Adalet Akademisi tarafından hâkim ve savcılara yönelik empati eğitimleri kapsamında yapılan çalışmalardan biri de profesyonel sinema ve tiyatro oyuncularının rol aldığı kısa filmlermiş.
Bu filmlerle “iyi hâkim/savcı” ve “kötü hâkim/savcı” modellerine ilişkin bir farkındalık oluşturulmaya çalışılıyormuş.
“İyi hâkim, kötü hâkim kim?” sorusuna yetkililerin verdiği cevap ise şu imiş:
“İyi hâkim toplumun beklentilerini karşılayan; kötü hâkim toplumla barışık olmayan, kendisini topluma göre yenileyemeyen ve toplumun dışında kalan hâkimdir.”
Burada önemli olan, verdiği kararlarla kamuoyu vicdanındaki adalet duygusunu ve talebini karşılayıp tatmin edebilmek olmalı...
Adalet Bakanlığının bir diğer çalışması saz, ebru, tiyatro, dikiş-nakış, aşçılık, yabancı dil gibi kurslarla hâkim ve savcıların sosyalleşip toplumla kaynaşması imiş.
Bu konuda yetkililer diyormuş ki:
“Hâkim ve savcılarımızın iş yükü çok yoğun. Bu durum onları toplumdan uzaklaştırabiliyor. Biz yakınlaştırmak, topluma katabilmek, sosyalleştirmek için çabalıyoruz. 2018 yılı bu eğitimlerle geçecek.”
Sazla adaletin ilgisi ayrı bir tartışma konusu, ama böyle bir yoğunlukta hâkim ve savcılar bu tür kurslara nasıl zaman ayırabilecek?
Burada asıl yapılması gereken şeylerden biri, herhalde söz konusu yoğunluğun sebeplerini izale etmeye çalışmak olsa gerek.
Meselâ hem savcı ve hâkimleri gereksiz yere meşgul ederek iş yüklerini arttıran, hem de yeni yeni mağduriyetlere yol açan “imzasız ve asılsız ihbarlar”ı dikkate almama düzenlemesi bu açıdan gayet isabetli.
Bir başka son derece önemli konu, siyasetin normalleşmeyi âcil gündemine alması. Ülkenin OHAL’den çıkıp olağan hale dönmesine yönelik samimî bir çabaya girmesi.
Gerçek şu ki, “Sadece terör örgütleri için geçerli, halk için değil” denilse de, OHAL gerek toplumu, gerekse devletin işleyişini olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Hiçbir baskı ve tesir altında kalmaksızın münhasıran adaleti tecellî ettirmekle görevli iken maalesef bir siyasî hesaplaşma ve rövanş aracına dönüştürülen yargı da bu durumdan özellikle etkileniyor.
OHAL’in artık bir an önce kalkması, empati eğitimlerinin başarısı için de şart.
Bir bu eksikti. Bir taraftan Kudüs için İslam zirvesi toplanıp birlik, beraberlik, dayanışma mesajları verilirken, diğer taraftan Medine muhafızı Fahreddin Paşaya yönelik bir densizlik üzerinden Arap düşmanlığı körükleniyor. Fitneyi uyandırana da, alevlendirene de yazıklar olsun.
Basın kartlarındaki keyfî uygulamalar sürüyor - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/basin-kartlarindaki-keyfi-uygulamalar-suruyor_449046