Bugün köşemizi, duyarlı ve müdakkik okurumuz Özcan Erkiş’in sitemizde yayınlanan ve her biri makale hacminde olan dikkate değer, seviyeli ve kaliteli yorumlarından birine tahsis ediyoruz:
Adalet Bakanından sonra BB Yardımcısına da açık mektup yazıp bir kez daha haksız, hukuksuz ve keyfi uygulamalara dikkat çekerek, “bunlara bir an önce son vermeniz” temennîsinde bulunmanız hür basın ve basın hürriyeti adına teşekkür ve takdiri hak eden bir davranıştır. İnşaallah diğerleri için, basın hak ve hukukuna sahip çıkma adına güzel ve cesur bir örnek teşkil edecektir.
Yazınızın bir paragrafında “Demokratik hukuk devletinde kanun ve kurallar hakimdir, asla keyfîliğe yer yoktur ve kesinlikle olmamalıdır” diyerek sorunun kaynağına dikkat çekmişsiniz. Evet, asıl mesele de bu değil mi? OHAL ve KHK’lar ile “yok” edilen demokratik hukuk devleti. Hukukun üstünlüğünün hükümferma olacağı demokratik hukuk devleti ne vakit avdet ederse—inşaallah—keyfîlik de sona erecektir. Fakat bu konudaki belirsizlik, insanlarda ciddî anlamda güven ve gelecek kaygısına sebep olmaktadır.
Gerek yeni Adalet Bakanı ve gerekse Basın Yayından Sorumlu yeni BB Yardımcısının bu konularda16 Nisan referandumu ile oluşturulan sürecin aksine bir tutum ve davranış içine girme cesareti gösterebileceklerine şahsen inanmıyorum. Keşke demokratik hukuk devletinin yeniden tesisi için ciddî ve cesur adımlar atabilseler. Aslında böyle adımlara çok ihtiyaç vardır. Fakat mevcut iktidar cenahı, 15 Temmuz sonrası, demokratik hukuk devletini ve Meclisi OHAL ve KHK’lar ile fiilen devreden çıkarmış olduğundan, Bakan olarak bir şahsın, bunların aksine, zıt bir istikamette bırakın icraat yapmayı, söz söyleme ve beyanda bulunma şansı dahi pek bulunmamaktadır.
“Anayasal düzeni kaldırmaya teşebbüs” eden darbeci, cuntacı ve komitecilerin gerçekleştirmek istedikleri OHAL rejimi, 15 Temmuz bahanesiyle iktidar eliyle tesis edilmiştir. Bir yıldır devam ettirilen OHAL rejimi hak, hukuk ve adaleti tahrip etmekle kalmamış, ülkenin maddî-manevî inkişaf ve terakkisine de sekte vurmuştur.
Şu anda yaşanmakta olan Türkiye gerçeğini hepimiz pekâlâ biliyoruz. Temennî, ümit ve duamız ülkenin âcilen normale dönmesidir. Çünkü şu hal sürdürülebilir bir durum değildir. Toplumun her kesiminden hak, hukuk, adalet, hürriyet, demokrasi talepleri yükselmektedir.
***
- Devlet Denetleme Kurulu Başkanı Yusuf Arıncı Akşam gazetesine konuşmuş: Elbette gönül isterdi ki hiç mağduriyet olmasın, ama maalesef oldu.
- Nur’la ilgili son karar - http://www.yeniasya.com.tr/video/nur-la-ilgili-son-karar_439942