Davet edilmeyen HDP hariç, Meclisteki üç partinin Saray buluşmasında mutabık kalınan en önemli hususlardan biri, yargı bağımsızlığının güvenceye alınmasına yönelik bir mini anayasa paketinin çıkarılması.
AKP’nin özellikle son dönemde yaptığı düzenleme ve operasyonlarla son derece ağır hasar ve tahribatın oluştuğu bir alan bu.
“Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” söylemleriyle Meclisten geçirilip 12 Eylül 2010 referandumuyla halka onaylatılan anayasa değişiklikleriyle AYM ve HSYK başta olmak üzere yüksek yargı kurumlarında radikal düzenlemeler yapılıp laikçi Kemalist vesayet kırılmıştı.
Ama çok kısa bir zaman sonra, onun yerini “cemaat vesayeti”nin aldığından şikâyet edilmeye başlandı. 2004 MGK kararlarının on yıl sonra tek tek uygulamaya konulduğu, 17-25 Aralık operasyonlarının iyice kızıştırdığı ve “paralel yapı”nın MGK kararlarıyla bir numaralı tehdit ilan edildiği süreçte 15 Temmuz kalkışması, gerilimi had safhaya taşıdı.
AYM, Yargıtay ve Danıştay üyeleri dahil binlerce hâkim ve savcıyı içine alan görülmemiş boyutta tutuklamalar oldu.
15 Temmuz öncesinde iktidarın ve özellikle Sarayın yargıyı kendi kontrolüne almaya çalıştığı tartışmaları yapılıyorken, bu gelişmeler durumu iyice karmaşık hale getirdi. Ve yargı bağımsızlığının adeta fiilen ortadan kaldırıldığı sıkıntılı bir tablo oluştu.
Hukuka ve adalete güveni temelinden sarsacak olan böyle bir durum hiçbir şekilde kabul edilemez. Onun için, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını yeniden tesis ve tahkim edecek olan adımların el birliğiyle bir an önce atılması gerekiyor.
Bu itibarla, Sarayda varılan mutabakatın icabı en kısa zamanda hayata geçirilmeli; yargıya yönelik müdahaleleri sona erdirip bunların yol açtığı tahribatı izale edecek sağlam düzenlemeler yapılmalı.
Bunlar da, çok uzun bir fasıladan sonra nihayet yeni bir fasıl açtığımız, ama rest çekmeye de devam ettiğimiz! AB’nin hukuk ve demokrasi kriterleri ekseninde yapılmalı.
Bu, siyasallaşmış, tarafgir ve güdümlü bir yargı görüntüsünün davet ettiği çok yönlü ve çok boyutlu riskleri ortadan kaldırmak için de şart.
Nur Talebelerinin devlette kadrolaşma ve iktidar kavgalarıyla işi olmaz - http://www.yeniasya.com.tr/video/divan-i-harbi-orfi-isiginda-15-temmuz-kalkismasi_405024
En başta devletin ajansının, 15 Temmuz ve sonrasıyla ilgili haberleri “nesnel” bir dille, toptancı ithamlara girmeden vermesi gerekmez mi?
Suç ve cezanın şahsîliği, masumiyet karinesi gibi en temel kriterleri hiçe sayarak itibar suikastçılığı yapmak devlet ajansına yakışıyor mu?