Her halükârda, terör bataklığını kurutmak ve gerek terör örgütünü, gerekse onunla bağlantılı yapıları etkisiz hale getirmek için, bölge halkıyla çok sıcak ve samimî ilişkiler kurulup, akıl ve kalplerini kazanmaya yönelik çalışmalar yapılmalı.
Ancak sun’î, yapmacık ve göstermelik tavırlarla değil, içtenlikle yaşayıp hissederek...
Devlet görevlileri, hayatın her alanında halkla iç içe olmalı. Düğünde, cenazede, camide, hasta ziyaretinde, iftarda... Özellikle üst düzey komutanlar, cami ve cemaatle namaz konularındaki komplekslerinden kurtularak cemaate karışmalı, kaynaşmalı ve kucaklaşmalı.
Bize göre meselenin kaynağında, dini ve onun getirdiği bütün manevî bağları tahrip eden etnik fitne yatıyor. Yıllarca devlet adına ortaya konulan Kemalist laikçi-Türkçü anlayış ve uygulamalar laikçi-Kürtçü tepkileri tetikleyince, bu tepkilerin teröre dönüştüğü ortam, dağa götürülen o gençleri ortaya çıkardı.
Gönül bağlarının derinden sarsıldığı, dışlanmışlıkla başlayıp öfke, intikam, yabancılaşma ve kopuş boyutlarına ulaşan bir psikolojinin onarılması için, “Bu kadar hizmet götürdük, yine yaranamadık, nankörler!” söylemlerine asla tevessül edilmeden, şefkat ve samimiyetle çok hassas ve derin çalışılması lâzım.
Bunun için de, operasyon timlerinden önce “ikna ve irşad timleri”nin kurulması gerekiyor. Bu bağlamda, çocukları dağda olan ailelere yönelik ziyaretler yoğunlaştırılmalı. Anne-babalar, evlâtlarını, girdikleri yolda daha fazla mesafe almadan dağı terk edip eve dönmeye ikna etmeleri için teşvik edilmeli. Bunu sağlamak için, mümkün olan bütün argümanlar sonuna kadar kullanılmalı.
Eğitimci, psikolog, din adamı, kanaat önderi, güvenlik elemanı gibi kişilerden oluşup aynı dili konuşacak uyumlu, ehil ve samimî ikna timleri çok yoğun bir seferberlik halinde bu ailelere ulaşmalı ki, aynı evler evlâtları hakkında her an gelebilecek kara haberi bekleme kâbusundan kurtulup huzura kavuşsun. Ve terör bataklığı da tamamen kurutulsun.
(“Teröre Said Nursî Çözümü” kitabımızda anlattığımız bu yaklaşım, özü itibarıyla sınırötesinde de esas alınmalı.)
***
- Üstadın önde gelen talebelerinden Ceylan Çalışkan’ın kayınbiraderi, Nur hizmetinin emektarlarından, ahlak ve nezaket timsali Haydar Morgül’e ve Erzurum programımızda Ağrılı okurlarımızın Yeni Asya hakkındaki takdirkâr ve sitayişkâr sözlerini aktardıkları Nusret Hocaya Allah’tan rahmet, ailelerine ve Nur camiasına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Nur içinde yatsınlar. Mekânları Cennet olsun.