görüp Müslümanların dikkatini buna çekerken, yine Müslümanları kendi içlerindeki–İslama uymayan —hallerden kurtulup arınmaya davet etmişti.

Onun bu orijinal tahlillerini, bundan 104 yıl önce Şam’daki Emevi Camiinde yaptığı konuşma ile Muhakemat isimli eserinde görüyoruz.

Meselâ ecnebilerin eski devirlerdeki cehalet, vahşet ve dinlerine taassupları ile papazların tahakkümü ve halkın onları körü körüne taklitleri gibi hallerin, bilgi ve medeniyetin yaygınlaşması, hürriyet fikrinin ve gerçeği arama meylinin inkişafı ile izale olma yoluna girdiğini ve hızla ortadan kalktığını ifade ediyor.

İslam dünyasındaki müstebit, despotik, otoriter yapılarla, Müslümanların İslam ahlakına uymayan davranışlarının ve İslamla modern fenler arasında çelişkiler olduğu yönünde oluşturulmak istenen yanlış algının da ciddi ve önemli handikaplar olduğuna dikkat çekiyor.

Bunlara karşı, istibdat ve tahakkümü şer’î referanslarla reddedip meşrutiyet ve hürriyete sahip çıkıyor; İslamla akıl ve bilim arasında hiçbir çelişkinin bulunmadığını, tam tersine Kur’an’ın bütün hükümlerini akla tasdik ettirdiğini vurguluyor ve Müslümanları ısrarla İslam ahlakına uygun bir yaşayışa davet ediyor.

“İnşaallah, istikbaldeki İslamiyetin kuvvetiyle medeniyetin mehasini galebe edecek, zemin yüzünü pisliklerden temizleyecek, sulh-u umumîyi  (dünya barışını) temin edecek” diyor; bu noktaya terör, şiddet, savaş ve çatışma unsurlarının kesinlikle yer almadığı barışçı bir arınma süreci ile ulaşılabileceğini vurguluyor. 

Ona göre, düşmanın inat ve tecavüzünün silah ve kılıçla kırılıp def edildiği devirler geride kaldı. Silah ve kılıcın yerini hak ve hakkaniyetin manevî kılıçlarının aldığı bir çağa girildi.

Geçen asrın başındaki o kasvetli tablo içinde bile medeniyet, fazilet ve hürriyetin galebe çalacağı bir dünyadan söz ediyor Said Nursî. Ve bunun sağlanmasında Müslüman-Hıristiyan ittifakının büyük rolü olacağını söylüyor.

“Avrupa’nın 11 Eylül’ü” olarak nitelenen Paris provokasyonu, bize bunları tekrar hatırlattı. 

Ve ABD’de sorulan “İslamla uzlaşıp bir arada yaşama yolunu nerede arayalım?” sualine Cüneyt Ülsever’in verdiği “Said Nursî ve Nur hareketi” cevabını da (Bediüzzaman Modeli, s. 9)

tweet- Said Nursî “Bu zamanın cihadı manevîdir, manevî tahribata karşı set çekmektir’ diyor. Manevî cihadda şiddetin yeri yok...

Okunma Sayısı: 3148
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Fahri Sinanoglu

    9.1.2015 19:31:52

    Türkiye'de yükselen demokrasi anlayışı ve bölgesinde örnek alınma potansiyelini 100 yıl önce kesfeden ustadi sanki hayal kirikligina ugratma yarisina girmisler gibi islam dünyasındaki müstebit, despotik, otoriter yapılarla, Müslümanların İslam ahlakına uymayan davranışlarının yeniden nesvü nema bulduğunu, hemde sağ muhafazakâr bir siyasal yapinin "artık kılıç kinindan çıkmıştır bütün cemaatlerin tarikatların kökünü kazıyacağız" diyen azılı din düşmanlarıyla ittifak icinde oldugunu görüyoruz. Ama herseye rağmen ümidimizi yitirmemeye çalışıyoruz. Bu eksende yazdiginiz yazilar bize moral oluyor Teşekkürler Kazım Gulecyuz

  • Garib Doğu

    9.1.2015 09:08:55

    Evet yerinde ve zamanında yazılmış nurlu bir yazı.Gerçek çare,doğru çözüm bu satırlar arasındadır.Evet bu zamanın cihadı manevidir.Manevi tahribata karşı set çekmektir.Muharebe-i bil huruftur.İlmi ve akli delillerle muhatabı ikna etmektir.Bunu Bediüzzaman şunu veciz bir şekilde ifade etmektedir;Medenilere galebe çalmak ikna iledir,söz dinlemeyen vahşiler gibi icbar(zor ile)ile değildir'' Ve en önemlis de islam ahlakını hayata geçirmek,fiilen yaşamaktır.Bediüzzaman Hazreleri dahilde KUR'AN bizi maddi mudafaaden men ediyor diyor.Haklı ve esaslı gerekçesi;masumların belaye maruz kalmasıdır.Bu temel düşünce ve prensipler islam toplumlarına hakim olursa çözülemeyecek hiçbir proplem kalmaz.Huzur ve sükün böylece temin edilmiş olur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı