Hâkim ve savcılara empati eğitimi haberinde şöyle ilginç bir anekdota da yer verildiğini görüyoruz:
“Osmanlı döneminde halk arasındaki anlaşmazlık ve davaları çözen kadıların eğitim sistemi de çok yönlüydü. Yazdıkları şiirler ve ilgilendikleri sanat dallarıyla Osmanlı tarihinde ayrı bir yeri olan kadılar, yargılama kadar sanatsal taraflarını da öne çıkararak halkla haşır neşir oluyorlardı. Adalet Bakanlığının Osmanlı dönemindeki kadı modeline yakın bir eğitim sistemine geçmesi dikkat çekti.”
O zaman, Fatih’in Kadı Hızır Bey Çelebi tarafından yargılandığı meşhur davayı ve sonucunu da hatırlatmanın tam yeri. Nur Talebesi Mehmet Kayalar’ın Diyarbakır’da yargılandığı davada mahkemeye sunduğu ve İşaratü’l-İ’caz’a konulan savunmadan:
“Meşhur İslam seyyahı ve tarihçisi Evliya Çelebi, Seyahatname’sinde diyor ki:
“İlk İstanbul kadısı (hâkimi) olan Hızır Bey Çelebi’nin huzurunda, Haşmetli Padişah Fatih ile bir Rum mimarı arasında şöyle bir muhakeme cereyan eder:
“Büyük bir abidenin inşasında kullanılacak iki mermer sütunu Fatih, bir Rum mimarına teslim eder. Mimar da, Fatih’in arzusunun hilafına olarak, bu sütunları üçer arşın kesip kısaltır. Fatih, cezaen, Rum mimarının elini kestirir. Rum mimarı da Fatih aleyhine dava açar.
“Bunun üzerine mahkemeye celp edilen Büyük Padişah, baş köşeye geçmek istemiş. Birdenbire, hakimin şu ihtarıyla karşılaşmış:
‘Oturma beyim! Hasmınla mürafaa-i şer’î olacaksın; ayakta beraber dur!’
“Hızır Bey Çelebi; bu koca şanlı Padişah-ı maznuna, haksız el kestirdiği için, kendisinin de kısasa tâbi olduğunu ve elinin kesileceğini bildirir. Fakat mimar kısası istemediği için, Büyük Fatih, günde on altın tazminata mahkûm olur ve hatta kısastan kurtulduğu için, bu tazminatı kendiliğinden yirmi altına çıkarır.”
Diyeceğimiz o ki, Osmanlı kadılarının şiir ve sanat yönlerinden çok daha önce örnek alınması gereken vasıfları, yargı bağımsızlığının da muhteşem bir örneğini oluşturan bu eşsiz dirayet ve sağlam duruş olmalı.
Fatih gibi çağ açıp çağ kapayan bir sultan karşısında bile eğilmeyen bir duruş...
***
- Bunca masum insana zulmetmeye ve ahlarını almaya devam edenler asla iflah olmazlar. Yaptıkları yanlarına kalmaz. Etme bulma dünyasında keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner. Hukuk herkese lâzım olur. Bugünün yarını var. Eden bulur. Mazlumun âhı indirir şahı.
- Nur’la 31.5.16’da yaptığımız yayın: İslam hükümdarlarından yargı bağımsızlığı örnekleri - http://www.yeniasya.com.tr/video/islam-hukumdarlarindan-yargi-bagimsizligi-ornekleri_398876