"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL raporu

Kâzım GÜLEÇYÜZ
29 Aralık 2017, Cuma
Hak ve Adalet Platformunun 82 ilden 2019 ve 40 ülkeden 144 kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği OHAL araştırması sonuçlandı ve hazırlanan 480 sayfalık rapor, çok farklı dünya görüşlerine sahip oldukları halde hukuk, adalet, demokrasi ve insan hakları ortak paydasında buluşan kesimlerin temsil edildiği bir basın toplantısında kamuoyuna açıklandı.

Bir buçuk yıldır devam eden ve iktidarın hâlâ “Halka değil, teröristlere uygulanıyor; toplumun günlük hayatını etkilemiyor” iddiasını tekrarlamayı sürdürdüğü OHAL sürecindeki giderek artan yoğun ve yaygın mağduriyetlerin detaylarıyla gözler önüne serildiği rapor, bu dönemdeki insanlık ve hukuk ayıplarına ayna tutan ve bunları kayda geçiren tarihî bir belge niteliğinde.

Aileleri ve yakınlarıyla birlikte milyonlara ulaşan bir kitlenin doğrudan kendisini ilgilendiren bu araştırmaya katılımının  2173 kişiyle sınırlı kalması topluma sinen korku atmosferinin ulaştığı vahamet boyutunu bir defa daha ortaya koyarken, yapılan çalışmanın değerini daha da yükseltiyor.

Araştırmanın tam metnine Hak ve Adalet Platformunun web sitesinden ulaşılabilir.

Mağdurların ve yakınlarının raporda aktarılan mesajlarından özellikle altı çizilmesi gereken bir hususu vurgulamak istiyoruz.

Yaşadıklarını anlatan bazı mağdurlar “İnancım daha da kuvvetlendi” derken, azımsanmayacak bir kesimin şu tarz değerlendirmeleri dile getirmeleri çok irkiltici:

“Adaletli davranılmadığı ve gerçekten suça bulaşanlarla bulaşmayanları ayırmadıkları için, ‘Müslümanım’ diyen kişilere güvenim sarsıldı. En çok dindar kesim tarafından yalnız bırakıldık; ahirete inanmayı ne zaman bıraktı bu insanlar? Kul hakkından korkardık bir zamanlar, nasıl bu duruma geldik? Özellikle din âlimi görünenler başını kuma gömmüş. Dindarlara güvenim korkuya dönüştü. Zulmü alkışlayan sözde dindarlar beni dinden soğuttu. Bana ‘kâfir’ dediler. İnanç zedelenmesi ve camiden bile kovulmak çok kötü bir duygu. Dine olan inancım zayıfladı. İnancımı kaybetmekten korkuyorum.”

İnsanları bu hale getirmenin ağır vebali, Yeni Asya’nın dindar kimliğiyle verdiği mücadelenin önemini daha da arttırıyor.

Düne kadar “Mağduriyet edebiyatı yapılmasın, mağdur falan yok, kimin telefonunda Bylock varsa darbeci, terörist ve haindir” çığlıkları atarak gelmiş olan iktidar medyasında bugün “1250 Bylock mağduruna tahliye” başlıkları atılmış. Hayrola? Hangi dağda kurt öldü? Günaydın!!!

 

Bylock mağdurları, program iradeleri dışında telefonlarına yüklenen 1250 kişiyle mi sınırlı? Darbe ve terörle ilgileri olmayıp, Bylock’u sadece hatim, Cevşen, dua paylaşımları için kullananlar ne olacak? Bylock’u delil kabul etmek için yazışma içeriklerine bakılması gerekmez mi?

Okunma Sayısı: 7689
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Arif özmen

    30.12.2017 13:36:11

    Konuşmanın başa bela almak oldugu bir zamanda hakkı hukuku adaleti dile getiren neredeyse tek İslami camiasiniz. Allah sizden ve razı olsun . Rabbim dilinize ve kaleminize güç versin.

  • Gündüz Alp-3

    29.12.2017 20:07:57

    Mezkur raporun özet kısmını Hak ve Adalet Platformunun sitesinden okuduğumuz zaman, rapor bize "Kral çıplak!" diyor. Zira 15 Temmuz zalimâne darbe girişimi bahane edilerek OHAL darbe rejimi ilan edilmiş, KHK ile başta Millet Meclisi olmak üzere Demokratik Hukuk Devleti askıya alınarak gayri hukuki süreç başlatılmıştır. Darbecilerden hesap sormak yerine, darbeyi fırsata çevirerek, fırsatı da "lûtfedilmiş" ganimet bilerek, özellikle toplumun bir kesimini hedef alan (ki rapordaki yüzde oranları bize bunu açıkça söylüyor) haksız, hukuksuz ve adaletsiz icraatlar yapılmıştır. Neticesi mağduriyet ve zulüm olan bu icraatların savunulacak bir yanı yoktur. Bu rapor tarihî bir belge olarak tarihin arşivinde yerini almakla gelecek nesiller tarafından ibretle ve hayretle okunacaktır. Yalnız süreç mi? Failleri, azmettiricileri, müsebbipleri, destekçileri, alkışçıları....

  • Gündüz Alp-2

    29.12.2017 18:46:17

    Platformun basın toplantısına hak, hukuk, adâlet adına katılımın 2173 kişi ile sınırlı olması üzüntü verici olmakla birlikte, ülkede yanlış ve vahim bir gidişatın varlığına da işaret etmektedir. Bu durum ülkedeki hem baskı ve korku ikliminin hem de gayri hukuki ve antidemokratik OHAL darbe rejiminin varlığına tekzip edilemez bir delildir. Siyasi, ekonomik ve toplumsal hayatımızı menfi yönde ciddi anlamda etkileyen,"zulmü alkışlayan dindarlar" ve Müslümanı "dinden soğutan" ve "kâfir" gibi muameleye maruz bırakan, "camiden kovulmasını" netice veren, emniyet insanı mümine olan "güveni" kaybettiren fevkalade vahim durumlardır. Üstad Hazretlerinin "asıl musibet dine gelen musibettir" beyanını tecessüm etmiş haliyle yaşıyoruz. 2017'yi adalet diye diye tükettik. Temenni ve duamız odur ki; 2018 yılı HAK, HUKUK ve ADALET YILI olsun

  • Gündüz Alp

    29.12.2017 18:19:01

    Medyada; hak, hukuk ve adâletin temsilcisi olan YENİ ASYA ve camiası başta olmak üzere HAK ve ADALET PLATFORMU ve mensuplarına binlerce teşekkür ve duâlar ediyoruz. Pek çok kimsenin korkudan "arazi" olduğu gayri hukuki ve antidemokratik şu süreçte masum, mazlum ve mağdurların sesi ve tercümanı olan Yeni Asya ile Hak ve Adalet Platformu gibi hakperest ehl-i hak ve hakikatin varlığı bize gelecek adına ümit veriyor. Bu nevi oluşumlar, ittifaklar, şahs-ı mânevîler hem artarak hem büyüyerek devam etmeli ki hak,hukuk ve adâlete ilişmek isteyenler buna cesaret edemesinler. Zira zalimin zulmü cesaretinden değil hem korkusundan hem de kitlelerin zulüm karşısındaki sessizliğinden kaynaklanmaktadır. Sessiz kitlelerin en acınacak halde olanı da (Yeni Asya ve camiası hariç) "İman hem nurdur hem kuvvettir!" dersini kitlelere veren kardeşlerdir. Acıtan gerçek de budur.

  • HÜSEYİN İLHAN

    29.12.2017 10:03:57

    Evet YENİ ASYA gazetemize hak ve adaleti savunduğu için maalesef siyasi sapığın sözüne bakarak sizde hainleri savunuyorsunuz diyen zavallı din kardeşlerimi gördüm.Acıyorum.Normalde ibadetinde ve hayatını mazbut yaşamada.Fakaat SAPIK VE SAPKIN SİYASAL İSLAMCI tayfasının zehirlemelerine maruz kalan bu dindar insanlar milyonların KUL HAKKI GASBINA ORTAK OLDUKLARININ FARKINDA NEDEN OLAMIYOR. Evet TARAFGİRLİK-SİYASİ SAPKINA MEFTUNANE BAĞIMLILIK. ALAH bu kardeşlerimize basiret,feraset,din-i hamiyeti adalet ile de anlamak nasip eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı