"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL’le terör biter mi?

Kâzım GÜLEÇYÜZ
22 Aralık 2016, Perşembe
12 Eylül öncesinin sıkıyönetim tecrübesi

Terördeki tırmanışı OHAL’i kalıcı kılmanın gerekçesi olarak gösterenlere, 12 Eylül öncesinin Başbakanı merhum Süleyman Demirel’in ağzından, o dönemdeki sıkıyönetim serencamını ve neticesini hatırlatmakta fayda görüyoruz:

1978 senesinin Mart’ıyla beraber artan bir anarşi ve terör hareketiyle Türkiye karşı karşıya kaldı. 26 Aralık 1978 tarihinde Kahramanmaraş olayları göz önünde tutularak—ki bu olaylar 19 Aralık’ta başlamıştır—13 ilde birden sıkıyönetim ilân edildi. O sıkıyönetim yedi-sekiz sene sürdü. 19 Temmuz 1987 tarihine kadar. Sonra yerini süper yetkili süper vali aldı. Yani normale dönülmedi.

Sıkıyönetim ilanıyla beraber olaylar da arttı. Azalacağına çoğaldı. Anarşi ve terör olaylarının yüzde 30-35’i İstanbul’da, yüzde 20’si Ankara’da, yüzde 20’si Adana’da ve bir o kadarı Güneydoğu’da, Urfa, Diyarbakır, Mardin, Siirt illerinde olmaktaydı. Hemen hemen diğer illerimizde pek fazla anarşi hareketi yoktu. Daha sonra birkaç ilimizde daha anarşi patlaması oldu. İzmir’de bir miktar oldu. 12 ilde ilân edilen sıkıyönetim 20 ile kadar çıktı. Daha sonra 18 ile kadar indi. Fakat sıkıyönetim anarşi ve teröre çare olmadı. 

Bizim ülkeyi devraldığımız 1979 Kasım’ında Türkiye yanıyordu. Aşağı yukarı 4000’e yakın can kaybı olmuştu. Ülke kan denizi halindeydi. Bıraktığımız Türkiye’de bu çeşit meseleler yoktu. Yoktu ki, sıkıyönetim yoktu. Yoktu ki, bizim bıraktığımızdan hemen hemen bir sene sonra ilân edildi. Biz bıraktık 1977 senesinin sonunda. Sıkıyönetim 1978 senesinin sonunda ilân edildi. (...) İfade ettiğim gibi, nerede sıkıyönetim olduysa, orada arttı anarşi. Türkiye’nin 67 vilâyetinden hemen hemen 50’ye yakınında anarşi yoktu. 584 ilçesi vardı Türkiye’nin o zaman. Bunların 560’ında bir anarşi meselesi yoktu. 36 bin köyde de bir anarşi meselesi yoktu.  (...)

(12 Kasım 1979’da hükümeti kurduktan sonra) Canla başla çalıştık. Bu yangını söndürelim, memleket bu belâdan kurtulsun diye. Anarşiyi yalnız başına hükümetler bastıramaz. Anarşiyi önlemek devlet işidir. Hukukun içinde kalarak kan dökülmesini önlemek, kanun ve nizam hakimiyetini sağlamak, devletin güvenlik güçleriyle, mahkemeleriyle, idaresiyle, tümünün birden gayretiyle olabilecek işlerdir. (İslam Demokrasi Laiklik, s. 226-7)

Yarın devam edelim.

Askerî uçakla Risale-i Nur taşıyan Nurcu pilot, son şahit ve Yeni Asya emektarı “Tayyareci” Ali Demirel Ağabey yoğun bakımda dua bekliyor...

Demirel’in “12 Eylül olmasaydı başlayıp çoğunu bitirirdik” dediği projeler içinde İstanbul tüp geçidi (Marmaray ve Avrasya tüneli) de vardı.

Bunca gecikmeyle de olsa Asya ile Avrupa’yı 5. kez buluşturan Avrasya Tüneline emeği geçenleri tebrik ediyor, hayırlı olmasını diliyoruz.

Herşeye rağmen hayata geçirilen kalkınma projelerini memnuniyetle karşılarken, bunları da gölgeleyen hukuk ihlallerinin bitmesini diliyoruz.

Okunma Sayısı: 7670
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    22.12.2016 13:21:06

    (4) Bakınız Rusya Büyükelçisi'nin suikastı da gösteriyor ki, dinin siyasete alet edilmesi, dinî söylemlerin siyasette menfi bir tarzda bolca kullanılması, öfke yüklü hamasi nutuklarla kitlelerde infiale sebebiyet verilmesi vahim neticeler veriyor. Suikastcı güya kendince Halep'in intikamını almak için bir devletin büyükelçisini katlediyor. Irkçı ve Müslüman karşıtı söylemlerine rağmen ABD Başkanı seçilen Trump da "mal bulmuş mağribi" misâli bu olay bahanesiyle diyor ki : "Müslümanlar hakkında haklı olduğum yüzde 100 kanıtlandı!" İslâmı terorizm Müslümanı terörist gibi göstermeye kimsenin hakkı yoktur. İşte siyasal İslâmcı ideolojiyle siyaset yapmanın dahilde ve hariçteki acı ve vahim olaylara ve tefrikaya sebep olan neticeleri. Artık müsbet ve doğru olan reçetelerle derdimize derman arayalım. "Makyavelist politikalar"ile değil.....

  • Özcan Erkiş

    22.12.2016 12:47:30

    (3) Fertlerde olduğu gibi devletin terakki ve tedennisi de hürriyet,adalet ve kuvvetin kanunda olmasıyla alakalıdır. Hür ve demokrat ülkeler aynı zamanda dünyanın da gelişmiş ülkelerini teşkil etmektedirler. Gelişmemiş ülkeler ise demokrasinin olmadığı, ya doğrudan yahut dolaylı olarak dikta ile yönetilen devletlerdir. Ama gelişmiş ülkelerde de terör var, denilebilir. Evet vardır. Ama Türkiye ve Ortadoğu'da olduğu gibi değil. Hem terör ve anarşi, bir bölgeyi değil tüm küre -i arzı tehdit eden bir belâ ve musibettir. Çaresi anarşi ve teröre zemin teşkil eden (maddi ve manevi ) menfi siyaset başta olmak üzere, antidemokratik, hukuksuz ortama son vermektir. Her türlü mücadele hukuk içinde ve kanun dairesinde olmalıdır.

  • Özcan Erkiş

    22.12.2016 12:25:39

    (2) Merhum Demirel'in yakın çalışma arkadaşlarından ve eski Ulaştırma Bakanlarından Yaşar Topçu Bey'le alakalı bugün yayınladığınız röportajda da ifade ettiği gibi, demokrasiye sekte vuran generallerin azledilmesiyle ilgili kararnameyi, asker kökenli reisi Cumhur imzalamıyor. Demokrasiye değil cuntacılara sahip çıkıyor. Üstelik "Bu olay karşısında size yardım ve desteğim olmaz. Bana sorarsanız siz çekilin!" diyor. Özrü kabahatinden büyük ve vahim bir olay. Türkiye'nin neden bir türlü demokrasiyi tesis edemediği şu olay ve sözlerle anlaşılıyor zannediyorum. Ve elbette demokrasi olmayınca onu güçlü kılan adalet, hürriyet ve kuvvetin kanunda olduğu hukukun üstünlüğü de doğal olarak olmuyor. Zemin de anarşi ve teröre müsait hâle geliyor.

  • Ali Tüylü

    22.12.2016 12:08:02

    "Medenîlere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile değildir." Yok biz ikna yolu gibi kolay bir yolu seçmeyiz diyorsa iktidar sahipleri.O zaman medeni insanları da vahşi olmaya zorlarlar ve terör de bitmez terörist de . Bu kadar aydınlatıcı rehberler varken hâlâ kendi bildiklerini okuyorlar ya saşıyorum.

  • Özcan Erkiş

    22.12.2016 12:06:32

    (1) OHAL darbe rejimleri terörü, terör OHAL' i netice vermekle fasit bir dairede dönüp duruyoruz. Yazınızda merhum Demirel'in " sıkıyönetim ve neticelerine "dair söylediklerini, o günden bugüne yaşadığımız terör olayları aynen teyit ediyor. Aklın yolu birdir. Demek ki darbeci ve vesayetci (ister askerî isterse sivil olsun farketmez) zihniyet ve ideoloji ile yürütülen siyaset ve idare anlayışı ile ülke yönetilemediği gibi terör de bitirilememiş. 40 yıla yakındır bunu denemiş olmakla hâlâ öğrenemedik ise zamanı ve emekleri hebâ etmişiz demektir. Hâlâ aynı mânâsız ve faydasız yanlışta ısrar ediliyor anlamak mümkün değil.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı